balkonda keman çalıyor gibi gölgeler
sanki yerliler dansediyor
bilinmeyen iklimlerde
coşkusunu anlamalı
baharla yazın örtüştüğü anın
çimento fabrikasını gördüm
yalnızdı
ağlamaklı
oysa büyüktü
kendi gölgesinden
yolların tadı asfalt
ufuk ip gibi
çalılarda koyun - keçi
motorun üstünde çarşaflı
al yanaklı köy kadını
bir destan yazmak istiyorum
gözlerinin ışığını anlatsın
rengarenk giysili
yanık tenli çocukların
bir de günebakanların
o kadar saf o kadar pak
cevaplar pürüssüz
ovalar yeşillikler
bakışlarımızla büyüyor
kıskançlığıyla şehirlerin
ıssız, uzak bir çeşmede
akan soğuk pınar suyuna
dudaklarını değdiricesine
bir tazelik katmalı
şu köhnemiş hallerimize
gemilerin üstünde çelikle
bütünleşip denizleri
geçiyoruz bilmiyoruz
aceleden hayatın ah
güzelliğini kaçırıyoruz
anlamını soruşturmadan
zorlamadan, koşuşturmadan
seviyorlar uzaklarda
ve uzun yaşıyorlar
oralarda insanlar
bizse bu kentsel pimpiriğin
zamanla tutulan amansız güreşin
endişesiyle tatil anlarında
koşuyoruz
sakin coğrafyalara
sen de garip duruyorsun
dev market yolun kenarında
ben de - bu ukala tavrın
bedenime yaydığı duruşla
ikimiz de neler kazanıp
neler kaybediyoruz
geçmiştekiler
geçmiştekiler
bilmişler bunu
ne kadar çabalarsan çabala
huzurunun başkasının elinde
olduğunu
bu yüzden yollarda dizi dizi
sarı ışıklar - ve yüzler sinirli
biliyor muyuz neden sürekli
bir yerlerden bir yerlere
göçmemiz gerektiğini?
oysa ova, tepe - köy yerinde
duruyor bir de dut ağaçları
tadına öncelikle yaşamın
dallara konan minik kuşlar
varmış olmalı
sofuca duruyor bulut - gök - deniz - kayalar
bu koşuşturmamıza
gülüyor olmalı
uzaklardaki
yanık tenli insanlar...
Kayıt Tarihi : 30.7.2016 18:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!