Uzaklardan gelen yolcu

Uzaklardan gelen yolcu
Hangi diyarların tozu var topuklarında
Gördüğün sevdaları anlat bana
Yada güve yemiş kuru ağaçları
Bağdat düştü diyorlar doğrumu?
Demir kartallar uçuyormuş göklerinde
O zaman sen çocukları anlat bana
Yıkılmış bina önlerinde
Taşlardan oyuncak yapmasını bilen çocukları
Felluceli analar nasıl söylesene
Kurumuş mu göz pınarları?

Gel otur dertleşelim garip yolcu
Nedir seni yollara iten
Groznili bir yetimin sevdası mı?
Yoksa bir yarışmamı var bilmediğim
En iyi acı fotoğrafını ödüllendiren
Unutma, dolaşsan da bütün dünyayı
Aslında bir şey var değişmeyen
Görmeyen göz, umursamaz acıları

Buralar hakkında ne yazacaksın yolcu
Anadolu esir düşmüş yaz
Şehirlerde karbon monoksit
Köylerde taş ocakları
Dinamit atıyor filizlenen çiçeklere
Bir köşede demirciler
Örslerinde umutsuz hayatlar dövüyor

Durma artık git yolcu
Gözlerimdeki yaşları yetimlere götür
Bir adam var de dertli mi dertli
Acılarınızı kalbine hapsetmiş
Patlamayı bekleyen bir volkan gibi
Saatini bekleyen
Bir daha ki gelişinde iyi haberler getir
Nehirlerin şırıltısı, kuşların cıvıltısı
Bahar aydınlığı getir
Yada ne yetim ne öksüz
Yeni doğmuş bir bebeğin kokusunu getir