Ağlamaklı bir denizden geçiyorsun
Kırılıyor yalnızlığının tüm kemikleri
Zapt ediliyor bu gece
İçindeki vatanın tüm kaleleri
Ağrıyan ruhunda kevaşenin teki
Nasıl da bunaltıyor zihnini
Çok yabancı, çok uzak biri
Oysa derinliğinden biliyor seni
Sevgiden yoksun bir ağacın dibinde uyukluyorsun
Sen bilmezsin aşkı, sevgiyi
Senin annen hiç kahve kokulu saçlarını okşayıp
Sana ninni söyledi mi?
Gönlünde taht nidaları atanları
Bir de onların tükürüklerinden zehir akan yardakçılarını
Sevgi nedir bilmeden seversin sen
Sen zararsız yengeçlerin koynunda yatan o kıskaçsın
Sana kaçmaktan başka çare yoktur şehrin gövdesinden
Masalların anasıdır incelik dediğin
Sen şiirlerin anasına sığınmış kadının tekisin
Ölüm kokan bir şarkının tınısı kokmak nedir
Onlar ne bilsin
Sadelik çukurunda toprak öpenlerin ardında
Sen acı kokan bir derinliğin dilsiz çocuk seslerisin
Kayıt Tarihi : 4.9.2023 02:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!