___________deniz ve yunus anısına
seküler telaşında bir öğlen sonrasının
dehşetle uyandık, ipeksi uykusundan
fay hatlarında yırtılırken akışkan yeryüzü
pul pul dökülen hazır kıta yalanlarımızı
çürümüş insanlığımızın kof hallerini
ve birikmiş öfkesini kusarken yüzümüze!
ve emerek kılcal damarlarımızdaki
son vicdan kırıntılarını apansız...
aynalar değildir, güzel kardeşim!
ölçeği küçültülmüş bir zelzeledir
sahtekarlığımızı deşifre eden!
ve artık
çöken kolonların
o soğuk zemininde
ya/saklı öyküleri anlatılır
soldurulan hayatlarımızın…
yirmi birinci asrındayız devranın, he canım!
bahar değil, yaz değil, ekinoks değil
bir güz sancısının sert iklimidir mevsim
düş/erken ölür enkaz altında
uzaklarda kalır el/van kokusu
haritadan silinmiş bir ‘hayalet kent’i düşer ajanslar
siyah ve iri puntolarda
kod adı; erciş…
o yazlık paçavra çadırlarda bitkin
yarım kalmış nice haylaz düşleri
ve şafağı sökmemiş kısacık ömründe
bir deniz* soldu vaktinden önce bahar
hawar,* dilemın* hawar!
bir yokluk belasıyla sınanır tenlerimiz
bastıran zemheride karakış hayırsızı
bırak, anne karnında can verem looo!
dilsiz çığlıkların sızdığı
illetli kederimle yalnız
ve tıkadım kulaklarımı
şehâdet parmaklarımla
ağızlar dolusu hamasi nutuklarına
hitler özentisi ekran yorumcuların
cinnet yumağı iğrenç söylemlerine
siper eyledim yaralanmış göğsümü
bir granit parçası yumruklarımı sıkarak
elastiki coplarına
biber gazlarına
yerli ve dağlı bir inatla…
yirmi birinci asrındayız devranın, he canım!
bahar değil, yaz değil, ekinoks değil
bir güz sancısının sert iklimidir mevsim
düş/erken biter enkaz altında
uzaklarda kalır el/van kokusu
haritadan silinmiş bir ‘hayalet kent’i düşer ajanslar
siyah ve iri puntolarda
kod adı; erciş…
o kağıttan duvarların dip ortasında
feri kaçmış, umut yoksunu gözleri
ve anlaşılmaz diliyle inleyen yunus'a* ağladık mı?
ithal dizilere akıttığımız gözyaşlarımız kadar
hawar, dîlemin hawar!
2011/
Alpaslan Akdağ
Kayıt Tarihi : 24.11.2011 12:11:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
*Deniz Olgun:Deprem sonrası kurulan yazlık çadırda donarak ölen çocuk. *Hawar:Kürtçe’de sessiz çığlık, medet, eyvah, yakarış ünlemi. *Yunus Geray:Enkazdan sağ çıkan, ancak iç kanamadan yolda ölen çocuk. özelde van- erciş, fakat genelde tüm deprem mağdurlarının değerli anılarına ithaf edilerek yazılmış içsel mısralar...
Olay katındaki değişmeleri/insanları/yaşam içinden yakın plana getirilen görünürlükleri birbiriyle ilintilenmiş biçimiyle şiirde işlemiş Şair.
Yazınsal olduğu ölçüde gerçek;gerçek olduğu ölçüde yazınsaldı.Bu karma yapı bana enfes bir okuma olanağı sağladı.
Kutluyorum Dost.
Erdemle.
*Hawar:Kürtçe’de sessiz çığlık, medet, eyvah, yakarış ünlemi.
*Yunus Geray:Enkazdan sağ çıkan, ancak iç kanamadan yolda ölen çocuk.
Alpaslan Akdağ
-----
onurlu bir sayfa açan duyarlı kalemi tam puanımla selamlıyorum bu durumda insanlık utansın hocam saygılarımla
TÜM YORUMLAR (7)