Sevgi hayatın içinde bir avuç su kadardı, azaltmak ve çoğaltmak benim ellerimdeydi. Alçalıp yükselen dalgalar gibiydim, yüksekliğimi esen rüzgar belirliyordu. Bazen sevinç bazen de hüzündü dalgaları büyüten. Sahile ulaşmaya çalışan dalgaların kırılmasındaki su damlacıkları gibiydi hayatım, dağılmış ruhlar, dağılmış sevdaları yaşıyordum.
Bir nefeslik molalarla yürüdüğüm yolda hedeflediğim mutluluğa koşuyordum. Korkumun ve duygusuzluğumun el sıkıştığı molalalarda dinlenip, kapısını açarak içeriye girmeye çalıştığım yaşamın kurallarını asla öğrenemedim.
Acıları yargılayan düşüncem, acılar içinde kıvrılarak yol alıyordu yaşam denen kullvarlar arasında.hüzünlerimden kaçmaya çalıştıkça dahada çoğalıyordu. Istıraba boyun eğmektense ölüme razı oluyordum. Derin uykulardaki mutluluğu uyandırmıyor, ona ait yolun yönünü seçemiyordum.
Sonbaharda kurumuş ve rüzgara kapılmış, ayrıldığı dalını arayan yaprak gibi oradan oraya savruluyorum. Oysa benim ayakta kalışım, yada yıkılışım senin yanımda bulunup bulunmamana bağlıydı.
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla