denizden kilometrelerce yüksek rakımlarda
ah şu bitmek bilmez dergah-ı matemim.
sonsuz gök yüzü dileklerim, uçuşur göklerde
ben ise bir garip kanamakta yüce dağ yamaçlarında.
ne olduğunu bilmeden,nicesinin dahi unuttuğu iken...
kayıp bir anı ve yanık sayfa uçları ellerimde kalan.
savruldukça hallaç pamukları gibi dört bir yana
darmadağın demir parmaklıklarım, ah şu gamlarım.
ellerimde solup giden kabuksuz yaralarım.
en canan-ı canlarım bile benden daha uzak bana...
kalemimi kırıp, gam kalemi aşıp çıkıyorum yola
uzak bir rota düşlerim, varılması namümkün.
uzak bir kaçış isterim soluksuz ve dingin.
düşsem yola sırtlasam kendimi, bulsam bendimi.
belki bir anı tadında yarım kalmışlıklarıma ithafen...
bilmem ben bu halimi, bilmezler ki ben bilemezken beni
inceden esen temmuz meltemi vurur bir ovaya.
titrer tüm benliğim hiçliklerimde, tutuşur gözlerim yaşına
bir umut daha tükettikten sonra yolum devam eder
hiç doğmamış bir ben'den, hiç ölmemiş bir benliğim'e...
Kayıt Tarihi : 29.6.2018 00:42:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Halil Yılmaz 2](https://www.antoloji.com/i/siir/2018/06/29/uzaklara-42.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!