Uzak Tan Şiirleri - Şair Uzak Tan

0

TAKİPÇİ

Uzak Tan

aşk çok uzak bize sevgili
yanımızdan bile geçmez artık
ben biliyorum
sen görmüyorsun...

ben nisanları severim

Devamını Oku
Uzak Tan

buradasın biliyorum kalbinin sesi geliyor her çığlığında bir martının her vapur sesinde ya da bir simitin bölünürken çıtırtısında duyuyorum her yere baktım sandaletlerim eskidi seni aramaktan nasır tuttu ellerim her teni sen sanmaktan... ne zaman kaybettik aslında çocukluğu yaseminler arasında geçen geçen geçliğimiz... şimdi sonbahar ömrüm ey aranan...

Devamını Oku
Uzak Tan

Dün saatlerce yağmurda dolaştım. saçımın her teline, iliklerime kadar ıslandım. yağmur damlaları çivi gibi çaktı alnıma damlalarını, umursamadım. çünki dışımda değildim o an. dışarda beni tanımlamayan sesler, kokular, ışıklar, insanlar yoktu. orda değildim. görmedim, duymadım, hissetmedim hiçbirşey. birisi gelse saplasa bıçağı üzerinede ölülerin arasına hoşgeldin yazsa onu bile hissetmeyecektim. dişlerimi sıktım konuştum kendimle ve benden hiç ayrılmayan tenimle. kah sinirlendim kızdım, kah affettim kendimi. seni mi? seni çoktaaan affettim çünkü ben seni affetmezsem kendimi affedemem ki. son dilediğim özürde erittim benliğimi. son kendine iyi bak dediğimde çöktüm dizlerimin üzerine birgün düştüğüm yerden kaldırıp beni gögsüne sarman temennisiyle. ama son hoşçakalımda bırakamadım seni. gece 3 uyandım birden içimde bir acı dayanmak imkansız. rüya gördüm desem değil sadece acı. insan uykusundan acıyla uyanır mı ya. tarif edilemez, anlatılamaz ama tanıyorum bu duyguyu eskilerden. sana her dokunduğumda hissettiğim çaresizlik bu. her zaman geldiğin hep giderken bıraktığın sensizlik korkusu. nasıl başetmiştim daha önce hatırlamıyorum. ah bir hatırlasam hemen kurtulacağım senden. bilirsin sıkıntıya gelemem. neyse yağmurlu yola geri dönelim. arabalar geldi karşımdan, insanlar köpekler. dediler herhalde kadının şemsiyesi yok. yada deli galiba divane. bilmiyorlarki ben ateşe uçan bir pervaneyim. her seferinde ateşte yanar, bir başka pervanede yeniden can bulur yine yanarım. yok hayır deli değilim. dedim ya ben ateşe uçan bir pervaneyim. sonra bir sokağa saptım amaçsız yürüyüşümde. pazar yerinin çığırtkanları karşıladı beni. sebzeler meyveler. bir zamanlar şükür ile baktığım yiyecekler düşman oldu bana. beni hayatta tutan içindeki vitaminler minereller ve vs besinleri yüzünden. oysa ben orda değildim artık. ben sende benliğimi erittim ey sevgili. bana yakıştırdığın tüm sıfatlar benim, yüklediğin tüm kötü, pis, günahkar olan anlamlar benim. seninle mücadele etmeye gücüm kalmadı artık bunu gör. saldırırsan bana kendimi savunmayacağım. ben buyum. şimdi ne olduğumu sende biliyorsun diye değişeyim mi? biliyorsun görüyorsun neyden korkuyorsun. ne yapacaksın şimdi benimle sen karar ver. ben eğileceğim kadar eğildim...

Devamını Oku
Uzak Tan

bugünün yemeği mercimek çorbası. malzemeleri herkes bildiğine göre yapılışına geçebiliriz.
mercimekler güzelce yıkanır. tencereye konur. arkasından bir patates, bir havuç, bir baş soğan doğranır ve mercimeklere eklenir. yeteri kadar su tuz pişmeye bırakılır.
iyice piştikten sonra bir kevgire alınır ve el ile ovularak ezilir. neden elinin lezzeti geçsin yemeğe, hatıralardan hiç silinmesin tadı.
not: artık blender var. sokuyorsun tencereye 2 saniyede herşey ezik. mertlik mi bozuldu ne?
sonra biraz tereyağında nane kavrulup, çorba bir taşım daha kaynatılır. afiyet olsun...
bu sadece bir yemek tarifi değildir dostlar yanlış anlamayın. ah bir bilseniz bendeki karşılığını bir daha ne zaman mercimek çorbası içseniz kaşığınız titrer. bu söylemek isteyipte söyleyemediğim, yaşamak isteyipte yaşayamadığım, sarılmak isteyipte sarılamadığım herşeyin karşılığı. bir dahası mümkün olmayan benim. masumiyetim, çocukluğum, deli gençliğim, sorumsuzluklarım, burnumdan hiç silinmeyen bir koku. yanık buğday kokusu. kokusunu anlatırken kullandığım kelimeler. oysaki yanık buğday nasıl kokardı hiç bilmiyordum. şimdide bilmiyorum. artık öğrenme şansımda yok.

Devamını Oku
Uzak Tan

soğukta bensiz üşümüşsün
bensiz yağmış yağmurlar
ellerinin ateşini başka avuçlarda söndürmüşsün
bir yerde gördüm
benim için gençlikteki bir hata demişsin
çok yazık...

Devamını Oku
Uzak Tan

bundan böyle
her giden sen, her kalan ben
bundan böyle
her vuran sen, her vurulan ben
bundan böyle
her seven ben, her sevilen sen

Devamını Oku
Uzak Tan

SUÇ VE CEZA
siz suç ve cezayı okudunuz mu? . hani kahramının işlediği cinayet sonrası vicdanıyla hesaplaşmalarının, uykusuz gecelerinin, sıtma nöbetlerinin olduğu romanı. sonrasında hep cinayet mahallinin etrafında dolaşıp polisle beraber katili aradığı romanı. ve en sonunda işlediği suçun vicdan azabına dayanamayarak kendini ihbar ettiği ve 8 yıl kürek cezasına çarptırıldığı romanı. ben okudum. yıl 1997. gençtim, hayat doluydum. anlamadım insanın nasıl kendini ele verebileceğini. şimdi anlıyorum. kendimi ele verdim. tüm savunmalarımı yıktım. savunmasız kaldığım anda ilk darbeyi aldım önce bana en yakın olan benden sonra kalbe en yakın olan tenden. ama gariptir şu an o kadar huzurluyum ki ve asıl şimdi o kadar dünyalıyım ki artık korku yok içimde. tek korkumu yendim yakalanma korkusu. penceremin camından izlediğim o kamaşan ışıkları şimdi kollarımı açarak karşılıyorum. çünki biliyorum ki ben ne kadar kavuştursamda kollarımı göğsümde kalbimi korumak için sırtımdan alabilirim darbeyi.

Devamını Oku
Uzak Tan

mutluluğun resmini yapabilir misin diyor şair
ne var ki bunda
çok basit
sıcak bir çay masada
karşında sevdiğin
dışarda kar yağıyor

Devamını Oku