Uzak Şey - Garib Çoban Şiiri - Engin Dem ...

Uzak Şey - Garib Çoban

Gözlerinizi kapatın, göreceksiniz.
Herkes ve her şeyin gönlündeki Maide’yi hatırlatmasına izin verirsen her mevsim eylül olur.
Aralarında özel bir şey yoktu, birbirlerini sevmeyi seviyorlardı savrulan yapraklar gibi.
Tüm sadeliğiyle, tam bir samimiyetle.
Her bir sözünde, nezaket ortaya çıkıyor.
Aşk özgürce akardı.
Birlikte mutluluğu geliştiriyorlardı.
Eylülde açan bir çiçek tarlası gibi kartpostal arkasında kalmış kelimeler gönüllerde koruma altında.

Gönül bir yer olmaktan çıkıp bir insana dönüştüğünde, onun onu sevdiğini biliyordur aşk.
Vücudun benden uzakta!..
Eylül yüreklim, sen yokken bile sen varsın.
Sessiz bir gecede düşünüyorum.
Herşeyden uzaklaşıyorum özellikle kendimden.
Kendime rağmen kendimi dünyaya kapatıyorum.
Düşüncelerimin yankısında sesini dinliyorum.
Sabah anladım ki, asıl istediğim şey mal mülk ya da şöhret değil, kalbimdi.

Aşkımız nerede biter?.
Cevabı bir labirent gibi göremiyorum.
Ama sana şunu söyleyebilirim.
Vefasızlara gitme, onlar yıkık köprüdür.
Sadece senin için, sana izin veriyorum gitmen için.
Düşüncelerime eziyet etmek için.
Kısıtlama olmadan, dünyam tepetaklak olsun diye.
Kendin ol, seni arıyorum, böylece putperest insanlar arasında seni bulabilirim.

Yakınlık zamana ve ötesine direnen az sayıdaki duygudan biridir.
Herkes bir şeyler için yalvarıyor.
Hepimizin bir yerlerde doldurması gereken bir boşluk var.
Güzellik kendin olmaya karar verdiğin an başlar.
Sevgiyle, çılgınca, aşk ile isteseydin duada olurdu.

Bu aşkın bitmesine asla pişman olmayacağım.
Bu benim gururum , desteğimdir karşılıksız sevgime.
Sana olan hislerimle baş başa kalmak için kaçmak istiyorum.
Ve kendimden özür dilememdir, sana kalbimi kaptırdığım gece.

Azını çoğaltmak istiyorsan, çoğunu azalt.
Peygamberimiz buyurdu ki!..
Kim Allah'ın takdir ettiği az bir rızka razı olursa
Allah da onun az bir ameline razı olur.
Ama benim gönül penceremde açık bir pencere var.
Yaralandı dünyadan, yüreğiniz sizinle olsun.
Her sabah rüyalarını yatağın üzerine bırakıyor, uyanıyor ve canlı kıyafetlerini giyiyordu Eylül.

Beni teheccüt vakti yavaş yavaş öğren.
Onunla olmak, sonbaharda eylül güneşinin altında oturmak gibi.
Şems vakti lütfen sabırlı olun, gönül sayfalarımla.
Sonunda artık hayal kırıklığına bile uğramıyorum.
Sadece kendi kendime yine mi?..diyorum.
Ayıkladım içimi tek sen kalana kadar.

Eğer ışık içinizde değilse, karanlıktasınızdır.
Dünyalık putlarınla, her zaman bambaşka bir hayattan bir karar uzaktasın.
Başkaları uğruna sevginizi feda etmeyin, vefalıysan ruhunuzun ritminde yaşayın.
Aşk ruhun derinliklerine işlediğinde, alna besmeleyle konan bir öpücük artık sadece bir öpücük değil.
Kaç sene geçerse geçsin senin sesine, senin gözlerine rastladığımda gözlerim dolacak,
biliyorum.
Cennet ile yerin birleştiği yerdir.

Bir kadın özel olduğunda, sonbaharda savrulan yaprakların gölgesi bile parlıyor.
Daha güzel bir şey yok, gerçek gerçeğinizden daha.
Rüzgârın alıp götüremediği tek şey özlemdir o vakit.
Gerçek, mükemmel olandan daha çekicidir.
Hayatın bir kostüm partisi olduğunu ve gerçek yüzümle katıldığımı anladığımda kendimden utandım.
Orada bir güneştir sevgi, içinde her kişi.
Dünyalık putlarıyla yaşayanlara arasında, garib gönlüm yazamadığı şiiri yaşıyor.

Beyaz benim kalbimin rengidir.
Her şeyi kucaklayan bir yumuşaklıkla, her renge uyum sağlar.
Sevdikçe Eylül onun tonunu nazikçe alır.
Hepsi bu pencerede şafak!..
Endişelerinizi rüzgara bırakın, onları kalbinizin içine hapsetmeyin.
Küçük eli gece göğüne doğru uzanıyor.
Dileğinin gerçekleşmesi için aya dua ediyor.
Dostun sesi sıcak bir ışıktır, sevgisi her zaman yanınızdadır.

Yükü tek başınıza taşımayın; elinizi uzatın, bir dostun sevgisi sizi kucaklayacaktır.
Bazı şeylerini arkadaşlar dışında kimseye söylemeyin dedi Aklı Kıt Adam.
Bazı şeyleri arkadaşlara bile söyleyin dedi İhtiyar Bilge.
Bazı şeyleriyse insanın kendine bile söylemediğini söylüyor teheccüt vakti Deliler Şeyhi.
Hayattan da çok fazla şey istememelisiniz dedi Mezarlık Bekçisi.
Her seferinde sen olursun, bana hepsi tekrar tekrar gidişinle.

Önceden gelecek daha iyiydi.
Bir gün herkesin yerinin doldurulamayacağını anlayacaksınız.
Gece gündüz gibi hayatımdın duada.
Siz ikiniz, birbirine bağlısınız, mükemmel aşkımı verin.
Bir sabah beni seçmeye mahkum ettin.
Sadece ikinizi sevdim.
Seni bırakıyorum, hoşçakal.
Seni kaybedemem!..
Çünkü eğer kaybetseydim, daha iyi olan yarımı, ruh eşimi, gülüşümü, sahip olduğum her şeyi kaybederdim.

Seçim yapmak bize ihanet etmek olur.
Ve eğer…
Mükemmel aşk dünyadaki en mükemmel şeydir.
Bir eylülde gözlerine ilk baktığımda, alnına kondurduğum besmeleyle sadece seni görmedim.
Bugünümü, yarınımı ve hayatımın geri kalanındaki geleceğimi gördüm.
Senin hakkında ne hissettiğinden emin olan biriyle birlikte olmak çok güzel.
Ama aynı zamanda en hayal kırıklığı yaratanı.

Ve karanlıkta göreceksin teheccüt vakti yükselecek olan sönmeyen ışığımsın.
Daima canlı, bir gece güneşi ışığını.
Bana daha önce hiç hissetmediğim şeyleri hissettiriyorsun.
Çünkü ifade edebileceğimizden daha fazlasıdır.

Kendine bile güvenmiyorsun, hissizleşmek ve duyguları örtbas etmek, yarayı korur ama iyileşmeyi engeller.
Sevin, delice sevin!..
Sevmek, başkalarının yalnızlığını, onu hiç doldurmadan, bilmeden sahiplenmektir.
Sevebileceğinizden çok sevin.
Ve eğer günah denirse.
Aşkın arzuları yasaklarla alay eder, yalnızlığa karışmanın anlamı yoktur.
Günahını sev, masum bir deli olursun.
Aşkın seni ittiği çılgınlıkların en ufakını bile hatırlamıyorsan, sevmemişsin demektir.
Beklemek acı verir.
Unutmak acı verir.
Ancak hangi kararı vereceğini bilememek en büyük acıdır.
Savrulan yaprak gibi tam elime yeni aldığım kitaptın, tesadüflere bayılıyorum eylülde gelişine.
(Y.ed - Dünya Bir Hiçtir Bizde Hiçleriz Albümü)