Önce yeşilin boynu bükülür
Geçsem bütün renklerden
Ve bütün çiçekler yeşille bir
Siyahsa bahtıydı…
Ne gözünü kırptı ne içi sızladı
Bahtını tertemiz alnına
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
gökyüzünün denizin rengidir mavi..özgürlüğün diğer adıdır..umuttur mavi..hep olsun umut/mavi.siz de hep söyleyin türkülerinizi.
Az konuşur umutsuzluk.Bu yüzden tehlikeyle yüz yüze,burun burunadır.
Tıpkı 'ekmek parası' uğruna yerden yüzlerce metre derinliklerde geceyi gündüzle yoğurup siyahlaştıran kömür emekçileri gibi.
Görünüşlerini değiştirmeye gereksinseler bile ,ellerinden bir şey gelmez.Topluca zayi olur giderler.
Vahşi kapitalizm böyle bir ihtirasın baş oyuncusu olarak ölüme gidebilmeyi göze alan figüranları seçer her zaman.
Trajedi oynanır.Perde indiği zaman,sahne gerisinde 305 kişi suskundur /hareketsiz yatarlar.
Sonra yine ölümün edebiyatı,yine çıkışsızlığın ağıtları ...
İhanetle kıstırlmış bu ölümlerin rengi hep siyahtır.
Mavileri,yeşilleri yok eden o el,başka yerlerde sahne almak için ekibiyle birlikte ıraklaşıp gider...
UZAK MAVİLERİ'nin şiiri başka bahara ertelenir yazılmak için.
Kutluyorum Değerli İNCEER'i.
Nicelerine.Erdemle.
Gökyüzü maviyi bulana kadar ne çok renklerden geçmiştir... Zifiri siyahtan tutun, şafak moruna, kızılına, turuncusuna kadar... Ömrününüzün renkleri ne olursa olsun, hep aydınlık ve parlak olsun.
KUTLUYORUM DEĞERLİ YÜREK SESİNİZİ SEVGİMLE İNCİ HANIM... NİCELERİNE...
Okuduğum güzel şiir
duygu yüklü aynı zamanda
doyurucu oldukca hoş
anlatımlı
yüreğine sağlık
şiir çalışmalarınızda
başarlar dilerim
Yüzü kara değil bahtı karaydı onların. Mavileri kim uzaklaştırdı onların dünyasından, tüccarlar tabi... Onlar kömür tüccarı mı sadece insan tüccarı aynı zamanda.
Yaşanan acı gerçeğin şiir diline usta bir yansıması olarak gördüğüm; içindeki hüznü ve öfkeyi hissettiğim anlamlı olduğu kadar güzel olan şiiri yazan kalemi kutluyorum.
Soma'da kömür bir barut gibi; yana yana geliyor ta işçinin kucağına. Bunu lanet olası zalimler, biliyor. Lanet olası siyasetçiler de bu zulme göz yummaktan medet umuyor, rey rantı gözlüyor.Ve Osmanlı'dan bu yana başvezaret rüşvet çarkı öyle bir dönüyor ki; o zaman da 'Selam verdim, rüşvet değildir deyü almadılar...' deniliyordu, şimdilerde bunun karşılığında Soma, Zonguldak vs. ocaklarda genç insanların ruhları, bedenleri alınıyor.Gözyaşları sel olsa, 'ah' lar âsümanı doldursa, bazılarının vicdanını doldurmuyor. Ama Soma milletimizin genel anlamca canını yakmış, çoğunluğun yüreğince derin izler bırakmıştır.Bu acıyla yürek feryadınızı okudum, dinledim.Ve Ateşin göründüğünden daha geniş alanları kapladığına daha da inandım. Böyle dertlerin hepimizden uzak olması dua ve dileğiyle. Enver Özçağlayan
Bilinmeli ki düştüğün yer
O yer ki seni değil!
Ama bir gün
Mutlaka sana çelme takan
Alın terini çalan zalimi yer…
Yüreğinize sağlık Kaleminiz daim olsun...
Böyle acıların tekrar yaşanmaması dileğiyle...
Teşekkürler...
Bilinmeli ki düştüğün yer
O yer ki seni değil!
Ama bir gün
Mutlaka sana çelme takan
Alın terini çalan zalimi yer…
Böyle içten yazan gönül sesine candan teşekkürler... 10 puan +ant. Mazluma duaların en güzeliyle...
Soylu bir düşüncenin kıvrımları acıyı paylaşmak için akıp durmuş şiirin içinden..Acı, şairenin düşünce ırmağını kaynayan bir suya çevirmiş..İlahi adaletin,evrensel terazisinde tartılacak bu acıyı yaşatanlar demiş..
Şiirdeki acı, toplumun ortak vicdanındaki acı..
Onların karanlıkta,kapkara dehlizlerde bir lokma ekmek için çırpınışlarında,
hak ettikleri insanca tedbirleri ihmal edenlerden hesap sorulmalıdır.
Ne yazık ki bahtları da kapkara imiş bu temiz alınlı insanların.
Yüreğinize sağlık sevgili İnci Hanım.
Bu şiir ile ilgili 13 tane yorum bulunmakta