Uzak düşlerimde yolculuklar...

Ali Efeoğlu
478

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Uzak düşlerimde yolculuklar...

Uzak düşlerimin çekiciliğine kapıldım bu gece yine
Ayaklarımın altında zemin olmayan alemlerde dolaştım
Ve,
Hayat iksirinin ne denli güzel olabileceğini farkettim yeniden! !

Yolum önce garibanlar mahallesine düştü
Fakat hayret,
Artık hiç gariban yoktu o mahallede!
Hepside,
İstediklerini alabilen,
Cepleri para dolu kişilere dönüşmüşlerdi
Çocuklar marka giyiniyor,
Anneler hergün yeni elbiseler alıyor,
Babalar spor arabalara biniyorlardı!
Bu durumdan gayet memnun olarak yoluma devam ettim..

Sevgi yoluna çıktım daha sonra
Gördüklerim, anında içimi ferahlatmaya yetti
Çifte kumrularla doluydu bu alemde baktığım heryer
Aşkın sevginin güzellikleri vardı herkesin yüzünde
Sevince insan güzelleşir derler ya,gerçekten öyle galiba!
Sevgi yolunda oturan herkes,
son derece güzel bir ruh haline ve görüntüye sahipti.
Sevinçten ağzım adeta kulaklarıma vardı onların ortamında
Sevenlerin birbirine kavuştuğu,
Ve ömür boyu birlikte yaşadığı bir dünya!
Ne kadar da güzeldi herşey
İnanın buradan adeta zorla ayrıldım
Fakat uzaklardan beni çeken başka düşlerimde vardı neticede..

Birden kendimi avrupanın sokaklarında buldum
Her taraftan bir rağbet vardı şahsıma karşı ki,sormayın!

'Koşun bakın ey ahali
Bakın bir Türk gelmiş
Aman onu el üstünde tutalım
Bir değil iki değil hepsi gelsinler memleketimize
Bolluk ve refah içinde ki Türklerde para çok
Tüm avrupa ihya olur Türk turistler sayesinde'

Anlatılmaz derecede mutluydum aralarında olmaktan
Fakat yolcu yolunda gerekti..

Derken yolum vatanıma düştü
Eski yunana ait adlarla dolu bütün tabelaların
İzmir sokaklarından kaybolduğunu gördüm! !
Allah'ım bu ne büyük mutluluktu
Memleketinde Türklere ait bir dikili taş bırakmayıp yıkan yunanın
Atalarım dediği adamlardan kalan eski taşlara tapınmıyorduk artık! !
Artık reklamlarını yapmayacaktık
Ve devlet televizyonu TRT nin de
Yunan reklamında ki bir numaralığı bıraktığını görmek
Sevincimi katmerledi sanki
En sonunda adam olmaya başladığımızı görmenin sevinciyle
Yoluma devam ettim..

Asyaydı bu sefer durağım
Uçsuz bucaksız Türk İllerinde gezindim
Herkes aynı dili konuşuyordu
Adına da Türkçe deniyordu bu dilin!
Polonya sınırından Japonya'ya
Balkanlardan Alaska'ya kadar herkes aynı dili konuşuyordu
Ve, o an bunun neden böyle olduğunu anladım
Tüm Türk Devletleri birleşmiş ve tek devlet olmuşlardı
Dünyanın en büyük ve en güçlü Devleti
Daha büyük bir mutluluk olabilirmi
Ergenekon'dan bugünlere! ! !
Tarifi imkansız duygularla doldu içim
Bilge Kağan geldi aklıma
'Ey Türk,Üstte mavi gökkubbe düşmedikçe
Altta yağız yeryüzü çökmedikçe
Senin töreni dirliğini kim bozabilir'! !

Ergenekon'dan çıktım
Uzak düşlerimde sislere karışmış yolcuğum
yine rahat bırakmadı beni
Ve yollara düştüm yeniden..

Kendimi kutsal topraklarda buldum
3 dağın arasındaydım
Ateş gibi yanan kumlarla doluydu heryer
Derken bir aksakallı adam,bir kadın ve bir çocuk çıkageldiler
Adam Hazreti İbrahim'di
Karısı Hacer ve oğlu İsmail'i
Sonradan adı Mekke olacak bu topraklarda
Bir müddet sonra bırakıp gitti
Küçük İsmail susamıştı çöllerde
Ve susuzluğun etkisiyle ağlamaya başladı
Annesi Hacer su bulma telaşıyla
Yanında bulundukları dağın etrafını yedi defa döndü
Fakat su bulamamıştı
Üzüntülü bir halde yavrusunun yanına geldiğinde
Allah'ın bir hikmeti olarak
Küçük İsmail'in oturduğu yerde
Susuzluktan debelenirken ayaklarıyla eştiği yerde,
Ayaklarının arasından çölden su çıktığını gördü
Su kızgın çöllerde akıp kaybolmasın diye
Hemen eliyle etrafını çevirerek,
'zem-zem' (ak fakat taşma) dedi..
O günden beri bu mübarek su akar ve asla taşmaz
Dünya üzerinde
Akmasına rağmen etrafına taşıp gitmeyen tek sudur..

Uzak düşlerimin çekiciliğinde yolculuğuma devam ettim
Tekrar yeni zamanlara doğru geldim..

Kastamonu dağlarındaydım
Kardan tipiden,fırtınadan
Göz gözü görmez bir haldeydi yüce dağlar
üşüdüğümü,iliklerime kadar üşüdüğümü hissettim
Ve birden kağnı arabalarının sesleri duyulmaya başladı uzaktan
Bir müddet sonra görünür oldular
En önde Elif Çavuş'un kağnısı vardı
Diğer pek çok kadın gibi onunda üstü ince,ayakları neredeyse çıplaktı
Kağnıları,karadeniz'den yükledikleri cephanelerle doluydu
Kemal Paşa Kuvvetlerine
Vatan'ı kurtarmak için savaşan kahramanlara
Hava,su kadar gerekli olan cephaneleri taşıyorlardı
Bir şey dikkatimi çekti Elif'in kağnısında
Ufak bebesinin üzerinde örtü yoktu
Yavrusunu örten battaniyeyi
Islanmasınlar diye cephanelerin üzerine örtmüştü
Bir müddet sonra ise minik yavru soğuktan donarak öldü
Ve Büyük Türk Milletinin,
Şu Çılgın Türklerin yedi düvele karşı verdikleri
Tarihte emsali olmayan bir Hürriyet ve Kurtuluş savaşının
İlk şanlı Şehitlerinden oldu! !
Elif'in ana yüreği dağlandı,
Fakat hedef Ankara'ydı
Ankara Vatanın kurtuluşuydu
Gazi Paşa Kuvvetlerine cephane gerekti
Islak cephanelerse bir işe yaramazdı
Onun için örtmüştü battaniyeyi üstlerine! !
Gökyüzü daha bir beter ağladı! !
Dağlar,taşlar selam durdu
Yavrusunu Vatanı için feda eden yiğit Türk anasının önünde
Bebesini oracıkta bir yere gömdüler,
Elif Çavuşun,
Yiğit Kastamonu kadının gözlerinden iki damla yaş döküldü
Dudaklarından ise şu sözler çıktı;
'Vatan sağolsun'
Ve devam etti çıplak ayaklı Türk analarının kağnıları yollarına
Cephaneler dağları taşları aşarak Ankara'ya ulaştı
Bu fedakarlıklarla beslenen Şanlı Türk Ordusu
İzmir'e girip Vatan kurtulunca
Körfezin sularının üstünde beliren bir şekil gördüm
Dikkatli bakınca bir Melek ve kucağında tuttuğu bir bebeği farkettim
Gördüğüm bebek,
Elif Çavuş'un Şehit bebesiydi,
Ve,
Gülümsüyordu kurtulan Vatan'a,kurtulan İzmir'e! ! !

Bu manzarayla irkildim ve kendime geldim,
Çok etkilemişti beni,
Artık başka alemlere yolculuk yapacak gücüm kuvvetim kalmamıştı
Elif'in bebesini ve tüm Kuvva-i milliye'yi ve
Mustafa Kemal paşamızı bir defa daha şükran ve minnetle andıktan sonra
Dünyaya daimi güzellikler
ve Göklerinde,
Elif'in bebesinin nöbet tuttuğu bu Aziz Vatan'a
Daimi VE SONSUZ hürriyetler diledim...

6.Eylül.2010.İzmir
Ali Efeoğlu

Ali Efeoğlu
Kayıt Tarihi : 27.10.2010 13:42:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Ali Efeoğlu
    Ali Efeoğlu

    teşekkür ederim değerli şairim..elbette bizim için sonsuz gurur kaynağı Elif Çavuşlar..ve elbette Türk Kadını her zaman büyüktür..bunun örneklerine Tarih sayfalarında çokça rastlanır..esasında yazacak o kadar çok şey var ki..hani,sanki dipsiz bir kuyu gibi birikmiş sorunlar bu memlekette!!bizler fırsat buldukça yazalım,yüz kişi okusa,bir kişi üzerinde düşünse,bu bile kazançtır diye düşünüyorum..teşekkür ederim değerli Dost.....

    Cevap Yaz
  • Yusuf Değirmenci
    Yusuf Değirmenci

    ali bey baştan sına kadar şiirniz zevkle ve haz alarak okudum aslında düşte olsa bir trklük destanı olmuş hele final hem gurulandırdı hemde yüreğimi dağladı elif çavuşlar o fedakrıkalrı yaptılar istklai bize emanet ettiler am ahiyanet gaflet ve delalat içinde olanlara karşı hala dik durmalıyız kutluyrum

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Ali Efeoğlu