Merhaba…
Salih ben,
Gurbetten Salih.
Uzağım olmamana rağmen;
Hasretinden yanan Salih.
İçimden yazıyorum sana,
Memleketimden yazıyorum.
Beni evimden, yerimden ve yurdumdan;
Uzak hissettirmenden yazıyorum.
Sevdamın hasrete bulanmasına kapılmışım.
İki parmak arasında sigara gibi;
Genzi yakan bir tat ile
Acı acı yanmaktayım.
Dudağa hasret, ciğere en ırak olduğu yerde.
Dedim ya,
Hapsolmuşum!
İçime, içimdekilere…
Hatta senden tek nefes dahi uzağa gidemeyecekken;
Sana tek adım dahi gelemeyecek olan gurbete hapsolmuşum.
Uzağım…
Gözlerine mahrum,
Sadece yalnız,
Ve gurbette.
Hem de kendi memleketimde.
Bir tek sana gurbette.
Veda etmeliyim şimdi,
İçimden.
Senle olamayışıma veda etmeliyim,
Senden uzak oluşuma veda etmeliyim,
En azından içimden veda ediyorum şimdi sana.
Taş değirmen arasında ezilirken,
Buğday tanesinden farksız bir biçimde;
Elamsı gözlerine,
Gülerken çukurlaşan gamzene,
Birbirine sürterken elini,
Ovuşturduğun avucunda,
Ezilerek,
Ezilerek veda ediyorum sana.
Konuşmadan, konuşamadan.
Dağ eteğinde ki gelinciklere hasret,
Deliksiz karanlığa sahip gecenin uğultusunda,
Yaşamdan kopuyorcasına
Işığa, suya ve havaya veda eder gibi,
Elveda diyorum sana.
Elveda.
Elveda.
Elveda.
Kayıt Tarihi : 22.2.2022 22:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!