UZAK
Doğunca ağlar insan, ölür ağlanır ona
Acının mürekkebi gözyaşı düşer an’a
Her gelen yenidoğan bir uzağa bakmakta
Peki ya bu anneler niçin sevinç duymakta
Doğum bir kader ise hayat cilveli mekân
Bu cilveli mekânda hep muhacirmiş insan
Kimse buralı değil, herkes biraz uzaktan
Gitmek istemez lâkin bu cafcaflı diyardan
Her uzakta bir umut bir bekleniliş vardır
Yola her koyulanda menzilsiz bir aşk vardır
Çünkü uzaklardadır meşkin târifsiz an’ı
Vuslatla bozulurmuş o hasretin tamamı
...
Uzak düşmüş bedenler gölgeler dağılmakta
Yirmi birinci asır hayretlerle bakmakta
Teknik aklından hızlı vâsıtalar yapmakta
Mesafe daralırken uzaklar uzamakta
Bilinirmiş hep adı yeri ise her kursak
Sadece onun yeri en yakın kadar uzak
Şah damardan yakındır ama nefse pek uzak
Varsa yoksa o imiş ölüm varmış ne yapsak
Harflerimiz sancılı alfabe ağlamakta
İçimizde bir lisan neler sayıklamakta
Bakın kirli takvimler gelecekler paklıyor
O tertemiz yakınlar uzağı sayıklıyor
Ey yakınlar boşuna kıskanmayın uzağı
Taşıyınız gururla sizin olan yaftayı
Sorup duruyor insan niçin yakınlar uzak
O insan denen meçhul en çok kendine uzak
Yakın olmadım ki hiç ben de kendime yakın
Doğduğum günden beri hep onu ararmışım
Budur bendeki çile bu sebepten kederim
Uzak diye bir yeri varsa görmek isterim.
Moskova, 2009
Kayıt Tarihi : 13.11.2018 03:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!