Ömer Erdem’e
Köprüler, viyadükler kurulmuş şehirden şehre
Kanat çırpmadan uçan demir kanatlı kuşlar
Yeşilköy’de birden yükselince göğe
Başımın ağrısı Şeytan kulesi saat: on altı dokuz
Yeniçeri gömleği giydim son sefere yetiştim
Bir yerden gitmenin telaşı bitmeden
Başka bir şehrin kuşatılmış iç kalesinde
Karşımdasın elimdeki telefon kadar yakınsın
Ama gittikçe uzuyor aramızdaki uzaklık
Yaptıklarımızdan utanan toprak yerin dibine geçmiş
Dalına asılacak bir ağaç arıyor şimdi çocuklar
Sıkılmış yumruk gibi dolaşıyor caddenizde
Tarih ve külliyeler cafeye dönüşmüş caddenizde
Süleymaniye’de fal bakıyor şimdi kadınlar
Derimin altında yürüyen karıncalar
Asfalt yollar, oto yollar, daha geniş yollar
Tüneller açılmış, mesafeler kısalmış ama
Gittikçe uzuyor aramızdaki kırgınlık
Şehrin en görkemli yerinde yükseliyor başımın ağrısı
Daha çok bina, daha yüksek bina, en yüksek bina
Erdem haklı, Cevdet abi bunun adı ‘binazinası’
İnkâr edemem öncesi bin dört yüz elli üç yıl
Öncesi bir şair öfkesi, bir yeniçeri kılıcı
Aldım elime kalemi çıktım Âlem Dağına
Derdimi ekecek bir bahçe aradım bulamadım
Her yer apartman, her yer insan, her yer beton
Bak tıklım tıklım şu cadde
Ama gidecek bir tek dost yok içinde
İbrahim Gökburun
Kayıt Tarihi : 8.4.2018 16:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!