Uyuyamıyorum Anne
Karanlığın çığlığı ürkütüyor yüreğimi
Sessizliğin uğultusu yürüyor üzerime adım adım...
Bütün hislerimi alıp götürmek istercesine;
Delice esiyor rüzgar bu gece.
Gözkapaklarım yetmiyor uyumaya bu saatlerde
Rüyalarımda bile kemiriyor yokluğun içimi
Hani ayrılmıştık ya anne,
Hani toprak bağrına basmıştı ya seni,
Hani hiç kıymetini bilmemiştim de;
“Ölürsem derdindendir” demiştin ya anne;
Tartabiliyorum şimdi hatalarımı
Ben bu gece büyüdüm anne
Yokluğun bu gece kursağıma oturdu
Yoksun ya, üzerime geliyor herşey
Yatağım bile istemiyor beni
Uyuyamıyorum anne,uyuyamıyorum!
Bana feda ettiğin uykularını geri mi ödüyorum?
Yavrun uyuyamıyor anne, hissetmiyor musun?
Tabii hissetmezsin, kimbilir hangi uzaklardasın.
Hangi toprakla savaşıyorsun,
Hangi otlar bitiyor üzerinde,
Hangi şehrin gündüzüyle tazeliyorsun acılarını,
Hangi sokakların gecesi boğuyor seni?
Eminim sen yine ‘yavrum’ diye haykırmaktasın
Haykırıyorsun değil mi anne?
Ne olur anne duy beni
Affet beni ki;
Bu ağırlık terketsin gecelerimi.
(27.12.2006 BURSA)
Nagihan KarhanKayıt Tarihi : 16.2.2007 20:44:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Nagihan Karhan](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/02/16/uyuyamiyorum-anne.jpg)
bir şiirle paylaşıyorum şiirinizi
Annenin Gül Nefesi
nurlu yüzlü, billur sesli, gül nefesli anneler
sütbeyaz kanatları kutsal yüzlü melekler
gölgesinde bekliyor cennetin kapıları
anneye saygıdır kapının anahtarı
anneler başlara taç
hakikat annelerde
her canlı anaya
muhtaç
cennetin görünmez hisarı, annede yükselen nur
kalbi sevgi hazinesi, gönlü taş taş sabır
minik yürekleri kanatlandıran odur
ninni öpüşlü uyku sihri sunar dizde
yüzer tenleri çocukların denizde
güneş renk döker bulutlara
konar şarkılar dallara
uyanır güne
anneler
derin şafaklar sızar ateş koynuna annelerin
yalıda, konakta, kerpiç duvarında köylerin
çocuklar ilişir sıcacık kucağına
dalar gül pamuk bulutlara
taze nefes dokunuşlar
masum yüzlerinin
ruhundan yağar
annelerin
ne zaman duyulsa uzakta bir çocuk sesi
soluk bir hıçkırık olur annenin nefesi
yanar altın ateşine ufukların
titrek ince gövdesiyle
yuvası bilir serçe
serin yüreğini
annenin
Güzelliğinden boyar, rengini cennetin çocuklar
Sevinç kaynar tutunca anneler ellerinden
deviremez geceler annenin gözlerini
başucunda parlar bebeklerin
döner pervane gibi bekleşir
annenin sabır taşında
kardelenler
yetişir
annelerin ipek ruhu yayılıp siner her köşesine evin
sözleri bal, dudaklarından eksilmez dualar
Dalar en gizemli doyumsuz rüyalarına
yattığı zaman gül sinesine çocuklar
kaf dağı, bin bir masal
ayaklarına
serilir
dokunsan düşecek zaman, zümrüt tepesinden kalbin
takvimleri taşlıyor kırılgan yürekleri annelerin
incinmiş ay tutulur bak yine utancından
gökyüzünde yıldızlar anne olmalılar
dalıp yalnızlığa küskün
düşürülmesin
anneler
ne olur
üzülmesin
sonsuzca hissedilsin
bilinsin kutsal değeri annelerin
yüreği soğuk taş parçası kesilmesin
acılar dindirip, ağıt yakmasın geceleri
salınsın kaldırımlarda gururla ayak izleri
bahar çiçekleri ışıldasın nur yüzlü gözlerinde
annelerin solmasın
gül nefesi
Ali Akça
Ahmet Ayaz
TÜM YORUMLAR (4)