Bir kitabın yazılmamış sözleri gibiyim. Cümleler sözsüz, ben sensiz, uyuyan mürekkebin diliyim. En çok senin yazıldığın sayfanda uyuyakalmış hasretim. Hasretinin hecelerinde uyanmış kavuşmalarım, ayraç ile ayraç arasında sana söylediklerim peşimde.
-Sen kitapsız mısın ki aşkı bana böyle yırtık defterlerin sayfa aralarında veriyorsun.
-Ben hayaline gidecek değişken hayaller sunuyorum az dinle.
…: Bir fasulye tanesi olsan öncesizliğime ekilsen aşk olup yeşersen ve aşk adımıza Ayşe olup büyüsen ben de büyünce sarılacak sırık olsam, öylece sımsıkı nedensiz sarılsak. Bitkisel bir hale gelse tutkumuz.Sonra dimağlara ad olmak üzere tencerenin içinde teslim olsam sıcağına.Yansam buhurlu sevgiler içinde.İçimde kalanların,içinde geçenlerin kaynama noktasında güzel bir sevda yemeği olarak sunulsak, sussak, tatlara karışsak.
…:Sonra heyecandan dökülsek yeni aldığımız koltuğa.Koltuğun en güzel nakışında kalsa lekeler.Ne yapsak hiç silinmese,her baktığımda seni hatırlasam. Aşk da yürekte leke bırakır, tadın, adın koltukta leke bırakması normal.
…: Yemekten sonra kahve gözlerinin önünde şekerli bir kahve içsek.
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta