uyumak değil bu
işkence
krater kenarlarından yuvarlanıp
karışmak gibi kavuran lavlara
yolunu yitirmek gibi
labirent misali kabuslarda
ahh…
nasıl hasretim
bebekler gibi anne göğsüne
yar omuzuna yaslanır gibi
huzurlu uykulara
kar tanesi gibi nazlı
ya da yağmur damlası gibi telaşlı
yeşil bir dağ gölünün
asude derinliğine süzülüp
mışıl mışıl sere serpe bir uykuya
mırıl mırıl sarılmak istiyorum
sonra gülümseyerek uyanmak
gönül aydınlığına
ne gezer…ah..ne gezer
huysuz deli kısraklar gibi
fırlıyorum yatağımdan her seher vakti
ne gem, ne yular ne eğer
kar etmiyor yüreğimin çılgın koşusuna
soluksuz kalıyorum
bitap düşüyorum
ne aklıma ne gönlüme
ne sevdama geçti sözüm
ne bu dünyadayım ne de berzahta
hani derler ya,
ne İsaya ne Musaya
ben topyekun yaranamadım hayata
sevdalar toplamıydım
hasretler toplamıydım
mısralar toplamıydım
yaşanmayan her şeyi
yaşamaktan yoruldum bir solukta
ah…nasıl hasretim bilemez kimse
can aydınlığımla uyanacağım sabahlara...
ceyda görk
(3 ağustos 2006 14.45)
Ceyda GörkKayıt Tarihi : 22.9.2007 17:04:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!