Düşlerimiz... En dayanıklı sığınaklarımız, en iyi silahlarımız, en sadık yoldaşlarımız... Şarlo’nun hüzünlü komedisi. Kartalın pençesi, sabır taşının sabrı. Delikanlı heyecanımız. En deli gerçekçi. Biz. Bizim en biz yanımız. Düşlerimiz...
sararır akarsın gecede
var oğlu varsındır
hüznün tuzuna sevinç banarsın
bir yılan usulca kayar ağaçtan
derin kayganlaşır dil çatallaşır
sokarsın yüreğinle yüreğini
karıştırırken çöp tenekelerini
sarılmış jelatinler içinde
bizi de bulursa çocuklar
ellerinin naylon olduğuna mı inanırsın
ellerindeki naylonlara mı yanarsın
köküne beton dökülen ağaç
rüzgara salar çiçeklerini
düş çoğaltır duvarlarda gece yarısı
hele kadıköy'de bir çiçek ezmeye görsün
işkenceciler vardiya değiştirir
hevesle çalar borazanını
yeni çağın borazancısı
sesler karışır
bir yürek daha başlar yüreğinin içinde
hangisi senin şaşırırsın
çiçeklerini de dağıtınca elektrik
bir karşılığın oluverir
umudu toprak edinir
betonu parçalarsın
Eserleri
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
adını yanlış seçmişin olması gereken muhteşem himmet
Uysal Himmet!
Daha çok şiirle konuşan bir koca yürek...
Bu 'şairler çöplüğünde', şiirleriyle yaşadığımız bu rezil hayata adam gibi tanıklık yapan ender insanlardan...
Bu sözcükleri O'nun için yazıyor olmak bile bir büyük onur...
Tanıdığım en iyi şair ve İnsan yürekli..
Hayatın her daim şiirler kadar saf ve aşk gibi deli dolu geçsin Sevgili Uysal.. Yüreğine.. Dostluğuna..