Uykusuzluk… Yine başucumda… sensizliğin acısını beynimde hissettirmek için bekliyor...Teslim oluyorum, gün ışıdığında bitecekse bu acı, bu gece son geceyse eğer, teslim oluyorum… Sabaha dek geceye arkadaş olmaya razıyım…
Yıldızlar sarmalamışlar geceyi… Karanlığı yırtmak istercesine… Bir umut olur belki mutluğu arayan bir çift göze…
Öylece bakıyorum… Aradığım veya beklediğim bir şey yok ki… yıldız kayıyor tek dileğim: bu gece uykusuzluğa kurban ettiğim son gece olsun..
Hani sen beni hiç yerine koydun ya… Hani sonrada sen hiç oldun… İşte bunu fark ettiğim andan beri seninleyken uyumadığım geceleri özlüyorum... Uykusuzluk hiç bu kadar yalnız olmamıştı… Ve geceleri hiç bu kadar duyulmamıştı yalnızlığım…
Sen beni yok saydın ya yok oldum bende… Bir gölge gibiyim şimdilerde… varlıkla yokluk arasında tereddüt eden bir gölge..
Anlamsızlaşıyor gün geçtikçe yaşanılası her şey... Bir bir yok oluyor beynimde…
Bir tek derinlemesine bir özlem var içimde çoğalan... Gün gün içime sığmayıp dışıma taşan…
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.