Tut ellerimi.Uzanıp öp kurumuş dudaklarımdan.Vahasız bir bedeviyim şimdi çöl ortasında kalan.Zamanı tükenen bir ötenazi hastası.Bileti olmayan tren yolculukları getirdim sana bir de cama vuran yağmur izleri.
Düş görmüyorum haftalardır.Farketmiyor da zaten artık.
Ellerimi tut.Gece yağmurlarında yıkanan yıldızlar getirdim kapına, hikaye kitaplarında hiç geçmeyecek bir öykü, bir de İstanbul'dan yadigar bir gümüşi saç teli getirdim.
Lüzumundan fazla çekilmiş bir aşk acısı armağan sana cebimde taşıdığım.Fesleğen kokusunu severdin en çok.Gizli bir bahçede yetiştirdiğim fesleğenleri getridim.Kalp sızısı,mavisini denizin,pul pul yakamozlar,son sevişmemizden kalan parmak izlerini getirdim vücumda kalan.Yani artık yaşamayacağım ne varsa hepsini...
Tutunamayan bir trapezci gibi düşüyorum yaşamdan.
Ellerimi tut...son kez.Ve bir veda öpücüğü koy dudaklarıma.Son kez...ellerimi tut...
Yüz lira maaşlı kibar bir adam.
Evlenir, sedire taşınırlar.
Mektuplar gelir adreslerine:
$en Yuva Apartmanı, bodrum kati.
Kutu gibi bir dairede otururlar.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta