Görmeyen bir gözüm..
Bir ciften esinlenerek ayrıldım.
Ölmeyen bir söz gibi hissettiren boşluğu
Ama bilinmeyen yazarı..
Bir kasım sabahı delerken sessizliği sokak kopekleri,
Sokak köpeklerini döverken sabahın ayyaşlığı,
Bir ayyaşın narası delerken odamı matkabıyla;
Bir benden esinlenmiş halkı dünyamın..
İşe yaramazlığında yüzsüzlüğü adeta ışığın yansıması..
Kimse kabul etmiyor ama ben "ölmek" istiyorum..
Ait olmama duygusunu kimse istemiyor,
Kendisi karım gibidir ya da ben karisi o düzenim.
Tokmakçı, Azrail'im benden ayrılalı dört koca sene oldu.
Almadan gittin beni..
Bir yerim kanıyor,
Bir yerim ağrıyor ki;
Görmeyen gözlerim buna ağlıyor..
Ben..!
Başladığım her cümle beni boğuyor ve yine bitiyor..
Beni gecenin koynunda,
Soğuk kara toprağa,
Meze niyetine bırakın.
Bu sırada fırsattan istifade ağlayan olursa yalandan,
Gözlerine Rakı dokun,
Üzerimize de;
Az maydanoz, az roka, biraz tutun, biraz çarşaf,
Lütfen böyle duyurun..
Bir yanım açık kalsın gömüldüğümde!
Oraya gelsinler!
Dua etsinler,
Her duadan bir lira talep ediyorum.
Fakir duygularıma zengin metinler eşlik etsin istiyorum..
Güneş doğacak az kaldı..
Annen ve annem;
Doğru kararı yanlış insanlarla vermişler.
Bir gemiyi batırmak kolay…
Bu arada ricamdır, vasiyet görün;
Mezarımızı gözleriyle kazsınlar.
Bu kadar batik içinde doğmak..
Şahsi irademin sınırsızlığı değilse eğer
Şahsi olan her şeyimi yanımda gömün.
Tek amaç uğruna binlerce insani amacından saptırdım. Kullanılmışlığı öğrettim,
Benden büyük “mal sever” bulunmaz
Kaç cihan varsa burada..
Altımda sen,
Üstümde o,
Ortada ben hayalim bile iki dirhem bir çiğdem;
Bu da böyle İzmir yöresinden..
Ulu’sun.
Uhrevi değil.
Sun istiyorum ululuğunu.
Sana o zaman göstereyim kula kulluğu.
Ama böyle yapma göreceksin o zamanda kıla kıllığımı. Akıllılığını sun bana.
Sin içime.
Sun ve sin bana.
Kokunu bulaştır bencilliğine.
Bana yapışsın ağır kokun.
Cennet mi desem?
Misk-i Amber mi?
Yoksa çöp mü sence ululuğun?
Zührevi sitemlerimi zümrüdi renklerine buru.
Mücevherat'ını da başkalaştırma sakın,
Gözlerin en pahalı pırlantalara kafa tutar.
Ki kafam beyaza çalar yoksulluğundan.
Yoksunmak istemem ama yoksun sen..
Ölüm diyarının yahut
Ölüm krallığının başısın,
Bilirsin salmışsın namını..
Bir sal yaptım ben de
Sana geliyorum aheste, ah este bir hele..
Bırak hadi ellerimi de düşeyim dağlarına,
Zirvelerine çıkalım;
Martı sesleri şarkımız olsun,
Yavru sokak kopeklerinin hepsi beyaz mi cennetinde?
Kavruk teninin sıcağı mi bu cehennem dedikleri
Yoksa Araf mi ulaşılmazlığının dünyaya yansımış hali?
Yeter yoruldum..
Allah aşkına Azrail uzat ellerini..
Kayıt Tarihi : 5.9.2014 01:58:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Cihan Tarık Acandeğir](https://www.antoloji.com/i/siir/2014/09/05/uyku-gozlugu.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!