Uyku Şiiri - Fuat Eriçok

nasıl deliksiz uyuyabiliyorum tüm gece
anlatamam
çok da erken kalkmıyorum ama
bir uyku bir uyku
dokuz saat tam tama

demek ki gereğinden fazla yoruluyorum gün içinde
çalışmıyorum da üstelik
bir uyku bir uyku yok delik

sabahları haber bültenleri mi yoruyor acaba
gece kaç trafik kazası olmuş
hangi kendini bilmez sarhoş sürücü
bir başka sorumsuza arkadan vurmuş

hava raporu geliyor ardından
nerede yağmur yağıyormuş
sel basıyormuş
yine de aynı insanlar
aynı dere yataklarına aynı çukurlara
aynı sorumluların aymazlıklarıyla
yine ve yine ve yine
yıkılacağını bile bile ev yapıyormuş
çoluğunu çocuğunu sokuyormuş
aymaz yöneticiler aptal bakıyormuş

ve elbette sabah kadın programlarını dinleme zahmeti
kavga kıyamet
patırtı rezalet

ardından şakır şukur göbek şarkı türkü
börekler dolmalar tatlılar
sabah sabah dillerde kayan
sabah şekerleri sabah kaymakları
babanın ruhuna rahmet seda sayan

olanı biteni değil
istediklerini yansıtan gazeteler
aman neler neler
ağır ağır makaleler
köşe yazıları

nerelerde gezmişler
nerelerde hangi müthiş şarabı içmişler
kiminle nasıl sevişmişler

ya o bitmez tükenmez sayfalar
çevir çevir çevir bıkmaz yorulmazsan
ilanlar reklamlar sarı sayfalar
ee, ne de olsa odun ürünü
yoruluyor insan

sonra savaş haberleri
ıraklı çocuklara mı üzülelim filistinlilere mi
yoksa işsiz kalan rumsfeld’e mi
geçim sıkıntısı çeker mi acaba

ya bush
en yakın kavga dövüş
arkadaşını kaybetti garibim
mahalledeki ördeklerden dayak yiyecek nasıl olsa
topal işte eninde sonunda

orhan pamuk’a da çok sıkılıyorum
yazık ya
canım
evine gelemiyormuş tepkilerden
iç çamaşırlarını yıkayamıyormuş
üff dert oldu içime

post modern romanların izleri varmış çamaşırlarda meğer
yeni şeyler yazamazmış onları giymezse eğer

işin kötüsü
osmanlıyı didikledi
ermeni savını körükledi
bunca yıl emekledi emekledi
ödül bekledi

şimdi yeni ne bulacak
ülkeyi karalayacak da 'pop satar' olacak
benden başkası var mı bu adama ağlayacak

ya cumhurbaşkanı olayı
o da epey yoruyor bendenizi
bilmem belki bir de deniz’i

bak unutuyordum az kalsın
milletvekillerinin dokunulmazlığı olayı
yok mu bu adamları korumanın daha kolayı

diyordu ki biri meclis saatinde
“yahu neyimize dokunulmuyor ki zaten”

haklı
berberleri dokunuyor
terzileri dokunuyor
saunalarda hani masörler filan
mıncık mıncık

korumalar hele
hani hatırlayın kocatepe camii önünde
tuvalete kaçarlarken korku içinde

hele ki çiçekleri sularken misafir evlerinde
aksaray’da filan
kimlerin yumuşak elleri nerelerinde

ya seçim dönemlerinde
meydanlarda ellerde
hey babam hey
dokunmadık yerleri kalmıyor billah
gezdirilirken omuzlar üzerinde
milletin parmakları kimbilir ne derinde

bakın işte anlayın halimi
daha öğlen olmadan henüz bitkin düştüm bile

ya bu gece halka sesleniş varsa ekstradan
daha dinlerken başlarım uyumaya
soruyorum ayan beyan
var mıdır uyumayan

vallahi tatlı mı tatlı bir uyku
turizm bakanından fazla
gözlerinizden damlar

ben uyumasam
siz uyumasanız
tüm millet uyumasa nasıl seçilir bu adamlar

ve şaşırıyorum açıkçası
bu ortamda bile
hâlâ uykusuzluk çekenler var

ohh
kapanmaya başladı bile gözlerim
eehh huuhh ııhhımm
kıvrılıvereyim şu rahat kanepeye
uyku değil canım
az şekerleme
öğlen haberleri de başlasın resmi kanalda biteviye

güzelce dalarım tatlı derin bir uykuya
avrupa birliğine kesin giriyoruz diye diye

inan bana.. dene bir
gözler süzülür gevşer adaleler
kaşla göz arasında uyur gidersin

sevgili milletim
uyuyun uyuyun
allah hepinize iyi uykular versin

uyuyun uyuyun yatıp kalkıp şükür edip gününüze
yakında fena halde uyanacaksınız

sonra hiç ama hiç uyumayacaksınız
öyle şaşkın
öyle inanmaz aymaz
bakacaksınız

uyuyun uyuyun
hem kendinizi
hem çocuklarınızın geleceğini
yakacaksınız

(17kasım ’06)