Uygarlaşma türküsü Şiiri - Akın Akça

Bunca yaşadığı için
arzuları büyük rüyalarında,
yediremedi kendisine
barışmayı su yüzeyindekilerle;
yaşattığı gerçek denenlerle,
gün be gün …

Böyle asil günahı
yedirdi mi bünyesine?
Bilmiyor, ama bunca
deliyken, iyi düşünebiliyor.

Suç taşıyan uzun saçlı
küçük kızın örgülü
telleri gibi, paylaşılmaya
çalıştırılan.. yerküre üzerinde
tüm bir insanlığa,
yine onlar tarafından –
gerçek etmeye çalışırken
şu ulu rüyayı.

Enselere şaplak patlatabilen
sevimli görünüp,
varsa biri böyle
ve olabiliyorsa hemen
sonrasında bunun,
endişeli bir seğirtken;
iki faz koşuşuyor ama
ikinci hali benziyor
bir eskiden sancak gibi
sallanan, şimdi uykudan uyanan
bir deve.

İki faz uyuşuyor demek
kendisinin birbiriyle,
uykusundan uyanan bir
üçüncü devin –
deminki iki görüntüsüyle uzlaşan
tek devi hesaba katacak
olursak, bir ikinci devin
- buzlarının çözülüşüyle! !

ah morris’in cam resimleri
kıvrımlarında, halk’a mobilyacı
şair ressamın Özay Gönlüm’ün
“Hey, hey! ”lerinde ya da
testen alırsak, aynı ….

-
açıklama:
şaplakçı sevindirik: tony blair (koşuşma olayından kastım A. Gül, Blair koşturma
benzerliği)
uyanan dev’in su üstündeki temsilci imajı: tayyip