Tutamayacağım sözler vermem... Adımlarımda 'kim ne der' diye düşünmem... Basit kişilerle polemiğe girmem.. Dünyada kimse üzülsün istemem.. Bazı şeyleri asla affedemem... Geçmişine takılıp dert etmem... Yaşanmışlıkları kolay silemem... Yalan ve taktiklerle uğraşmayın, Y E M E M...! Dostlarıma laf ettirmem...! Tutkularım var, vazgeçemem! Gidiyosan eğer,çok özlesem bile 'dön' demem... Kimseye kolay kolay güvenemem...! Bi daha güvenmedikçe sevemem...! Artistlikten hoşlanmam ama icap ediyorsa kralını yaparım... Aptal insanlara tahammül edemem... Yalakalığa prim vermem... Bazen çok severim ama söylemem...! Peki ne mi yaparım? Bunu da kelimelere dökemem...? ? Sessizliğimden anlarmısın, onu da bilemem... Tutucu değilim prensiplerim yoktur ama seviyesiz değilim... Kuralları sevmem ama yersiz yere çiğnediğim görülmemiştir... İçe kapanık değilim ama gerekmedikçe konuşmam... Kinci değilim ama unutmam... Şefkat gösteririm ama şımartmam... Dalga geçerim ama kırmam... Acıyı tanıdıgım için kimseye çektirmem...
Ağır geliyorsa bunlar, firar serbest Üstelemem...
Beni eskiler bilir...! Yeniler örnek alır...! Tanıyanlar ise anlatır...!
:)
SENİN NE OLDUĞUN BENİM İÇİN HİÇ ÖNEMLİ DEĞİL! SONUÇTA EN FAZLA GÖZLERİMİN SANA BAKTIĞI KADARSIN... BEN O GÖZLERİ SENDEN ÇEKTİĞİM AN... HOŞ Bİ ANI OLARAK KALIRSIN! ! ! ! !
Sahi sevdinmi sende beni? Kalbin beni gördüğünde attımı yerinden çıkacakmış gibi? Yada gece üç-beş nöbetlerinde tavandaki hayalime dalmışken Uykusuzluk nöbetlerine diktimmi seni? Yüzümde gördüğün bir anlık gülümseme için; Dünyayı ayaklarıma sermek geldimi içinden? Yada yanağıma süzülen yağmur damlalarını gördüğünde; Dünyaya meydan okumak gibi mülteci isteklerin oldumu? Kadıköy sahilinde oturup cebindeki üç kuruşla aldığın katıksız simidi yerken İçinden 'ahhh yanında birde çay olsaydı' dediğinde Sahi sen arzuladınmı beni simit-çay muamması gibi... Kulakların deli gibi çınladığında; İlk sıralarda andınmı ismimi? Gündüz elini uzattığında dokunacağını zannettiğin bulutlar kadar; Gece her baktığında sana yaratanı hatırlatan binlerce mil uzaklıktaki yıldızlar kadar ulaşılamaz olduğumu anladığında; Hıçkırıkların boğazına düğümlenmek deyiminin Ne manaya geldiğini anladınmı sahi? Sahi sende sevdinmi ey yar Seni sevdiğimin milyonda biri...!
Sözümün bittiği yerdir sürgünüm
Ve bitmeyeceğinin teminatı nefesim
Eğer bir an sessiz kalırsa yüreğim
Bilin ki ebediyetteyim...
Serzenişim şahsıma; Nutuklarım kendime
Ve çağrım yalnız bana; sesimi ancak ben duyarım
Gözümde çırpınan o pırıltı var ya...
Yerini yakında karanlığa bırakacak
Gözümün nuruyla beslediğim kalbim
Tüm gücüyle sınırlarını zorlayacak
Ayn'dan yüreğe giden yaşların son katreleri bunlar...
'İyiydi' diyecek titrek bir ses sadece...'İyiydi işte'
'İyi' anlatır mı beni?
Bir ruh fırtınasının bedene aks'i böyle anlatılır mı?
Anlatmasın...beklemem ki anlaşılmayı...anlatılmayı
Dillere destan olsun diye yaşanmazki bir vurgun
Sevdam, vurgunum toprakta da son bulmadıktan sonra
Fani beni anmış neyime...
Ben ulaşamadıktan sonra, sevdam efsane olmuş neyime...
Yüregimi bir gül cizdi...
Gülün dikeni batti dün parmagima, ve hala gülümseyerek bakiyorum parmagimdaki kücük siyriga...
kizamadim... cünkü gülün dikeni batmadan önce sükretmistim; ' Ya Rabbi, ne kadar güzel yaratmissin ' demistim. Kizamadim, cünkü bir dakika önce güzel kokusunu sineme cekmistim, bakmaya kiyamamis dokusuna hayran kalmistim, cünkü batmadan önce yüregime koymus onu sevmistim... dikenini unutmusmuydum? unutmustum dikenini... unutmustum iste....
acitmayayim diye dokunmaya cekindigim gül, ince ve derin bir yara acmisti parmagima... gülümsedim yarayada... süzülen iki damla kanada... cünkü o yarayi acan bakmaya kiyamadigim o güldü...
............
Öyle gözler vardır nice sözler anlatır; Öyle sözler vardır nice gözler ağlatır...
En masumane tavirlarina gaddarca yaklasanlar olacak belki. İçindeki çoçuk hafife alinacak...
Anlatmak istediklerin degil anlaşılmamış yanların konusulacak. 'olsun' diyeceksin,yuzundeki gulumsemeyi kaybetmeden. Yine de husnu zan edeceksin
Üzulup aci cektiginde cileni hafife alanlar olacak belki... Öyle bir yanacak ki icin kimseye anlatamayacaksin. Günlerce aglayacaksin...
Sonra en yakınındaki, en yuregindeki vuracak hislerini.... Canım dedigin donecek sırtını. Bir 'ah! ' cekeceksin ve arkani dondugunde kimse kalmamis olacak
'sabır'
' diyeceksin yine sabır'.
Eyuplerin torunluguna yakışır sabır...
'Bugun Allah icin ne yaptin' sorusu geldigi an kulagina, verecegi cevabi bulamayanlarin tedirginligi degil En zor imtihanini basariyla vermis ogrencilerin rahatligi olacak ruhunda.
ve sabaha erdiginde, avucunda tuttugun tesbih tanesi yine 'ya sabır' la baslayacak...
Uzat ellerini ve bekle.
Sabırla bekle gonul...
ELif gibi..! !
Elif gibi yaLnızım! Ne esrem ne ötrem... Ne beni durduan bir cezmim, ne bana ben katan bir şeddem var. Ne eLimi tutan bir harf, Ne bana anLam katan bir harekem.. Kalakaldım sayfaLar ortasında, işte böyLe ben gibi.. Bir okuyan bekLedim hıfzeden bELki. Bir dostun göLgesini aradım meD gibi...
İnsan bir yolcudur. Sabâvetten gençliğe, gençlikten ihtiyarlığa, ihtiyarlıktan kabre,
kabirden haşre, haşirden ebede kadar yolculuğu devam eder...
Tutamayacağım sözler vermem...
Adımlarımda 'kim ne der' diye düşünmem...
Basit kişilerle polemiğe girmem..
Dünyada kimse üzülsün istemem..
Bazı şeyleri asla affedemem...
Geçmişine takılıp dert etmem...
Yaşanmışlıkları kolay silemem...
Yalan ve taktiklerle uğraşmayın, Y E M E M...!
Dostlarıma laf ettirmem...!
Tutkularım var, vazgeçemem!
Gidiyosan eğer,çok özlesem bile 'dön' demem...
Kimseye kolay kolay güvenemem...!
Bi daha güvenmedikçe sevemem...!
Artistlikten hoşlanmam ama icap ediyorsa kralını yaparım...
Aptal insanlara tahammül edemem...
Yalakalığa prim vermem...
Bazen çok severim ama söylemem...!
Peki ne mi yaparım?
Bunu da kelimelere dökemem...? ?
Sessizliğimden anlarmısın, onu da bilemem...
Tutucu değilim prensiplerim yoktur ama seviyesiz değilim...
Kuralları sevmem ama yersiz yere çiğnediğim görülmemiştir...
İçe kapanık değilim ama gerekmedikçe konuşmam...
Kinci değilim ama unutmam...
Şefkat gösteririm ama şımartmam...
Dalga geçerim ama kırmam...
Acıyı tanıdıgım için kimseye çektirmem...
Ağır geliyorsa bunlar, firar serbest
Üstelemem...
Beni eskiler bilir...!
Yeniler örnek alır...!
Tanıyanlar ise anlatır...!
:)
SENİN NE OLDUĞUN BENİM İÇİN HİÇ ÖNEMLİ
DEĞİL!
SONUÇTA EN FAZLA GÖZLERİMİN SANA BAKTIĞI KADARSIN...
BEN O GÖZLERİ SENDEN ÇEKTİĞİM AN...
HOŞ Bİ ANI OLARAK KALIRSIN! ! ! ! !
Sahi sevdinmi sende beni?
Kalbin beni gördüğünde attımı yerinden çıkacakmış gibi?
Yada gece üç-beş nöbetlerinde tavandaki hayalime dalmışken
Uykusuzluk nöbetlerine diktimmi seni?
Yüzümde gördüğün bir anlık gülümseme için;
Dünyayı ayaklarıma sermek geldimi içinden?
Yada yanağıma süzülen yağmur damlalarını gördüğünde;
Dünyaya meydan okumak gibi mülteci isteklerin oldumu?
Kadıköy sahilinde oturup cebindeki üç kuruşla aldığın katıksız simidi yerken
İçinden 'ahhh yanında birde çay olsaydı' dediğinde
Sahi sen arzuladınmı beni simit-çay muamması gibi...
Kulakların deli gibi çınladığında;
İlk sıralarda andınmı ismimi?
Gündüz elini uzattığında dokunacağını zannettiğin bulutlar kadar;
Gece her baktığında sana yaratanı hatırlatan binlerce mil uzaklıktaki yıldızlar kadar ulaşılamaz olduğumu anladığında;
Hıçkırıkların boğazına düğümlenmek deyiminin
Ne manaya geldiğini anladınmı sahi?
Sahi sende sevdinmi ey yar
Seni sevdiğimin milyonda biri...!
Sözümün bittiği yerdir sürgünüm
Ve bitmeyeceğinin teminatı nefesim
Eğer bir an sessiz kalırsa yüreğim
Bilin ki ebediyetteyim...
Serzenişim şahsıma; Nutuklarım kendime
Ve çağrım yalnız bana; sesimi ancak ben duyarım
Gözümde çırpınan o pırıltı var ya...
Yerini yakında karanlığa bırakacak
Gözümün nuruyla beslediğim kalbim
Tüm gücüyle sınırlarını zorlayacak
Ayn'dan yüreğe giden yaşların son katreleri bunlar...
Mütebessim çehrem, aşikar duruşum kalacak arkamda...
Hiç kimse bilmeyecek sevdamı, hasretimi
Vuslatla yanyana koyamadığım umudumu...
'İyiydi' diyecek titrek bir ses sadece...'İyiydi işte'
'İyi' anlatır mı beni?
Bir ruh fırtınasının bedene aks'i böyle anlatılır mı?
Anlatmasın...beklemem ki anlaşılmayı...anlatılmayı
Dillere destan olsun diye yaşanmazki bir vurgun
Sevdam, vurgunum toprakta da son bulmadıktan sonra
Fani beni anmış neyime...
Ben ulaşamadıktan sonra, sevdam efsane olmuş neyime...
Yüregimi bir gül cizdi...
Gülün dikeni batti dün parmagima, ve hala gülümseyerek bakiyorum parmagimdaki kücük siyriga...
kizamadim... cünkü gülün dikeni batmadan önce sükretmistim; ' Ya Rabbi, ne kadar güzel yaratmissin ' demistim. Kizamadim, cünkü bir dakika önce güzel kokusunu sineme cekmistim, bakmaya kiyamamis dokusuna hayran kalmistim, cünkü batmadan önce yüregime koymus onu sevmistim... dikenini unutmusmuydum? unutmustum dikenini... unutmustum iste....
acitmayayim diye dokunmaya cekindigim gül, ince ve derin bir yara acmisti parmagima... gülümsedim yarayada... süzülen iki damla kanada... cünkü o yarayi acan bakmaya kiyamadigim o güldü...
............
Öyle gözler vardır nice sözler anlatır; Öyle sözler vardır nice gözler ağlatır...
En masumane tavirlarina gaddarca yaklasanlar olacak belki.
İçindeki çoçuk hafife alinacak...
Anlatmak istediklerin degil anlaşılmamış yanların konusulacak.
'olsun' diyeceksin,yuzundeki gulumsemeyi kaybetmeden.
Yine de husnu zan edeceksin
Üzulup aci cektiginde cileni hafife alanlar olacak belki...
Öyle bir yanacak ki icin kimseye anlatamayacaksin.
Günlerce aglayacaksin...
Sonra en yakınındaki, en yuregindeki vuracak hislerini....
Canım dedigin donecek sırtını.
Bir 'ah! ' cekeceksin ve arkani dondugunde kimse kalmamis olacak
'sabır'
' diyeceksin yine sabır'.
Eyuplerin torunluguna yakışır sabır...
'Bugun Allah icin ne yaptin' sorusu geldigi an kulagina,
verecegi cevabi bulamayanlarin tedirginligi degil
En zor imtihanini basariyla vermis ogrencilerin rahatligi olacak ruhunda.
Basini yastıga koymadan 'Elhamdulillah' diyecek,
Rüyanda cennetten kesitler goreceksin belki....
ve sabaha erdiginde,
avucunda tuttugun tesbih tanesi yine 'ya sabır' la baslayacak...
Uzat ellerini ve bekle.
Sabırla bekle gonul...
ELif gibi..! !
Elif gibi yaLnızım!
Ne esrem ne ötrem...
Ne beni durduan bir cezmim,
ne bana ben katan bir şeddem var.
Ne eLimi tutan bir harf,
Ne bana anLam katan bir harekem..
Kalakaldım sayfaLar ortasında,
işte böyLe ben gibi..
Bir okuyan bekLedim hıfzeden bELki.
Bir dostun göLgesini aradım meD gibi...
İnsan bir yolcudur. Sabâvetten gençliğe, gençlikten ihtiyarlığa, ihtiyarlıktan kabre,
kabirden haşre, haşirden ebede kadar yolculuğu devam eder...