biz bu kentlere sığdık da bu kentler bize sığmadı âsiya ve bir çığlık gibi günlerin çarmıhında arttıkça yalnız, sustukça silik...
ay ışığı gölgeleri büyüttü son kuşlar da vuruldular dağlarda yakamozları söndü sahillerin, ışıkları evlerin çağın vebalı gövdesinde bir hayalet gibi gölgemizde yalnızlık kaldık... kırık bardaklar gibi içilmiş sulardan geride buruk bardaklar gibi... II düşler artık ölü çocuklar doğuruyorsa sevgiler boğduruluyorsa kürtajlarda ve daha eskimemiş tüfeklerle ordusu bozguna uğramış askerler gibi kalıp bozuk paralar gibi yuvarlanıyorsak kaldırımlarda bir bedeli vardır elbet cennetini çaldırmanın ömrünü piç bir bebek gibi bırakmanın bulvarlara bozgunlara ve yanlış yalan aşklara; bir bedeli bu kuşatmaların, ilkyazları kurşunlatmaların...
biz bu kentlere sığdık aslında bu kentler bize sığmadı âsiya ah son kuşlar da vuruldular dağlarda! III ay ışığı gölgeleri büyüttü mutluluk oyununa geç kalan ölü kuşlarla geldim geldim... kırık bardaklar gibi içilmiş sulardan geride buruk bardaklar gibi
ve ömürlerimizde bin kasvetle upuzun sefalet seferlerinin ayazı belki de yalnız geçireceğiz artık kimbilir batan gemiler gibi yiten aşklardan geride kalan her kışı, güzü ve yazı
ay ışığı gölgeleri büyüttü ayrılıklar eskidi... biz eskidik
aşk bize küstü âsiya...
IV belki de uzun sürecek bu bozgunun saçağında sen şarkılarını sesine yasla ve bırak beni de usulca bir apansız yalnızlığa!
ay ışığı gölgeleri büyüttü büyüdü ölüm ve biz küçüldük âsiya... ŞAİR : YILMAZ ODABAŞI
-
ey benim ahu bakışlım gözlerimde gözün kalmış başka bir ses duymuyorum kulağımda sözün kalmış...
keder akar yaralardan ak görünmez karalardan yürüdün..mü buralardan turna boylum izin kalmış..
bu kentler bize sığmadı âsiya
ve bir çığlık gibi günlerin çarmıhında
arttıkça yalnız, sustukça silik...
ay ışığı gölgeleri büyüttü
son kuşlar da vuruldular dağlarda
yakamozları söndü sahillerin, ışıkları evlerin
çağın vebalı gövdesinde
bir hayalet gibi gölgemizde yalnızlık
kaldık... kırık bardaklar gibi
içilmiş sulardan geride buruk bardaklar gibi...
II
düşler artık ölü çocuklar doğuruyorsa
sevgiler boğduruluyorsa kürtajlarda
ve daha eskimemiş tüfeklerle
ordusu bozguna uğramış askerler gibi kalıp
bozuk paralar gibi yuvarlanıyorsak kaldırımlarda
bir bedeli vardır elbet cennetini çaldırmanın
ömrünü piç bir bebek gibi
bırakmanın
bulvarlara
bozgunlara
ve yanlış yalan aşklara;
bir bedeli
bu kuşatmaların, ilkyazları kurşunlatmaların...
biz bu kentlere sığdık aslında
bu kentler bize sığmadı âsiya
ah son kuşlar da vuruldular dağlarda!
III
ay ışığı gölgeleri büyüttü
mutluluk oyununa geç kalan ölü kuşlarla geldim
geldim... kırık bardaklar gibi
içilmiş sulardan geride buruk bardaklar gibi
ve ömürlerimizde bin kasvetle upuzun
sefalet seferlerinin ayazı
belki de yalnız geçireceğiz artık kimbilir
batan gemiler gibi yiten aşklardan geride
kalan her kışı, güzü ve yazı
ay ışığı gölgeleri büyüttü
ayrılıklar eskidi... biz eskidik
aşk bize küstü âsiya...
IV
belki de uzun sürecek bu bozgunun saçağında
sen şarkılarını sesine yasla
ve bırak beni de usulca
bir apansız yalnızlığa!
ay ışığı gölgeleri büyüttü
büyüdü ölüm
ve biz küçüldük âsiya... ŞAİR : YILMAZ ODABAŞI
-
ey benim ahu bakışlım
gözlerimde gözün kalmış
başka bir ses duymuyorum
kulağımda sözün kalmış...
keder akar yaralardan
ak görünmez karalardan
yürüdün..mü buralardan
turna boylum izin kalmış..
gidem dedim gidemedim
kalam dedim..kalamadım
kendi kendim göremedim
aynalarda yüzün kalmış...
be hey caglar...nedir bu hal
tüm yaşantım..oldu hayal
gel maralım bunu da al
almadığın canim kalmış...