Veysel Soysal - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı

1952 Yılında, Isparta ili, Yalvaç ilçesi, Çetince Köyü’nde doğmuşum. Çetince şimdi kasabadır. Doğum ay ve günü bilinmediği için benim burcum yok. İhtiyacım da yok. Çünkü fala inanmam. Doğum günüm de kutlanmaz. Biz de zaten sadece Peygamber Efendimizin doğum günü kutlanır.
İlkokulu Çetince’de, ota okulu Yalvaç’ta okudum. Yalvaç’ta liseye de gittim ama uğursuzluk bir türlü yakamı bırakmadı. Bıraktım, Isparta Ticaret Lisesine gittim. Lise birinci sınıfı üç sene okudum. 1973 Yılında Ticaret Lisesini ve Isparta ŞAİK Lisesini (dışardan) bitirdim. Lisede Isparta Gazetesi’nin açtığı folklor araştırma yarışını Çetince adlı araştırmamla birinci olarak kazandım. Belki de hayattaki tek başarım budur. Lise yıllarımda bir sevda öyküsü kafamı fena karıştırmıştı.
1973 Yılında evlendirildim. Üç kız, iki oğlum oldu. Kızımın biri bir yaşında kızamıktan vefat etti. Onun çıkaramadığı kızamık benim yüreğimde hala bezelidir. Bu dört çocuktan dokuz torunum var. Üçü kız, altısı oğlan.
Aile mesleğimiz inşaatçılıktır. Ben de hayata inşaat sahasında atıldım. Küçük çapta taahhüt işleri yaptım. Eşe dokta ev yaptım. Dağ başında kimsenin yapmadığı su depolarını, köy okullarını yaptım. Çalışarak okudum derler ya. Öyle yaptım.
1977 Yılında Ankara Ticaret Turizm Yüksek Öğretmen Okulunu bitirdim.
Seydişehir Alüminyum Tesislerinde, Isparta Toprak Su Başmühendisliğinde memur olarak çalıştım.
1979 Yılında askere gittim. Eğitimimi Tuzla Piyade Okulu’nda yaptım. Yedek Subay olarak bitirdim. Memlekette hiç gidecek yer yokmuş gibi kuramı İstanbul Hasdal asayiş alayı olarak çektim. İki yılım şerefsiz vatan hainleri ile mücadele ile geçti. Hangi günüm öyle değil ki.
1980 Darbesi sanki sadece bana yapıldı. Yalvaç’ta serbest muhasebecilik ve inşaatçılık teşebbüsünde bulundum. Yer demir, gök bakır. Olmadı. İzmir’de bir şirketin muhasebe müdürlüğünü yaptım. Darbeciler doyup gidince devlet memurluğuna döndüm. Çetince Belediyesi’nde Hesap işleri müdürü olarak görev aldım. Ancak ne Başkanla, ne encümen üyeleri, ne de meclis üyeleri ile anlaşabildim. 1984 ile 1988 yılları arası sürekli mücadele ile geçti. ANAP’lı meclis üyelerin arzusu doğrultusunda devrin içişleri bakanı tarafından görevden alındım. İki yıl hukuk mücadelesi sonucu itibarım iade edildi. Göreve döndüm. Ben muzafferdim. Ama belediyede huzur yoktu. 1993 Yılında kurum değiştirdim.
Müdürlükten feragat etmek kaydı ile Eğirdir Kemik Hastalıkları Hastanesine Şef olarak atandım. Personel Şefliği, Satınalma Müdürlüğü görevleri yaptım. 1998 Yılında Gelendost Devlet Hastanesi’ni teşkilatlandırmak üzere sürüldüm. Azıcık huzura kavuşmuştum ya. Bu hastanede düzeni kurduktan sonra Döner Sermaye Saymanlığı, Hastane Müdürlüğü gibi görevlerde bulundum. Koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derlermiş.
Huzur sıktı. 1999 Mahalli idareler seçimlerinde istifa edip MHP saflarında aktif politikaya atıldım. Bu yolda ilk deneyimim değildi. Geçliğimde ve öğrenciliğimde Ülkü Ocakları Başkanlığı, İnşaatçılık yaptığım yıllarda Esnaf Odası kuruculuğu ve başkanlığı görevlerini yapmıştım. Seçimi kazanamadım. Zaten ömür boyu ne kazandım ne başardım ki. Seçim sonrası kürkçü dükkânına geri döndüm. Bu kurumda da uğursuzluk yakamı bırakmadı. Kurumda bir yolsuzluğu otaya çıkarıp mülki idareye bildirdik. Sen misin bunu bulan. AKP yalakalarının arzusu neticesinde davanın içine çekildik. İki yıl da burada hukuk mücadelesi verdim. Sonunda doğruluk kazandı.
2005 Yılında 1–4 dereceden emekli oludum. Uzun zaman buna ben de inanamadım. Kabuğuma çekildim, Çetince’de oturuyorum. Herkese hakkımı helal ettim. Ebuzer Hazretleri gibi içime döndüm. Her şeye tövbe ettim. Cenabı Allah nasip etti 2005 Yılında hac farizasını yerine getirdim.
Övünmek gibi olmasın ya ben sanatkârım. Sizin anlayacağınız bir binayı temelden çatıya yapar çıkarım. Kaba inşaat ustasıyım. Ama arada bir de şiir yazdığım olur.
Felsefi feyzi Hoca Ahmet Yesevi, Yunus Emre gibi erenlerden aldım. Şiiri Hoca Dehani, Fuzuli, Seyit Nesimi, Karacaoğlan,Ruhsati, Hüseyin Cavit, Arif Nihat gibi ustalardan öğrendim. Rahmetli Abdurrahim Karakoç’la da dostluğumuz vardı. Yazışırdık. Türk Edebiyatını özümseyince ne kadar yavan şiirler ortaya koyduğumu fark ettim. Yıllarca şiirlerini bir yerlerde yayınlamaktan çekindim. Sadece dost meclislerinde bazılarını okudum. Ama bu Antoloji sitesine baktım. Acemilere yer var. Ben de bir hesap açtım. Cüretimi mazur görün.