Emine Göçer - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı

:
KONUŞTUM,GEVEZE DEDİLER..
SUSTUM DİLSİZ,
İŞTE BEN O GÜN BUGÜNDÜR YAZIYORUM İÇİMİ İNCEDEN İNCEYE YAKANLARI,SÖYLEMEYE DİLİMİN VARMADIKLARINI YAZIYORUM...
EDEBİYAT DEFTERİMİN ARKA SAYFASINDA BİRİKTİRDİĞİM ŞİİRLERİMLE ARTIK SİZLERLEYİM.
SEVGİ TADINDA UMUT TADINDA,EN ÖNEMLİSİDE ŞİİR TADINDA NİCE PAYLAŞIMLARA.
..
Kelimelerin kifayetsiz kalacağını bilmesem
Bir mektup yazardım sana gönlümün dilinden
CANIM......diye başlayan
ÖZLEDİM....diye son bulan

Anlatacak öyle çok şeyim varki ne anlatacağımı bilmesemde...
Hiç bir sözlükte karşılığı yok sana olan duygularımın.dünyadaki bütün dillerde arasam faydasız...
Bazen ölümle doğum arasındaki en güzel an bazende hangi iklimden geldiği belli olmayan deli bir rüzgar gibisin...
Tutsam kırılacaksın bıraksam kaçacak...
her seferinde farklı bir anlam veren kimliksiz bir tanımsın.
Bak yine olmadı,,,yine yarım kaldı,,,tamamlayamadıklarım...

Kelimelerin kifayetsiz kalacağını bilmesem
Bir mektup yazardım sana gönlümün dilinden
SEVDİM.............diye başlayan
SEVİYORUM.......diye son bulan..


GELİŞMEK, yaşamak için yaşatmak yerine öldürmek için yaşamaksa,
Terör estirip kan akıtmaksa, kuyruğuna basılınca aslan kesilip, acısı geçince kuzuya dönmekse GELİŞMEK
Affedip kazanmak yerine, kırıp kaybetmekse gelişmek,
Aldatmak, aldanmak sevgiyi kirletmekse GELİŞMEK,
GELİŞMEK, dilimizin konuşması gereken yerde yumruklarımızı konuşturmaksa,
Parayı sevgiden üstün tutup, her şeye değer biçmekse,
Normal olmayan şeyleri sıradanmış gibi görebilmekseGELİŞMEK,
Hayata art niyetle bakabilmekse gelişmek,
GELİŞMEK, doğruyu yuhalamak, göz ardı etmek,yanlışı alkışlamak baş tacı etmekse,
Dilimizin ucunda gizlerken bütün sevgi sözcüklerini,
Avazımız çıktığınca haykırmaksa nefretimizi,
Tek gecelik ilişkilere değişirken kirletirken aşkı, sevgiyi sürgüne göndermekse GELİŞMEK,
GELİŞMEK, parayı sevgiden üstün tutup, her şeye değer biçmekse,
İşsizliğin azalması imkanların çoğalması yerine, saygının azalması arsızlığın hırsızlığın çoğalmasıysa GeLİŞMEK,
Komşunun aç mı tok mu olduğundan geçtik varlığından habersiz yaşayabilmekse,
Sadece nefes almayı yaşamaktan saymaksa GELİŞMEK,
Paranın değere bindiği, insanlığın öz değerini yitirdiği bu zamanda saygıya sevgiye hasret
Yaşamaksa GELİŞMEK,
Size hepinizin sevineceği müjdeli bir haberim var galiba büyük bir hızla GELİŞİYORUZ
İnsanların birbirine bu kadar muhtaç olduğu, bir o kadarda bir birinden uzak durduğu bu çağda
kırmızı başlıklı kızın yaşlı ananesini huzurevine yatırıp internette çet yaptığı, Pinokyonun burnunu estetik ameliyatıyla küçülttüğü, giderek sahteleşen gerçeklerin arasında hızla gelişiyoruz.
Rengine aldanıp gerçek sandığım domatesi elime aldım düşünüyorum gördüğüm bütün gerçekleri, sahte kimliklere sahte yüzlere ve sahte gülüşlere inat hala çok seviyorum hayatı,
Havada asılı kalsa da uçurtmamız, ipotek ettirmiş olsak da hayallerimizi, zengin bir dilenciye, bağışlasak da anılarımızı GELİŞİYORUZ.
emine göçer
İKİ DEPREM ARASI

Hava alabildiğince sıcak,

İnsanlar el ele dökülmüş sokaklara

Bu mevsimde bir başka güzel Marmara

Dün vapurla giderken karşı kıyıya

Bugün öyle bir kalabalığa açıyorum ki gözlerimi,

Öylece kalakalmışım bir hastane odasında,

Odanın loş ışığında,

Acımasız çığlıkların ve göz yaşının tam ortasında,

Can pazarının kan gölünün tam ortasında,

Bütün hayat felç oldu Marmara sallandı,

Ağustosun tam ortasında,

O andan tek kalan şey hatırımda,

Bir çocuğun çığlıklarıydı çınlayan kulağımda,

Pencereden seyrederken can pazarını,

Şükürler ediyorum hala yaşadığıma,

Evlerle birlikte ne hayaller yıkılmıştı,

Ne umutlar kalmıştı göçüğün altında,

Derken acılı bir ses bölüyor düşüncelerimi,

Ve bir el beni işaret edip,

Ailesinden bir bu kurtulmuş diyor ağlamaklı,

Kıyamet mi?koptuALLAH’ım derken,

İlkez ölümün soğukluğunu hissediyorum bedenimde,

Ürkekçe titriyorum,

Tıpkı soğuk bir demire değer gibi…

Hemşireler teselli etsede hiçbir teselli teselli vermez artık,

Ya onca ertelediklerim,

Annemi son kez öpemeyişim,

Babamla helalleşmeyişim,

Kısacası ertelediğim koca bir hayat kaldı geride…

Babamın onca emek verip yaptıkları,

Yılların emeği kırk iki saniyeye feda olmuştu,

Her şey beton yığını olmuştu..

Onca mal mülk ne ona kısmetmiş ne bana,

Oysa o onlar için yaşamaktan vazgeçmişti,

Ah babam ah 3 5 kuruş götüremedin mezara.

Gerçek orada başlıyormuş meğer,

Burası sadece manzara,

Yüreğimi derinden sarsan bir manzaraydı yaşadıklarım,

Herkesi her şeyi kaybetmiştim

Meğer ikinci depreme kadarmış birincinin acısı,

Senin hayatıma girişine kadarmış,

Kaybettiğim herkesi bir kişide bulana kadarmış meğer,

Yaşadığım aşktan öteydi ve yaşamaya değer…

Babam kadar güven veriyordun,

Annem kadar saftın,

Sen candın,

Canımdın,

Ve ben seni seviyordum…

İki deprem arasıydın,

Birincisinde herkesi her şeyimi kaybetmiştim,

İkincisinde içinde herkes olan seni kazanmıştım,

Dünya iki kişilikti,

Ve sen iki deprem arasıydın…

Benim hayatla bir sözleşmem yoktu,

Belki şuan ömrümün son anlarındayım,

Meğer ertelemeye gelmezmiş hayat,

Söylemek lazımmış sevince,

Değer vermek gerekirmiş değer görünce,

Mal mülk geçiciymiş yalanmış para,

Sevgiymiş her yaraya merhem,

Her derde deva…

Bunlar iki deprem arasında öğrendiklerim,

Ve sen iki deprem arasıydın,

Hayatımın atar damarıydın,

Candın,

Canımdın,

Acılı keşkelerimin arasında iyikimdin,

İyiki vardın,

Sen iki deprem arasıydın,

Canımın diğer yarısıydın,

Sevip söyleyemediğimdin,

Marmaranın azgın sularına haykırdığım,

Beton yığınlarının arasında bulduğum,

Vede gerçekleşen tek hayalimdin sen…

Sen candın

Canımdın

İki deprem arasıydın,

Ve dünya iki kişilikti,

Bir sen birde ben vardım,

Sen sararmış aile fotoğrafımdın

Göçüğün altında kalan,

Sevdiklerimin cansız hayaliydin,

Bir köşede kıvrılan,

Kaybettiklerime karşı kazandığımdın,

Beklide bin verip bir aldığımdın,

Sen candın,

Canımdın,

Uçurum kenarında rastlaşmıştık seninle,

Düşmeden tutmuştun beni,

Kaybolmadan bulmuştum seni,

Ve sen iki deprem arasıydın,

Sen candın,

Canımdın,

Marmarada acıdan arta kalan,

Tek güzel hatıramdın,

Yaralayandın,

Yarayı sarandın,

Sen candın,

Canımdın,

Seni seviyordum,

Sen iki deprem arasıydın..

EMİNE GÖÇER…

akdenizde bir dar ağacı


Birkaç adım ötemde olman neyi değiştirir ki
Bana kilometrelerce uzak olduktan sonra
Bakamazken gözlerine,
Tutamazken ellerini,
Yan yana durmak ne fayda bu kadar uzakken sana,
Kelimeler kifayetsiz,
Sözcükler yetim,
Cümleler çoktan yıkılmış,
Derdimi anlatacak kalmadı lisan,
Bu derde düşünce böyle mi olur her insan,
Kafamda bir sürü soru işareti,
Susmak biçare,
Yazmakmış bu derdin tek çaresi,
Şuan ak denizdeyim,
Gözlerinse buradan çok uzaklarda,
Ve ben bu gün seni ak denizin azgın sularına gömdüm,
Hala sana doğru aksa da içimdeki nehir,
Sen benim için bugün öldün.
Bakma sana hala şiirler yazdığıma,
Sen her aklıma geldiğinde,
Yana yakıla ağladığıma bakma,
Sen benim için artık öldün,
Ve ben çoktan başladım lanetler yağdırmaya,
Şuan ak denizdeyim,
Deniz kenarında bir darağacında,
Gözlerinse buradan çok uzaklarda,
Ölüm yatıyor koynumda,
Aşkından ölmek üzereyim,
Gözlerin bana bakıyor ak denizin azgın dalgalarında…
EMİNE GÖÇER

BU ŞİİRİ SANA YAZDIM..


BU ŞİİRİ SANA YAZDIM
sen biranda girdin aklıma,
engel olamadım duygularıma,
kimdin neydin bilmiyordum ama,
vurulmuştum bir anda,
ben bunu bir yabancıya,
hayatımdaki meçhul adama,
ben bu şiiri sana yazdım,
sevince bir başka olur insan,
bir baska görünür dünya gözüne,
ve gerçektende sabahlara kada uyutmaz,
mum ışığında şiirler yazdırır aşk insana.
söylenenlerin hepsi doğruymuş meğer,
damardan şarkılar dinletip,
uykuya hasret bırakabiliyormuş,
bütün aşk şarkılarını kendine yorabiliyormus insan,
bana damardan sarkılar dinleten adama,
ben bu şiiri sana yazdım,
belki bir nisan yagmuru gibi gelip geçecekti,
belki de sacmaydı cocukluktu,
büyük olmasa şiirler yazdırırımıydı,
gecelerce aglatıp yürek acıtırımıydı,
beni geceler boyu ağlatana,
bu şiiri sana yazdım,
senden baskasını görmüyordu gözüm,
bakmaya kıyamadığımdın,
dilimden düşeyen sözüm,
bir gülüşün vardı siyahları beyaz yapardı,
aydınlatırdı körelmiş yürekleri,
işte ben o çapkın gülüşlü adama,
ben bu şiiri sana yazdım.
EMİNE GÖÇER

AŞK DEMEYİN BANA


Aşk demeyin bana,
Tuz basmayın yarama,
Dokunmayın yüreğimdeki atar damara.


Ben aşkı sevdiğimin düğününde,
Onun gözlerindeki aşkı gördüğümde,
Gömdüm mezara.
Ne olur dokunmayın bana


Aşk demeyin bana,
Varmayın üzerime,
Dokunmayın içimi inceden inceye yakana.


Aşk demeyin bana,
Ömrümün baharında,
Kar yağdırmayın bozkırlarıma.
Dokunmayın yüreğimdeki buzullara,

Aşk demeyin bana,
Haritada aramaktan,
Atlasları taramaktan yoruldum,
İçimdeki aşka,kavuşamamaktan.

Aşk demeyin bana,
Güneş doğmamaya yeminli,
Ay batmaya…
Gecede kaybolurken güneş,
Dokunmayın bari yıldızlarıma.

Aşk demeyin bana,
Bakmayın gözlerime,
Aldırmayın.
Akan gözyaşlarıma.

Aşk demeyin bana,
Laf söyletmem,
İklimimi değiştiren rüzgara.
Dokunmayın mevsimlerime.

Aşk demeyin bana,
Aşkı sorun,
Aşkı yaşayana…
Yeter ki aşk demeyin bana.

Emine göçer

SEN KALIYORSUN


Sen gönlünden atarken beni, yakarken geleceği, ben hala geçmişte seviyorum bende kalan en son şeyi, seni…
Takvimler değişiyor, iklimler değişiyor, mevsimler değişiyor.Bir sen kalıyorsun değişmeyen.
Aşk değil yaşadığım aşktan öte, sen olamazsın benim sevdiğim senden öte, cam bildiğim candan öte bir sen kalıyorsun geride…
Aşka hasret kalmış gönlümde aşka dair ne varsa tükense de bir sen kalıyorsun geride.
Sular çekilince içimin nehirlerinde, yelkenler suya iniyor, gemiler batıyor ne varsa boğuluyor bir sen kalıyorsun geride.
Yavaş yavaş eksiliyor tamamlayamadıklarım, içimin sana yetim kalmış yerinde bir sen kalıyorsun geride.
Avuçlarımdan kayarken değer verdiklerim, bir sen kalıyorsun geride, kıymetlim dediğim kıymetini bilemediğim bir SEN.
ŞAHİDİM ANKARA,
Sende hiç yaşamadım,
Seni hep yaşadım oysa ,

Saçlarımı hiç savurmadım gökyüzüne,
Gözyaşımı hiç akıtmadım gecene..
Bir tek sende yaşlandım sene sene,
Ve bir tek seni anlatırken,
Kifayetsizdi her kelime,
Ben mağlup olurken içimdeki davaya,
Hükmümü Anadolu verdi
Ve tek şahidim sendin Ankara,
Dur demenin vakti gelmedi mi?
Gözümden akan yaşlara…
Çare yok mu yani,
Saçımdaki aklara…
Biliyor musun Ankara,
İlk sende sevdim ben,
Delicesine yana yakıla,
Sende hiç yaşamadım ama,
Seni hep yaşadım oysa,
Derdime derman olamasan da
Tek şahidim sensin Ankara,
İlk aşk…
İlk zafer…
İlk mağlubiyet…
Hepsi bir arada,
Ve hepsi Ankara da
Şahidim Ankara,
Duyuyor musun beni,
Seni delice seveni…
Duyuyor musun Ankara?
Ey baş tacı şehir,
Otobüs camlarında,
Şehirlerarası yolculuklarda,
Yarım saatlik yemek molalarında,
Görsem de seni
Şahidim sesinsin Ankara,
Şahidim sensin,
Sende hiç yaşamadım,
Seni hep yaşadım,
Ve sadece sende yaşlandım oysa,
Tek şahidim sensin Ankara,
Sensin tek ortak yalnızlığıma,
Sensin tek derman,
Gurbetin içimde açtığı yaraya,
Biliyor musun Ankara,
Ben bir tek ona aşık oldum delicesine,
Ve bir de sana…
O sen de saklıydı ,
Sende onda…
Tek şahidim sensin Ankara,
Sensin Ankara…

BİR SELAMIN KALDI BENDE


Bir selamın kaldı bende,
Ya al git selamını,
Ya da hiç gelme…

Oysa aylar oldu sana selam göndereli,
Aylar oldu selamıma bir cevap vermeyeli,
Bakma takvimlerin ayı gösterdiğine,
Bende asır oldu hasret, seni görmeyeli…


Seni unuttu dediler aldırmadım,
Başkasını buldu dediler inanmadım,
Bir selam gönderdim, bin bir umutla,
Sense bir cevap bile yollamadın,
Kalakaldım…

Çalmadık kapı bırakmadım,
Her kapıda seni bekledim,
Her birinde biraz daha ümitlendim,
Sense ne geldin,
Nede bir selam gönderdin.


Bir selamın kaldı bende,
Ya al git selamını,
Ya da hiç gelme…
Emine Göçer...

NE YANA BAKSAM SEN


Seninle başladı,
Bu şehirde aşk…
Seninle başladı güzel olan ne varsa,
Aşkından yanarken,
Aksa da gözümden yaş,
Senden uzakken,
Bir tek sende anlam buluyor hayat,
Ne yana baksam sen,
Ne yöne gitsem sen,
Öyle çok özledim bir bilsen,
Yerini tutmasa da hiçbir şey,
Sırf sana benzeyişinden
Her şeyi aynı gözle sevmem
Yol yokken yol olurum,
Yeter ki;
Sen bir gel desen,
Ne yana baksam,
Neyi tutsam,
Kimi hatırlasam,
Kimi unutsam sen,
İçime doğuyor gözlerin,
Gözlerim, gözlerin oluyor birden,
Sonra gece oluyor,
Güneş doğuyor,
Güne karışıyor aniden,
Her şey sana benziyor biraz,
Ben sebebini bilmeden,
Sen söylemeden,
Ne yana baksam sen,
Ne yöne gitsem sen,
O zaman bu kaçış,
Bu kayboluş neden,
Neden bu yetim sürgünlük,
Sebebini hiç bilmeden…
Göremediğim uzaklıksın,
Baktığım her şeysin,
Görebildiğim kadar yakınsın,
Hiç bir şey sana eş değer değilken,
Sen hiçbir şeye benzemezken,
Ne yana basam sen,
Ne yana baksam sen oluyor birden…
EMİNE GÖÇER

OLAMADIM


Leyla olup çöl aşamadım,
Derya olup su taşamadım,
İbrahim misali ateşe atılmadım,
Aşk ile pişemedim yanamadım,
Bastığım toprağa yetimken,
Ayağının altına taş olamadım,
Yunus gibi sana ulaşamadım,
Mevlana misali yaşayamadım ben,
Düz yolda koştum ama:
Yinede engelleri aşamadım ben,
Musa’nın asası dahi,
Benden doğruydu,
Beynim boş iken,
Gönlüm doluydu,
Seni bulmam için görmem yeterdi,
Gözlerim varken göremedim,
Bu dert beni içten içe yedi bitirdi,
Bir türlü değerini bilemedim,
Bilemedim ben…
Çok ağladım,
Göz yaşımı silemedim,
Atlaslardan yer beğendim,
Senden uzağa gidemedim ben.
Kerem olup çöl aşamadım,
Mecnun olup dağ delemedim,
Göremedim cemalini,
Aşkından ölemedim,
Ölemedim ben…
Dualar ettim sana,
Boşa çevirmedin,
Karşılıksız çok sevdin,
Değerini bilemedim,
Sana layık kul olamadım,
Olamadım ben…