bilmiyorsun değilmi dokun dediğinde ve ben her dokunduğumda bıçak kesiği gibi kanıyorum.... turuncu damlalar süzülüyor yanaklarımdan ve kömür karasıdır ellerine düşen bütün beyaz inciler boynuma takmışım süs diye bu kara damlaları.. ziynetim olmuş ama haberim olmamış.......... suna..............
Burada yağmur yağıyor aralıksız yağıyor günlerdir Ama sen yine de şemsiyeni almadan gel ilk otobüsle Buğulanan camlara usulca yüzünü çiziyorum ki yüzün Bir yağmur damlası olup düşüyor yapraklarına gülün Güller de bozamıyor bu uzun karanlık sessizliğini kentin Anılarını yitiriyor sokaklar bezirgânlaşıyor bulvar ışıkları Tarih de kekemeleşiyor bazen ki o zaman aşktır tek bilici Aşksa yürümek gibi bir şey duyabilmek kuşların gelişini Anısı bizsek eğer bu kentin unuttuğu türküler bizsek Acıyı rehin bırakıp bir güle anımsatmalıyız bunları bir bir Sonra yürümeliyiz seninle sokaklara caddelere çıkmalıyız Belki bir aşktır bu kentin belleğini geri getirecek olan Burada yağmur yağıyor ama sen şemsiyeni almadan gel yine de Özletiyor bu çılgın sağanak seni Sırılsıklam özletiyor biliyor musun.........................alıntı
kayaların yosunu minder olmuş altımıza yemyeşil ve yumuşak uzat elini bana ki akşamdan kalma dudaklarını bırakayım avuçlarına bir yudum su istermisin çünki ben ıslatamadım bana bıraktığın ve koynumda sakladığım dudaklarını.............
suna................
durup dururken bir sancı hiisedersin neden olduğunu anlayamadığın.. sebepsizdir belkide nefesinin kesilişi söylesene... sen değilmisin ciğerime batan hançer.... suna .........
Sığınıyor tenine aşk Usulca teslim oluyor sıcaklığına Nar ateşlerde yanarken hasretim Aykırı bir anlama bürünüyor sensizliğim..
Senden bahsetmeli şiirim Uzaklıkların intiharı ellerinde olmalı Nedensiz, umarsız bir hal alırken duygular Aşka dair her nakarat sana varmalı.
Sen kokmalı nefesim Uzun gecelerim sana varmalı Niyetsiz bir öykünmenin ertesinde Aklıma düşen senin sıcaklığın olmalı..
bilmiyorsun değilmi
dokun dediğinde ve ben
her dokunduğumda
bıçak kesiği gibi kanıyorum....
turuncu damlalar süzülüyor yanaklarımdan
ve
kömür karasıdır ellerine düşen bütün beyaz inciler
boynuma takmışım süs diye bu kara damlaları..
ziynetim olmuş ama haberim olmamış..........
suna..............
Burada yağmur yağıyor aralıksız yağıyor günlerdir
Ama sen yine de şemsiyeni almadan gel ilk otobüsle
Buğulanan camlara usulca yüzünü çiziyorum ki yüzün
Bir yağmur damlası olup düşüyor yapraklarına gülün
Güller de bozamıyor bu uzun karanlık sessizliğini kentin
Anılarını yitiriyor sokaklar bezirgânlaşıyor bulvar ışıkları
Tarih de kekemeleşiyor bazen ki o zaman aşktır tek bilici
Aşksa yürümek gibi bir şey duyabilmek kuşların gelişini
Anısı bizsek eğer bu kentin unuttuğu türküler bizsek
Acıyı rehin bırakıp bir güle anımsatmalıyız bunları bir bir
Sonra yürümeliyiz seninle sokaklara caddelere çıkmalıyız
Belki bir aşktır bu kentin belleğini geri getirecek olan
Burada yağmur yağıyor ama sen şemsiyeni almadan gel yine de
Özletiyor bu çılgın sağanak seni
Sırılsıklam özletiyor biliyor musun.........................alıntı
****************************************************************************
kayaların yosunu minder olmuş altımıza
yemyeşil ve yumuşak
uzat elini bana
ki akşamdan kalma dudaklarını bırakayım avuçlarına
bir yudum su istermisin
çünki ben ıslatamadım bana bıraktığın
ve koynumda sakladığım dudaklarını.............
suna................
durup dururken bir sancı hiisedersin neden olduğunu anlayamadığın..
sebepsizdir belkide nefesinin kesilişi
söylesene...
sen değilmisin ciğerime batan hançer....
suna .........
Sığınıyor tenine aşk
Usulca teslim oluyor sıcaklığına
Nar ateşlerde yanarken hasretim
Aykırı bir anlama bürünüyor sensizliğim..
Uzaklıkların intiharı ellerinde olmalı
Nedensiz, umarsız bir hal alırken duygular
Aşka dair her nakarat sana varmalı.
Sen kokmalı nefesim
Uzun gecelerim sana varmalı
Niyetsiz bir öykünmenin ertesinde
Aklıma düşen senin sıcaklığın olmalı..
S.A.