Egüm Küçük - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı

Sözü değilse de anlamı duyumsuyorum.
….
“Ruhum ne ondan once vardi, ne ondan ayri bir sirrin kemalidir, ruhum onun, o disimdaki alemin bende akseden hayalidir. Ve aslindan en uzak ve aslina en yakin hayal , bana isigi vuran yarimin cemalidir...”
Nazım Hikmet yine tercüman olmuş, kim olduğuma, bendeki kimle konuştuğuna.
Adının baş harfi kolyemde, bilekliğimde, yüzüğümde; aslıma en yakın beni bana her an hatırlatması için, ikinci bir alyans gibi…
……
Buradayım
buraya dek uzanıyor derinliğin.
Sessizliğim:
orada
duyuruyor mu beni sana
buradan,
rüzgarın dalları
bir an
bıraktığı aralarda?
Ara ara
dokunuyorum sana
buradan
oraya.

O Aruoba

……..

Ruheşi kavramına bilimsel yorumum;

“Eğer iki kuantum parçacık birbirine çok fazla yaklaşırsa aralarında bir enerji alışverişi olur ve bu alışveriş sırasında iki parçacık arasında bir bağ oluşur. Bu öyle bir bağ ki bu iki parçacık adeta birbirine aşık olur ve aralarındaki mesafeden bağımsız olarak sürekli iletişim halinde kalırlar. “ Kuantum Dolaşıklık Teorisi

Hepimiz atomlardan oluştuğumuza göre belki de önceden tanışık atomlara sahiptik. Kimbilir…

……….
Hüzünlü yanım… Düşününce hüzünlendiğim… Hüzünlenince düşündüğüm… Hüznünden haz aldığım… Bir avuç kardaki hüznüm… Her hüzünlü şarkıda gözümde biriken yaş… En derin yanım.
………
Her Yaşam geçiştirdiğin bir şey olacak - içinden geçtiğin; geçtikçe geciktirdiğin; sonra da, geçip gitmesine izin verdiğin bir şey... OA
.........
“Gitmekle gidilmiyor ki
Gitmekle gitmiş olmazsın
Gönlün kalır,
Aklın kalır
Anıların kalır”

Cemal Süreya

.......

“Gerçek gerçektir. Olduysa bir kez, olmuştur. Zaman geçse, koşullar değişse de değişmez. Sonrasında gerçekliği, anlamı bir daha, bir daha sorgulanmaz. Değeri tartılmaz. Elle tutulamayıp yanıbaşa konamadı diye boşluğa denk düşünülemez. Yerinin doldurulamaması ise kasıt, başka bir ad bulmalı, hiçliği çağrıştıran “boşluk” kullanılmamalı. Hele sözkonusu olan aşk ise, durum daha da nettir. Gerçek aşk sadece bir kez yaşanır, yada başka bir ifadeyle sadece bir kişiye gerçekten aşık olunur.”

.....................
Ayrılık Sevdaya Dahil

Açılmış sarmaşık gülleri kokularıyla baygın
En görkemli saatinde yıldız alacasının
Gizli bir yılan gibi yuvarlanmış içimde kader
Uzak bir telefonda ağlayan yağmurlu genç kadın
Rüzgar uzak karanlıklara sürmüş yıldızları
Mor kıvılcımlar geçiyor dağınık yalnızlığımdan
Onu çok arıyorum onu çok arıyorum
Heryerimde vücudumun ağır yanık sızıları
Bir yerlere yıldırım düşüyorum
Ayrılığımızı hisettiğim an demirler eriyor hırsımdan
Ay ışığına batmış karabiber ağaçları gümüş tozu
Gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar yaseminler unutulmuş
Tedirgin gülümser
Çünkü ayrılık da sevdaya dahil çünkü ayrılanlar hala sevgili
Hiç bir anı tek başına yaşayamazlar
Her an ötekisiyle birlikte herşey onunla ilgili
Telaşlı karanlıkta yumuşak yarasalar
Gittikçe genişliyen yakılmış ot kokusu
Yıldızlar inanılmıyacak bir irilikte
Yansımalar tutmuş bütün sahili
Çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
Öyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi değil
Çünkü ayrılıklar da sevdaya dahil
Çünkü ayrılanlar hala sevgili
Yanlızlık hızla alçalan bulutlar karanlık bir ağırlık
Hava ağır toprak ağır yaprak ağır
Su tozları yağıyor üstümüze
Özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır
Eflatuna çalar puslu lacivert bir sis kuşattı ormanı
Karanlık çöktü denize
Yanlızlık çakmak taşı gibi sert elmas gibi keskin
Ne yanına dönsen bir yerin kesilir fena kan kaybedersin
Kapını bir çalan olmadı mı hele elini bir tutan
Bilekleri bembeyaz kuğu boynu parmakları uzun ve ince
Sımsıcak bakışları suç ortağı kaçamak gülüşleri gizlice
Yalnızların en büyük sorunu tek başına özgürlük ne işe yarayacak
Bir türlü çözemedikleri bu ölü bir gezegenin soğuk tenhalığına
Benzemesin diye özgürlük mutlaka paylaşılacak suç ortağı bir sevgiliyle
Sanmıştık ki ikimiz yeryüzünde ancak birbirimiz için varız
İkimiz sanmıştık ki tek kişilik bir yalnızlığa bile rahatça sığarız
Hiç yanılmamışız her an düşüp düşüp kristal bir bardak gibi
Tuz parça kırılsak da hala içimizde o yanardağ ağzı
Hala kıpkızıl gülümseyen sanki ateşten bir tebessüm zehir zemberek AŞKIMIZ


Attilâ İlhan


.....................

Lütfen kendine çok ama çok dikkat et !

.....................


“Bazı şeyler oldu;
Anlatamayacağım kadar karmaşık,
Anlatabileceğim kadarı daha fazla soru, endişe, vb. demekti, işe yaramazdı.
Anlatamazdım olan şeyleri,
Anlatmadan da süremezdi, dürüstçe olmazdı.”

(Aynen böyle oldu. Çokça eksik, ama dosdoğru. )

............................

" Bugün sana ve kendime itiraf etmekte hala fazlasıyla zorlandığım bazı şeyleri suskunlukla geçireceğim."

"..birşeyler gizliyorsan mutlaka, mutlaka gizlenmesi gerektiği içindir, buna hiç şüphem yok.."

KAFKA / Milena'ya mektuplar

......................

Çok fazla şey vardı
Bizim alfabemize sığmazdı
Olduğu gibi anlatılsa deprem olurdu
Ve bir karar verdi kadın
Görüntüde basit...

Yeni yıldan tek ricam;
Şüphe olmasın, kırgınlık olmasın,
Yanıtsız kalan şeylere rağmen güven ve iyi dilekler
ait oldukları yerde yaşamaya devam etsin...

........................

Orada mısın ?

Koyu mavilikte
bir an
dur ve dön:

Buradayım
buraya dek uzanıyor
derinliğin.


Sessizliğim:
orada
duyuruyor mu beni sana
buradan,
rüzgarın dalları
bir an
bıraktığı aralarda?

ara ara
dokunuyorum sana
buradan
oraya... (O.A.)


..........................
“ Şiir; Bir bilme etkinliği… Kendi varlığıyla farklı ve sürekli yorumlanabilir bir dünya yaratan… Gerçekliğin ilk bilgi biçimi… (Hegel) “

...................
Bence şiir, yaşadığımız dünyayı sürekli, yeniden ve yeniden anlamlandırma, kavrama ve yaratma yetisi sağlıyor. Gerçeklik hakkında soru sorabilme, bu sorgulamayı sürdürebilme ve bunlar için gereken farkındalılığı sunuyor beraberinde. İçsel ve dışsal gerçekliğe bakışı zenginleştiriyor. Görüş gücünü arttırıyor. Sayesinde, 'hisseden adam' modern dünyanın karmaşasında özünü kaybetmeden varolabiliyor..Şairlere saygım sonsuz… Kendilerini, okuyucularını, hayatı daha iyi anlama, iyileştirme ve de kalıcı kılabilme adına yaptıkları için.. Zengin iç dünyaları ve kalpleri için..

............,,,,,;
Ve de eklemek istiyorum;Hiçbir büyük şair yaşadığı topluma, toplumunun sorunlarına ilgisiz kalmamıştır, kalamamıştır. Bu onların sahip oldukları büyük kalplerin ve zekalarının doğal bir getirisidir. O yüzden onlar, daha da büyük saygıyı hakediyorlar, sadece bir birey olmadıkları için...

...................
"Orada
Beni düşünüyorsun
Hissettim bunu:
Bir şiddetli rüzgar gibi
Aşarak tepeleri
Geçerek boğazları
Ulaştı buraya
Geldi dokundu bana
Düşünmen beni.

Orada
Beni düşünüyorsan
Hissetmelisin bunu:
Bir rengarenk ışın gibi
Aşarak tepeleri
Geçerek boğazları
Ulaşmak oraya
Gelip dokunmak istiyor sana
Düşünmem seni.'

.....................
Alevlerin etrafında fırdolayı dönen zeybekler,
Devran döner, yol suyu öteki tarafa düşerse,
Ne gam !
O vakit, sesler iki yakafa kucaklaşır,
Gölgeler selamlaşır !!!

"Tüm kalbimle selamlıyorum seni...."