Şu an İstanbul-GOPda müdür yardımcısıyım. Benim ilgi alanım Şiir ve Resim. Aslen Manisa-Gördes'liyim... Manisa Demirci Eğitim Fak. 1997 mezunuyum Liseyi İse İzmir Yeşilyurt Vali Nevzat Ayaz Lisesinde okudum. Okuduğum ve görev yaptığım yerleri çok sevdim, buralara müthiş bağlandım. Ne derseniz deyin.. Çok zor şartlarda yaşadığım ve savaştığım yerler bile çoğu zaman burnumda tüter. Toprağı ve insanı seviyorum. Hizmeti seviyoum. Allah yardımcı oluyor şükürler olsun. Hayattan büyük beklentilerim yok, hizmet vuku bulsun yeter.... Herkese sevgiler....
Dünya coğrafyasının dengesi korunacaksa, böyle bir haritaya hem Türkiyemizin, hem de bölge milletlerinin huzuru için ihtiyaç var. Sancılarla oluşacak ama eninde sonuda bu noktada büyüyerek gelişecektir. Bu sayede akan kanlar duracak, bölge sükut-u huzura kavuşacak. Tarih tekerrür edecek ve coğrafya, hasret duyduğu haritaya kavuşacaktır. Bu kutsal oluşum ulusları kucaklayacak, atalarımızn 600 yıldır başardığı güçlü bağlar geriye gelecek... Bunu ise, Osmanlımızın devamında kurulan Türkiye Cumhuriyetimiz başaracaktır. 'Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdki asil kanda mevcuttur 'arkadaşlar... Tarih tekerrürden ibarettir ve yine bölgeyi koruyup kollayacak olanlar bizleriz. Bunun göstergesi ise hiç ummadığımız minicik yavrularımız kampanyalar başlatarak ordumuza minicik yürekleriyle işte bizim kanımız demişlerdir. Hiç ümitsiz değilim ve her geçen gün o büyük günleri düşündükçe heyecanım kat ve kat arıyor. Eminim ki çoğunlıktaki Kürt Yurttaş kardeşlerimiz de bu oluşum için tıpkı Çanakkale de, Kafkaslarda olduğu gibi yanımızda bizlerle kol kola, omuz omuza olacaklardır. Akıllı bir kürt şunu bilir ki bizim birbirimizden başka gerçek dostumuz yoktur. O an gelinceye kadar büyük birlik ruhunu güçlendirmeye devam kardeşlerim. Türkiye Cumhuriyetimiz daha genç yaşlarında; 84. yıl bir devlet için gençlik yıllarıdır. Devletimiz gelişimini güçlenerek tamamlayacak nice 184. yılları hepberaber birlikte yaşayacağız allahın izniyle. Atatük ile başlayan kurtuluş, yeni neslimizle beraber gelişim ve yükseliş olacaktır ulusumuz için. Atatürk' e olan vefa borcumuzu da unutmayacağz. Onun devlet olma dehası bize ilham vermeye devam edecektir. O kucaklamayı bilmiş, biz de topyekün kucaklamaya devam edeceğiz. Tarih boyunca: ne zaman artık Türk'ün işi bitti denildiğinde daha da güçlenerek sahneye çıktık. Bu, bugün de aynı olacaktır. Bu harita yüreğimizde; Hayır dualar almış Türk Milleti olarak bizlere allah bu oluşumu nasip edecektir. Yeter kibizler yeni yetişen evlatlarımızı yozlaşmadan uzak tutabilelim. Asil kanımızdaki genleri koruyabilelim. Bizi koruyacak ve yüceltecek olan önce allahın izni inaniyeti, sonra ise Türkü Türk yapan özelliklerdir. Eğitimlerimizde yavrularımıza yeterince ruhla önem verelim. Vatan-Bayrak Millet-Ulus kardeşliği değerlerini anlam ve ehemmiyetiyle vermeye devam edelim. Biz gözümüzü karartarak hiç bir şeyden yılmayarak mücadelemize devam ediyoruz. Ortamdan çekinseydik te gönüllü olarak gidip Gabarda çatışmazdık, kısmamayı planlasaydık kaçamnın da altarnatifi vardı. Gelecekse ecel, vatan uğruna, bayrağımız uğruna gelsin ne diyelim. Ortamlarda bazılarının göğsünü gere gere gerekli savunmaları yapmamalarından veya hainlere hakettikleri biçimde hakaret edemeyenlere diyecek bir şeyde bulamıyorum. Lütfen: her arkadaş bulundukları ortamlarda doğruları dile getirmekten kaçınmasınlar ve çevrelerine cesaret versinler. Aksi tahtirde kabuğumuza çekilip çıkmadıkca bu kabuk daha da kırılamayacak hale gelecek bizi içine hapsedecektir. Sesimizi çıkarmazsak meydanı dolduracak çakallar ulumaya başladılar bile... Bir Türk dünyaya bedeldir ve biz kalabalıklar arasında tek kalmamıza rağmen sesimizi çıkardık ve birilerinin çirkef sözlerle ses çıkarmalarına engel olduk.Ses çıkarmak için çok konuşmaya gerek yok, Çoğu zaman bir duruş ve tek bir cümle yeterli oluyor. Bu kutsal bir görev ve korkacak ta hiç bir unsur yoook. Bu kutsal duruşun karşısında çakalların daha fazla uluyacaklarına da ihtimal bile vermiyorum. Bize düşen görev şu ki anlatmak-izah etmek, Sevmeyeni sevdirmek, iyi tanımayana iyice tanıtmaktır. İtmek değil kucaklamaktır. Yok saymak değil varsaymaktır. Önemsememek değil değer vermektir. Var olanı yok sayamayacağımıza göre memnun ve mutlu ettirmenin yollarını aramak ve birlikte kardeşçe, barış içerisinde tıpkı 1000 yıldır olduğu gibi yaşatmaktır.
Şu an İstanbul-GOPda müdür yardımcısıyım. Benim ilgi alanım Şiir ve Resim. Aslen Manisa-Gördes'liyim... Manisa Demirci Eğitim Fak. 1997 mezunuyum Liseyi İse İzmir Yeşilyurt Vali Nevzat Ayaz Lisesinde okudum. Okuduğum ve görev yaptığım yerleri çok sevdim, buralara müthiş bağlandım. Ne derseniz deyin.. Çok zor şartlarda yaşadığım ve savaştığım yerler bile çoğu zaman burnumda tüter. Toprağı ve insanı seviyorum. Hizmeti seviyoum. Allah yardımcı oluyor şükürler olsun. Hayattan büyük beklentilerim yok, hizmet vuku bulsun yeter....
Herkese sevgiler....
Dünya coğrafyasının dengesi korunacaksa, böyle bir haritaya hem Türkiyemizin, hem de bölge milletlerinin huzuru için ihtiyaç var. Sancılarla oluşacak ama eninde sonuda bu noktada büyüyerek gelişecektir. Bu sayede akan kanlar duracak, bölge sükut-u huzura kavuşacak. Tarih tekerrür edecek ve coğrafya, hasret duyduğu haritaya kavuşacaktır. Bu kutsal oluşum ulusları kucaklayacak, atalarımızn 600 yıldır başardığı güçlü bağlar geriye gelecek... Bunu ise, Osmanlımızın devamında kurulan Türkiye Cumhuriyetimiz başaracaktır. 'Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdki asil kanda mevcuttur 'arkadaşlar... Tarih tekerrürden ibarettir ve yine bölgeyi koruyup kollayacak olanlar bizleriz. Bunun göstergesi ise hiç ummadığımız minicik yavrularımız kampanyalar başlatarak ordumuza minicik yürekleriyle işte bizim kanımız demişlerdir. Hiç ümitsiz değilim ve her geçen gün o büyük günleri düşündükçe heyecanım kat ve kat arıyor. Eminim ki çoğunlıktaki Kürt Yurttaş kardeşlerimiz de bu oluşum için tıpkı Çanakkale de, Kafkaslarda olduğu gibi yanımızda bizlerle kol kola, omuz omuza olacaklardır. Akıllı bir kürt şunu bilir ki bizim birbirimizden başka gerçek dostumuz yoktur. O an gelinceye kadar büyük birlik ruhunu güçlendirmeye devam kardeşlerim. Türkiye Cumhuriyetimiz daha genç yaşlarında; 84. yıl bir devlet için gençlik yıllarıdır. Devletimiz gelişimini güçlenerek tamamlayacak nice 184. yılları hepberaber birlikte yaşayacağız allahın izniyle. Atatük ile başlayan kurtuluş, yeni neslimizle beraber gelişim ve yükseliş olacaktır ulusumuz için. Atatürk' e olan vefa borcumuzu da unutmayacağz. Onun devlet olma dehası bize ilham vermeye devam edecektir. O kucaklamayı bilmiş, biz de topyekün kucaklamaya devam edeceğiz. Tarih boyunca: ne zaman artık Türk'ün işi bitti denildiğinde daha da güçlenerek sahneye çıktık. Bu, bugün de aynı olacaktır. Bu harita yüreğimizde; Hayır dualar almış Türk Milleti olarak bizlere allah bu oluşumu nasip edecektir. Yeter kibizler yeni yetişen evlatlarımızı yozlaşmadan uzak tutabilelim. Asil kanımızdaki genleri koruyabilelim. Bizi koruyacak ve yüceltecek olan önce allahın izni inaniyeti, sonra ise Türkü Türk yapan özelliklerdir. Eğitimlerimizde yavrularımıza yeterince ruhla önem verelim. Vatan-Bayrak Millet-Ulus kardeşliği değerlerini anlam ve ehemmiyetiyle vermeye devam edelim. Biz gözümüzü karartarak hiç bir şeyden yılmayarak mücadelemize devam ediyoruz. Ortamdan çekinseydik te gönüllü olarak gidip Gabarda çatışmazdık, kısmamayı planlasaydık kaçamnın da altarnatifi vardı. Gelecekse ecel, vatan uğruna, bayrağımız uğruna gelsin ne diyelim. Ortamlarda bazılarının göğsünü gere gere gerekli savunmaları yapmamalarından veya hainlere hakettikleri biçimde hakaret edemeyenlere diyecek bir şeyde bulamıyorum. Lütfen: her arkadaş bulundukları ortamlarda doğruları dile getirmekten kaçınmasınlar ve çevrelerine cesaret versinler. Aksi tahtirde kabuğumuza çekilip çıkmadıkca bu kabuk daha da kırılamayacak hale gelecek bizi içine hapsedecektir. Sesimizi çıkarmazsak meydanı dolduracak çakallar ulumaya başladılar bile... Bir Türk dünyaya bedeldir ve biz kalabalıklar arasında tek kalmamıza rağmen sesimizi çıkardık ve birilerinin çirkef sözlerle ses çıkarmalarına engel olduk.Ses çıkarmak için çok konuşmaya gerek yok, Çoğu zaman bir duruş ve tek bir cümle yeterli oluyor. Bu kutsal bir görev ve korkacak ta hiç bir unsur yoook. Bu kutsal duruşun karşısında çakalların daha fazla uluyacaklarına da ihtimal bile vermiyorum. Bize düşen görev şu ki anlatmak-izah etmek, Sevmeyeni sevdirmek, iyi tanımayana iyice tanıtmaktır. İtmek değil kucaklamaktır. Yok saymak değil varsaymaktır. Önemsememek değil değer vermektir. Var olanı yok sayamayacağımıza göre memnun ve mutlu ettirmenin yollarını aramak ve birlikte kardeşçe, barış içerisinde tıpkı 1000 yıldır olduğu gibi yaşatmaktır.
SEYFİ KAYA
GAZİOSMANPAŞA
İSTANBUL