Yıpranan bedenime bakma bir tanem. Sana el değmemiş ruhumu vereceğim. Kalbimde ki sonsuz ebedi aşkı vereceğim. Gözlerim yolunda bir bekçi olacak. Kollarım sarılmadık bedeni saracak. Dudaklarım dokunulmadık namahrem tene değecek. Tadılmadık bilinmedik duygular yoluna serilecek. Sen bakma! Kerem ile Aslının aşkına bu aşk onuda geçecek. Hazların hazlarımı rehber edecek. Ben çok şanslı bir insanım. Sen gibi pahalı bir mücevheri bana verdi yaradanım. Bu kahbe dünyada özü sözü bir kulunu gönderdi. Hu çekmeğe geldim dergahında. Ocağında pişip közlenmeğe geldim Sana kocaman bir kalp ve gönül sıcaklığı ile geldim. Al beni ocağında yak, kül et savur küllerimi rüzgara. Hoşgeldin gönlümde ki tahtına sultanım.
Nurdane Diken. 28.09.2006-19.15-İst. K.Köy
CANIMA...
Gözlerimden dökülen, damla damla gözyaşında saklısın. Yüreğimden akan özsuyumda gizlisin. Sevgiden öte herşeyim. Aşk'tan öte herşeyim. Dilim anlatamaz sevgimi. Kalemim yazamaz aşkımı. Ahdımda yemininde sen varsın. Senden ayrılan zavallı ben; Ne bülbülün aşk muhabbetine, ne kardelenlerin rengine, Ne güllerin kokularına kapılmışım. Ben yüzünde açan yediveren güle hayranım. Sâki! sun bana, aşkın en sek şarabını. Ayılmak istemiyorum, bu aşktan. Daha daha çok sarhoş olmalıyım. Canım senin vuslatının aşkına yandı. Sensiz kalan zavallı ben! Ayağının bastığı, her taşı yastık yapmak isterim. Yüzümü sürerim her bir zerresine. Ben sarhoş muyum? yoksa uykuda mıyım? Ahhh senden uzakta nasıl yanıp tutuşuyorum. Her bir kıvılcımım, bu dünyayı kavurur. Yanıyorum ama aşkından yandığımı, söyleme cesaretim yok. Şefkât göster, bu canıma acı! Sensiz ne kadar hastayım. Eyyy Sevgiperisinin kanatları olan yâr... Her an hasretinin zehrini içiyorum. Bana vuslat şerbetini içirmedin! Cennet bahçesinden gelen, yârin kapısında esen rüzgâr. Gecenin karanlığını bana sor. Suyun başında olanlar, suyun değerini bilmezler. Bir gün susuz kalacaklarını düşünmezler. Sevgiperisinin toprağından aşk kokar. Asırlar geçse de, toprağımdan bu kokuyu hep duyarsın. Efil efil eser, sevenlerin yüreğini yakar. Sana olan aşkım; bu kadar kutsal, bu kadar özel...
Yıpranan bedenime bakma bir tanem.



Sana el değmemiş ruhumu vereceğim.
Kalbimde ki sonsuz ebedi aşkı vereceğim.
Gözlerim yolunda bir bekçi olacak.
Kollarım sarılmadık bedeni saracak.
Dudaklarım dokunulmadık namahrem tene değecek.
Tadılmadık bilinmedik duygular yoluna serilecek.
Sen bakma! Kerem ile Aslının aşkına bu aşk onuda geçecek.
Hazların hazlarımı rehber edecek.
Ben çok şanslı bir insanım.
Sen gibi pahalı bir mücevheri bana verdi yaradanım.
Bu kahbe dünyada özü sözü bir kulunu gönderdi.
Hu çekmeğe geldim dergahında.
Ocağında pişip közlenmeğe geldim
Sana kocaman bir kalp ve gönül sıcaklığı ile geldim.
Al beni ocağında yak, kül et savur küllerimi rüzgara.
Hoşgeldin gönlümde ki tahtına sultanım.
Nurdane Diken.
28.09.2006-19.15-İst. K.Köy
CANIMA...
Gözlerimden dökülen, damla damla gözyaşında saklısın.
Yüreğimden akan özsuyumda gizlisin.
Sevgiden öte herşeyim.
Aşk'tan öte herşeyim.
Dilim anlatamaz sevgimi.
Kalemim yazamaz aşkımı.
Ahdımda yemininde sen varsın.
Senden ayrılan zavallı ben;
Ne bülbülün aşk muhabbetine, ne kardelenlerin rengine,
Ne güllerin kokularına kapılmışım.
Ben yüzünde açan yediveren güle hayranım.
Sâki! sun bana, aşkın en sek şarabını.
Ayılmak istemiyorum, bu aşktan.
Daha daha çok sarhoş olmalıyım.
Canım senin vuslatının aşkına yandı.
Sensiz kalan zavallı ben!
Ayağının bastığı, her taşı yastık yapmak isterim. Yüzümü
sürerim her bir zerresine.
Ben sarhoş muyum? yoksa uykuda mıyım?
Ahhh senden uzakta nasıl yanıp tutuşuyorum.
Her bir kıvılcımım, bu dünyayı kavurur.
Yanıyorum ama aşkından yandığımı, söyleme cesaretim yok.
Şefkât göster, bu canıma acı!
Sensiz ne kadar hastayım.
Eyyy Sevgiperisinin kanatları olan yâr...
Her an hasretinin zehrini içiyorum. Bana vuslat şerbetini içirmedin!
Cennet bahçesinden gelen, yârin kapısında esen rüzgâr.
Gecenin karanlığını bana sor.
Suyun başında olanlar, suyun değerini bilmezler.
Bir gün susuz kalacaklarını düşünmezler.
Sevgiperisinin toprağından aşk kokar.
Asırlar geçse de, toprağımdan bu kokuyu hep duyarsın.
Efil efil eser, sevenlerin yüreğini yakar.
Sana olan aşkım; bu kadar kutsal, bu kadar özel...
Nurdane Diken
23.09.07-İst. 22.30