Sabah erken uyansakta, yataktan çıkmaya lüzum görmeyelim erkenden uyanıpta yatağında kuduran çocuklar gibi olalım, yorganın dışında kalıpta üşüyen ayaklar kiminse diğerimiz ısıtıversin mesela, kahvaltıyı kim hazırlayacak telaşına düşmeyelim, ama kahvaltı yaparken tabaktaki son zeytin tanesi için kavga edelim mesela..
Sırf canımız çekti diye, öğlen yemeğini abur cuburla geçiştirelim Vakti geldiğinde beş çayını, beş şekerli içelim. Şimdi sohbete ne gerek var deyip, kanepeye uzanalım seninle, sen, ben ve üstündeki varlığımızdan şikayet etmeyecek bir de kanepe olsun bizden başka...
Başın göğsümde nefesim nefesinde, ellerim saçlarında olsun isterim.. ve güz yangını dediğimiz yangın nasıl bir yangınsa bizi de yakıversin bi zahmet pencereden giren o güneşin altında..
HAKAN BAHADIR POLAT
SENİ SANA ANLATABİLSEM MESELA
Seni sana anlatabilsem, attığın her adımı gösterip gölgende saklasam seni. Sonra çevirip başını baksan aynaya, aldığın her nefeste duysan kendini.
Seni sana anlatabilsem, içtiğin her yudum suda, attığın her adımda konuşamayacak kadar nefessiz kaldığını mesela.
Seni sana anlatabilsem, limansız kıyısız denizlerde yüzdüğünü, uçurumsuz dağlarda gezdiğini mesela.
Seni sana anlatabilsem, girdiğin her sokağın çıkmaz bir sokak olduğunu uykusuz gecelerde uyuduğunu mesela.
Seni sana anlatabilsem, seni sana anlatabilsem mesela.. HAKAN BAHADIR POLAT
ANLAMAK YETMİYOR BAZAN,
AYAKLARIN YÜRÜSÜN.
KAPA GÖZLERİNİ DÜNYA KÜÇÜLSÜN...
SEN DEĞİL,
BIRAK BAŞKALARI ÜZÜLSÜN.
ANLAMAK YETMİYOR BAZAN,
AYAKLARIN YÜRÜSÜN.
MEVSİMLERDEN KIŞ BİTTİ,
YAZA DÖNSÜN YÜZÜN.
ANLAMAK YETMİYOR BAZAN,AYAKLARIN YÜRÜSÜN....
(söz ve Beste) HAKAN BAHADIR POLAT
YANIMDA..
Sabah erken uyansakta, yataktan çıkmaya lüzum görmeyelim
erkenden uyanıpta yatağında kuduran çocuklar gibi olalım,
yorganın dışında kalıpta üşüyen ayaklar kiminse
diğerimiz ısıtıversin mesela,
kahvaltıyı kim hazırlayacak telaşına düşmeyelim,
ama kahvaltı yaparken
tabaktaki son zeytin tanesi için kavga edelim mesela..
Sırf canımız çekti diye, öğlen yemeğini abur cuburla geçiştirelim
Vakti geldiğinde beş çayını, beş şekerli içelim.
Şimdi sohbete ne gerek var deyip, kanepeye uzanalım seninle,
sen, ben ve üstündeki varlığımızdan şikayet etmeyecek bir de kanepe olsun
bizden başka...
Başın göğsümde
nefesim nefesinde, ellerim saçlarında olsun isterim..
ve güz yangını dediğimiz yangın
nasıl bir yangınsa bizi de yakıversin bi zahmet
pencereden giren o güneşin altında..
HAKAN BAHADIR POLAT
SENİ SANA ANLATABİLSEM MESELA
Seni sana anlatabilsem,
attığın her adımı gösterip
gölgende saklasam seni.
Sonra çevirip başını baksan aynaya,
aldığın her nefeste duysan kendini.
Seni sana anlatabilsem,
içtiğin her yudum suda,
attığın her adımda
konuşamayacak kadar nefessiz kaldığını mesela.
Seni sana anlatabilsem,
limansız kıyısız denizlerde yüzdüğünü,
uçurumsuz dağlarda gezdiğini mesela.
Seni sana anlatabilsem,
girdiğin her sokağın çıkmaz bir sokak olduğunu
uykusuz gecelerde uyuduğunu mesela.
Seni sana anlatabilsem,
seni sana anlatabilsem mesela..
HAKAN BAHADIR POLAT