Cesur Yalçın - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı

Denir ki,
' Melekler, Ademoğlunun dünyada işlediği bir dolu günaha bakıp bakıp hayret ederlerdi. 'İnsanlar' derlerdi, ne de çok günah işliyor., doğrusu biz olsaydık azmazdık. Allah da onlara buyurdu ki 'Ben onlara heva ve heves ve şehvet verdim. Bu mizac sizde olsaydı aynı günahları işlemez miydiniz? ' ' Hayır' dedi melekler, ' haşa, biz o günahları asla işlemezdik! ' bunun üzerine Allah, onlardan ikisini, isimleri Harut ve Marut olan iki meleği, mizaçlarına şehvet ve zaaf koyarak dünyaya gönderdi.
Harut ve Marut Babil'e indiler. Sonra orada iş tutup yerleştiler. Zamanla insana has zaaflar içlerine yer etti. Bir gün, Zühre adında çok güzel bir kadın gören Harut ve Marut, ona aşık oldular. Aşkları öyle şiddetliydi ki, bu yüzden korkunç bir cinayet işlediler. Hangi cezayı tercih ettikleri soruldu; ' Dünyada ceza görmek isteriz! ' dediler. Ve başaşağı bir kuyuya atıldılar; kıyamete kadar acıyla haykıracakları bir kuyuya... Ki iniltileri hala işiten kulaklara kadar gelir.
Zühre'ye gelince... bir yıldız oldu o da; ki uzayda yapayalnız yanıp durur