Kül rengi bulutlar dolduruyor mavi ufuk çizgisini İnsanlardan uzaklaşıyorum mavi derinliklerde Kül renginin çoğalması yada mavilik İkiside aynı şeyi getirecek; Mutluluk.................... -
çocuk ruhlu dürüst prensipli duygusal şiir yazan :)
kitap ve internetle ilgilenirim, tiyatroyu severim, bi de dansı severim. (Şubatlarda bir gün 2002-çalışıyorum, yaklaşık 250 USD aylık maaşla-günde 10 saat ve iş aracıyla ayda 5000 km. yol yaparak)
Not: Şiirimsi mesaj;
Saatlerce çalışmanın yorgunluğu, Yüreğindeki nefrete karışıyor, Kötülüklerin içinde hala çabalıyor, Ama elinde, yalnızca boş bir umut...(Epey bir sonra 2002-sanırım nisan ayının ortaları-işsizim, iş arıyorum, satış işi gibi hızlı para getirecek bir iş bulmak zorundayım)
not 2: izninizle bi şey daha belirteyim, hani kaydınız en öne alındı yazısı çıkıyo ya, :) şeklinde birde gülme işareti çıkıyo, çok komik yaa :)) , 'göz kırparak, tamam kaydınızı en öne aldım, eh bi kola ısmarlarsın bize artık' der gibi :)) (ilerde bir gün 2005- o gün ek yapıcam :))
not 3: Hayat ne kadar ilginç değil mi? Bu kadar çocuksu, eh kendine göre esprimsi yada neşeli mesajların ortasındaki şiir, yani duyguların kelimelere dökülmüş hali = sorun.
Herkesin sorunu var kuşkusuz...Ama sorunu hayatın kendisi yada sebepleri olan kaç kişi var acaba?
Not 4: Bugün kötü bir gündü, sokaktaki tinerci çocukları gördüm, ne çocuğu, artık yirmi yaşında adam olmuşlar, bir tanesi bana saldıracaktı neredeyse, kollarına baktım jilet kesilmelerinden hamur gibi olmuş, çok acı bir durum... (Temmuz ayının başları, yeni başladığım ve tamamen farklı, daha önce hiç çalışmadığım bir sektördeki işim maaş+prim üzerine ve primsiz kazancım = 150 USD, ilk iki ay prim alacak parayı hakedemedim, bu ayda haketmem zor görünüyor)
Bir konu daha; (belki bugünkü parasızlığım bunu bana hatırlattı bilmiyorum) Bir kaç yıl önceydi, istanbuldaydım ve bir süreliğine kalacak bir yer arıyordum, ev tutacak kadar kalmayacaktım ve paramda otelde kalmaya yetmezdi. Kadıköyün arka sokaklarında ucuz bir otel ararken, bugünün parasıyla günlüğü yaklaşık 3 milyon TL olan bir yer buldum. Ama iki kişilik ve altı kişilik odalar vardı. Bir bakayım dedim, yukarı çıktığımda 'hayatımın en mide bulandırıcı manzarasını' gördüm. Asker koğuşları gibi bir koğuş, içerde istanbulda kalacak yeri olmayan ve üç beş kuruşa çalıştıkları belli olan gençler, yaşlılar. Dip taraflara doğru iki kişilik odalar vardı. Ve leş gibi bir tuvalet kokusu... Ama ağır bir koku daha vardı ortalıkta, bir tür insan kokusumu diyim, havasızlık kokusumu, insanın midesini kaldıran bir koku... Dip taraftaki odanın kapısını açtık, kapı yavaaaaaşça açıldı, aynı bir film sahnesi gibiydi. Odada iki tane yatak ve bir yatağın üzerinde oturan bir ihtiyar adam vardı. Yavaşça kafasını kaldırdı, sıcaktan yalnızca akletiyle oturuyordu, yüzümüze baktı; yüzünde şunlar vardı; 'yalnızlık, yorgunluk, çaresizlik, hayata küskünlük ve hayattan bıkkınlık'..... Bir de gidecek yeri olmamanın verdiği karamsarlık...
Daha fazlasına dayanamadım, oradaki insanların hali, leş gibi tuvalet kokusu ve o ağır koku....Kusmak üzereydim.... Oradan çıktım, otel sahibinin 'uzun kalacaksan indirim yaparız' sözlerine aldırmadan.... Ve hayatımda daha görecek çok kötü, yaşanmamış çok korkunç olayların olduğunu düşündüm... Neden buralarda da belgeseller yapılmıyordu? Farklı insanların farklı dünyası. Daha kimbilir ne kötü yerler ne zorluklar çeken insanlar vardı....
Hala aklıma geldikçe kusacağım gelir, o görüntüler için söylenebilecek tek kelime; korkunç....
Bilmenizi istedim sadece, uzun yada yersiz bir yazıysa üzgünüm. Ama elimden gelen şimdilik sadece burada bir şeyler yazabilmek. Umuyorum; ilerde daha etkili çalışmalar yapabilmeyi....(23 Temmuz 2002-aynı sektörde son bir atılım sonucu ve birazda şans-kader gereği yeni kurulan bir şirkete kapağı attım, şartlar dahada ağır-maaş yok! yalnızca prim)
Yazdıklarımı son kelimesine kadar okuyan kişi; sana içten bir teşekkürü borç biliyorum....
Not: ya, bugün taksimde bi çocuk gördüm, sokak çocuğu gibiydi ama bir ufak bisikleti vardı ve çocuğun kolunda resmen bir yarık vardı! ! ! kanı gözüken bir yarık! sanki bir bıçakla kesilmiş, yada bisikletten düşüp kesmiş... Ve o sıcakta o yarığa insan bakamıyordu bile... Birşeyler yapmak gerek bu insanlar için, onun içinde gücün olması gerek, gücün eşiti de bu dünyada = PARA! (29 Temmuz 2002)
Bende, şu an cebimde bu ayı geçirecek kadar para olmasa bile, dürüstçe çalışarak bu parayı bulacam. (Son cümleler imkansızlara inanmayan benim gibi insanlara hitap etmektedir) .
('En son ' cümlenin yorumu; yav amma hayalciyim yaa, bi insan bu kadarda hayalci ve polyannacı olmazki! Ama ya birde gerçek olursa.........)
(Geleceğe not: Bugün, hedefe varabilmek için planladığım 2002-2003 süresinde 20 milyarlık hedefe ulaşabileceğim işleri yakalama fırsatım olacağına dair güçlü veriler geldi, ancak, bu ay için hala umut yok, maaş bile alamayabilirim-05.08.2002)
Bugün ilk işimi aldım, yıllık getirisi 500 USD, ufak bir iş ve hedeflediğim paranın geleceğinin bir işareti sayılamaz, hatta ancak önümüzdeki ay başında bu işten para alıp alamayacağım belli olacak, almam halinde ancak günü kurtaracak bir para, yinede bunu olumlu bir gelişme olarak görüyorum ve hedeflediğim yolda düşüncelerimin hayallerle ve somut temellere dayanmayan planlamalarla dolmasına sebep olucu bir gelişme-10.08.2002
Yav ben gerçekten hayal görüyorum galiba, (heey bak bu yazıları silmeyi düşünen Sayın Yetkili, Ulu büyüğüm :) lütfen sabır, bak ben sabrediyorum,5 aydır aidat ödeyememişim, (tahsilata geldiler de az önce :)) vay be! gerçekten zor durum, ama bu durumda en acı olanı, bunu paylaşacak birinin olmaması, paylaşmaktan öte, yardım edecek kimsenin olmaması, offfffff! ! ! ...hayat çok kötü.....Ben zengin olursam herkese yardım edeceğim) -12.08.2002.
Not 5: Bu dolarlı kişisel ifadeleri neden mi ekliyorum(pardon aslında burası kişisel bölüm zaten ama benim yazdıklarım da çok çok kişisel, buda doğru) ?
Valla açıkçası içimden öyle geldi, belki sorunların paylaşımla düşünsel yoğunluğunu azaltmak çabasının dışavurumu, belki de hayallerin gerçekleşme ihtimalini paylaşma isteği.......Kimbilir?
Son günlerde büyük bi iş geldi bana, şöyle ki; adam yeni gelmiş İstanbul’a, tamamen tesadüf sonucu büyük bir iş yakalamış, yıllık getirisi 50 bin USD civarı! ! ! Şansı % 50 den fazla...Ben dedimki, “buyur beraber yapalım”. Ben olursam şansı % 95’e çıkar (konum gereği-teknik çalışma-fiyat vb.) Adamın evine telefon alacak parası yok ama ne dese beğenirsiniz?
“Ben 33 milyar kazanacaksam bu işten 3 milyarını bile sana vermem, BANANE! ! ! ”
Açgözlülüğün bu kadarına da pes doğrusu.... Bu iş ocak ayında sonuçlanacak ve bence açgözlülüğünün ve bencilliğinin sonucu olarak (aslında hayatının fırsatını) bu işi kaçıracak, yapamayacak.- Aynen o meşhur masalda olduğu gibi- Tarih: 23.08.2002
Bilin bakalım neler oldu? Bir işler yakaladım ki, şirket sahiplerinin bile gözleri yerlerinden fırlıyo duyunca... Geçen hafta yaptığım görüşmedeki iş olursa, bana yıllık getirisi 15.000 USD! ! ! , şirkete getirisini siz düşünün artık... Bunun gibi en az 10 iş bulucam sanırım yıl sonuna kadar. Ancak ilginç bir nokta ortaya çıktı, yaptığım anlaşmaya uygun davranmayacakmış gibi işaretler vermeye başladı şirket yöneticileri...Kaz gelecek yerden tavuğu esirgemezler derler ama, bunlar tavuk değil tavuk yemini bile bana çok görecek gibi geliyor bana... Durun bakalım neler olacak? İlk bağlayacağım işten sonra, bakalım paramı verecekler mi? -Tarih: 23 Eylül 2002 pazartesi-
Herşey bitti...(Sonun başlangıcı...) - 17.11.2002-Zor günlerden biri daha....
(Bundan sonraki gelişmeleri, buraya yazamayacağım, çünkü çok uzun olacak ve bu kadar yer işgal etmemeliyim, onun için gelişmeleri bu konuyla ilgili hazırlayacağım aşağıdaki adreste bulabilirsiniz. Tüm okuyanlara saygılar, sevgiler...
www.blogcu.com/dogruluk
...-Tarih: 26 Eylül 2005 o kadar uzun zaman geçmişki aradan, o adres bile silinmiş, ne garip? hayatın içinde paranın anlamsızlığın kabul ettim nihayet ve hayatın düzeninde hiç birşeyin değiştirilemeyeceğini...
-Tarih:17 mayıs 2008
kafanda hiç bir hayal yaratma karşındaki insanla ilgili, çünkü o hayaller adı üstünde hayaldir, karşındaki gerçek bir insan ve gerçek dünyada hayallere yer yok...
Kötülük ve iyilik her insanda birbirinin içine geçmiş durumda, iyi sandığın insan birdenbire kötü olabiliyor ve sen kendini koruyamıyorsun, insanlara karşı kendini korumayı öğrenmek gerek, kazık yememek için herkesin bir gün tersine dönebileceğini düşünmen gerek, yoksa aşktada kazık yiyorsun, işte de...
----
Anlamsızlıklar içinde anlam olmak istiyorsan gel... Bekliyorum hala...
Kül rengi bulutlar dolduruyor mavi ufuk çizgisini
İnsanlardan uzaklaşıyorum mavi derinliklerde
Kül renginin çoğalması yada mavilik
İkiside aynı şeyi getirecek;
Mutluluk....................
-
çocuk ruhlu
dürüst
prensipli
duygusal
şiir yazan :)
kitap ve internetle ilgilenirim, tiyatroyu severim, bi de dansı severim. (Şubatlarda bir gün 2002-çalışıyorum, yaklaşık 250 USD aylık maaşla-günde 10 saat ve iş aracıyla ayda 5000 km. yol yaparak)
Not: Şiirimsi mesaj;
Saatlerce çalışmanın yorgunluğu,
Yüreğindeki nefrete karışıyor,
Kötülüklerin içinde hala çabalıyor,
Ama elinde, yalnızca boş bir umut...(Epey bir sonra 2002-sanırım nisan ayının ortaları-işsizim, iş arıyorum, satış işi gibi hızlı para getirecek bir iş bulmak zorundayım)
not 2: izninizle bi şey daha belirteyim, hani kaydınız en öne alındı yazısı çıkıyo ya, :) şeklinde birde gülme işareti çıkıyo, çok komik yaa :)) , 'göz kırparak, tamam kaydınızı en öne aldım, eh bi kola ısmarlarsın bize artık' der gibi :))
(ilerde bir gün 2005- o gün ek yapıcam :))
not 3: Hayat ne kadar ilginç değil mi? Bu kadar çocuksu, eh kendine göre esprimsi yada neşeli mesajların ortasındaki şiir, yani duyguların kelimelere dökülmüş hali = sorun.
Herkesin sorunu var kuşkusuz...Ama sorunu hayatın kendisi yada sebepleri olan kaç kişi var acaba?
Not 4: Bugün kötü bir gündü, sokaktaki tinerci çocukları gördüm, ne çocuğu, artık yirmi yaşında adam olmuşlar, bir tanesi bana saldıracaktı neredeyse, kollarına baktım jilet kesilmelerinden hamur gibi olmuş, çok acı bir durum...
(Temmuz ayının başları, yeni başladığım ve tamamen farklı, daha önce hiç çalışmadığım bir sektördeki işim maaş+prim üzerine ve primsiz kazancım = 150 USD, ilk iki ay prim alacak parayı hakedemedim, bu ayda haketmem zor görünüyor)
Bir konu daha; (belki bugünkü parasızlığım bunu bana hatırlattı bilmiyorum)
Bir kaç yıl önceydi, istanbuldaydım ve bir süreliğine kalacak bir yer arıyordum,
ev tutacak kadar kalmayacaktım ve paramda otelde kalmaya yetmezdi. Kadıköyün arka sokaklarında ucuz bir otel ararken, bugünün parasıyla günlüğü yaklaşık 3 milyon TL olan bir yer buldum. Ama iki kişilik ve altı kişilik odalar vardı. Bir bakayım dedim, yukarı çıktığımda 'hayatımın en mide bulandırıcı manzarasını' gördüm. Asker koğuşları gibi bir koğuş, içerde istanbulda kalacak yeri olmayan ve üç beş kuruşa çalıştıkları belli olan gençler, yaşlılar. Dip taraflara doğru iki kişilik odalar vardı. Ve leş gibi bir tuvalet kokusu... Ama ağır bir koku daha vardı ortalıkta, bir tür insan kokusumu diyim, havasızlık kokusumu, insanın midesini kaldıran bir koku... Dip taraftaki odanın kapısını açtık, kapı yavaaaaaşça açıldı, aynı bir film sahnesi gibiydi. Odada iki tane yatak ve bir yatağın üzerinde oturan bir ihtiyar adam vardı. Yavaşça kafasını kaldırdı, sıcaktan yalnızca akletiyle oturuyordu, yüzümüze baktı; yüzünde şunlar vardı; 'yalnızlık, yorgunluk, çaresizlik, hayata küskünlük ve hayattan bıkkınlık'..... Bir de gidecek yeri olmamanın verdiği karamsarlık...
Daha fazlasına dayanamadım, oradaki insanların hali, leş gibi tuvalet kokusu ve o ağır koku....Kusmak üzereydim.... Oradan çıktım, otel sahibinin 'uzun kalacaksan indirim yaparız' sözlerine aldırmadan.... Ve hayatımda daha görecek çok kötü, yaşanmamış çok korkunç olayların olduğunu düşündüm... Neden buralarda da belgeseller yapılmıyordu? Farklı insanların farklı dünyası. Daha kimbilir ne kötü yerler ne zorluklar çeken insanlar vardı....
Hala aklıma geldikçe kusacağım gelir, o görüntüler için söylenebilecek tek kelime; korkunç....
Bilmenizi istedim sadece, uzun yada yersiz bir yazıysa üzgünüm. Ama elimden gelen şimdilik sadece burada bir şeyler yazabilmek. Umuyorum; ilerde daha etkili çalışmalar yapabilmeyi....(23 Temmuz 2002-aynı sektörde son bir atılım sonucu ve birazda şans-kader gereği yeni kurulan bir şirkete kapağı attım, şartlar dahada ağır-maaş yok! yalnızca prim)
Yazdıklarımı son kelimesine kadar okuyan kişi; sana içten bir teşekkürü borç biliyorum....
Not: ya, bugün taksimde bi çocuk gördüm, sokak çocuğu gibiydi ama bir ufak bisikleti vardı ve çocuğun kolunda resmen bir yarık vardı! ! ! kanı gözüken bir yarık! sanki bir bıçakla kesilmiş, yada bisikletten düşüp kesmiş... Ve o sıcakta o yarığa insan bakamıyordu bile... Birşeyler yapmak gerek bu insanlar için, onun içinde gücün olması gerek, gücün eşiti de bu dünyada = PARA! (29 Temmuz 2002)
Bende, şu an cebimde bu ayı geçirecek kadar para olmasa bile, dürüstçe çalışarak bu parayı bulacam.
(Son cümleler imkansızlara inanmayan benim gibi insanlara hitap etmektedir) .
('En son ' cümlenin yorumu; yav amma hayalciyim yaa, bi insan bu kadarda hayalci ve polyannacı olmazki! Ama ya birde gerçek olursa.........)
(Geleceğe not: Bugün, hedefe varabilmek için planladığım 2002-2003 süresinde 20 milyarlık hedefe ulaşabileceğim işleri yakalama fırsatım olacağına dair güçlü veriler geldi, ancak, bu ay için hala umut yok, maaş bile alamayabilirim-05.08.2002)
Bugün ilk işimi aldım, yıllık getirisi 500 USD, ufak bir iş ve hedeflediğim paranın geleceğinin bir işareti sayılamaz, hatta ancak önümüzdeki ay başında bu işten para alıp alamayacağım belli olacak, almam halinde ancak günü kurtaracak bir para, yinede bunu olumlu bir gelişme olarak görüyorum ve hedeflediğim yolda düşüncelerimin hayallerle ve somut temellere dayanmayan planlamalarla dolmasına sebep olucu bir gelişme-10.08.2002
Yav ben gerçekten hayal görüyorum galiba, (heey bak bu yazıları silmeyi düşünen Sayın Yetkili, Ulu büyüğüm :) lütfen sabır, bak ben sabrediyorum,5 aydır aidat ödeyememişim, (tahsilata geldiler de az önce :)) vay be! gerçekten zor durum, ama bu durumda en acı olanı, bunu paylaşacak birinin olmaması, paylaşmaktan öte, yardım edecek kimsenin olmaması, offfffff! ! ! ...hayat çok kötü.....Ben zengin olursam herkese yardım edeceğim) -12.08.2002.
Not 5: Bu dolarlı kişisel ifadeleri neden mi ekliyorum(pardon aslında burası kişisel bölüm zaten ama benim yazdıklarım da çok çok kişisel, buda doğru) ?
Valla açıkçası içimden öyle geldi, belki sorunların paylaşımla düşünsel yoğunluğunu azaltmak çabasının dışavurumu, belki de hayallerin gerçekleşme ihtimalini paylaşma isteği.......Kimbilir?
Son günlerde büyük bi iş geldi bana, şöyle ki; adam yeni gelmiş İstanbul’a, tamamen tesadüf sonucu büyük bir iş yakalamış, yıllık getirisi 50 bin USD civarı! ! ! Şansı % 50 den fazla...Ben dedimki, “buyur beraber yapalım”. Ben olursam şansı % 95’e çıkar (konum gereği-teknik çalışma-fiyat vb.) Adamın evine telefon alacak parası yok ama ne dese beğenirsiniz?
“Ben 33 milyar kazanacaksam bu işten 3 milyarını bile sana vermem, BANANE! ! ! ”
Açgözlülüğün bu kadarına da pes doğrusu.... Bu iş ocak ayında sonuçlanacak ve bence açgözlülüğünün ve bencilliğinin sonucu olarak (aslında hayatının fırsatını) bu işi kaçıracak, yapamayacak.- Aynen o meşhur masalda olduğu gibi- Tarih: 23.08.2002
Bilin bakalım neler oldu? Bir işler yakaladım ki, şirket sahiplerinin bile gözleri yerlerinden fırlıyo duyunca... Geçen hafta yaptığım görüşmedeki iş olursa, bana yıllık getirisi 15.000 USD! ! ! , şirkete getirisini siz düşünün artık... Bunun gibi en az 10 iş bulucam sanırım yıl sonuna kadar. Ancak ilginç bir nokta ortaya çıktı, yaptığım anlaşmaya uygun davranmayacakmış gibi işaretler vermeye başladı şirket yöneticileri...Kaz gelecek yerden tavuğu esirgemezler derler ama, bunlar tavuk değil tavuk yemini bile bana çok görecek gibi geliyor bana... Durun bakalım neler olacak? İlk bağlayacağım işten sonra, bakalım paramı verecekler mi? -Tarih: 23 Eylül 2002 pazartesi-
Herşey bitti...(Sonun başlangıcı...) - 17.11.2002-Zor günlerden biri daha....
(Bundan sonraki gelişmeleri, buraya yazamayacağım, çünkü çok uzun olacak ve bu kadar yer işgal etmemeliyim, onun için gelişmeleri bu konuyla ilgili hazırlayacağım aşağıdaki adreste bulabilirsiniz.
Tüm okuyanlara saygılar, sevgiler...
www.blogcu.com/dogruluk
...-Tarih: 26 Eylül 2005
o kadar uzun zaman geçmişki aradan, o adres bile silinmiş, ne garip? hayatın içinde paranın anlamsızlığın kabul ettim nihayet ve hayatın düzeninde hiç birşeyin değiştirilemeyeceğini...
-Tarih:17 mayıs 2008
kafanda hiç bir hayal yaratma karşındaki insanla ilgili, çünkü o hayaller adı üstünde hayaldir, karşındaki gerçek bir insan ve gerçek dünyada hayallere yer yok...
Kötülük ve iyilik her insanda birbirinin içine geçmiş durumda, iyi sandığın insan birdenbire kötü olabiliyor ve sen kendini koruyamıyorsun, insanlara karşı kendini korumayı öğrenmek gerek, kazık yememek için herkesin bir gün tersine dönebileceğini düşünmen gerek, yoksa aşktada kazık yiyorsun, işte de...
----
Anlamsızlıklar içinde anlam olmak istiyorsan gel... Bekliyorum hala...