Burada hiç kimse durucu değil, Hepimiz dünyadan göçmeye geldik. Kör olan bu işi görücü değil, İyiyi kötüden seçmeye geldik. Pazarcılar gibi alış-verişle, Hem bağ tımarı hem meyve derişle, Az bir sıkıntı, biraz bekleyişle, Bir çetin köprüyü geçmeye geldik. Gelmedik buraya boş dâvâ için, Encâmı karanlık bir kavga için, Dünyalara ait bir sevdâ için, Bizler âb-ı hayat içmeye geldik. Kehf ashâbı gibi mağaralarda, O en Kutlu ile mübârek GÂR’da, Henüz ölüp gömülmeden mezarda, Bitmeyen çileyi çekmeye geldik. Niceler düştüler dünya ağına, Vuruldular bahçesine-bağına, Anlarlar varınca son durağına, Bizler bu dünyayı ekmeye geldik... Mehmet Fethullah GÜLEN
Burada hiç kimse durucu değil,
Hepimiz dünyadan göçmeye geldik.
Kör olan bu işi görücü değil,
İyiyi kötüden seçmeye geldik.
Pazarcılar gibi alış-verişle,
Hem bağ tımarı hem meyve derişle,
Az bir sıkıntı, biraz bekleyişle,
Bir çetin köprüyü geçmeye geldik.
Gelmedik buraya boş dâvâ için,
Encâmı karanlık bir kavga için,
Dünyalara ait bir sevdâ için,
Bizler âb-ı hayat içmeye geldik.
Kehf ashâbı gibi mağaralarda,
O en Kutlu ile mübârek GÂR’da,
Henüz ölüp gömülmeden mezarda,
Bitmeyen çileyi çekmeye geldik.
Niceler düştüler dünya ağına,
Vuruldular bahçesine-bağına,
Anlarlar varınca son durağına,
Bizler bu dünyayı ekmeye geldik...
Mehmet Fethullah GÜLEN