Bir gün bir sevda çalar kapınızı... Şaşırırsınız, beklemiyorsunuzdur...
Bu güne kadar yaşadım dediğiniz ve tanımladığınız duyguların dışında…
Sevgiden öte, aşktan öte olarak yerini alır bu duygular gözlerinizden kalbinize… İkilemlere düşersiniz önce; öyle ya yaşamadığınız şeyler gelmeye başlamıştır başınıza hem de en olmadık zamanda… Kıskançlık nedir bilmezken farkına varmadan öğrenirsiniz! ! ! Kaprisle işim olmaz derken yaptığınız kaprislere hoşgörü beklersiniz! ! ! Bireysel yaşamın anlam ve gerekliliği üzerine ahkam keserken aniden gönüllü bir tutsak olma yolunda ilerlediğinizi anlarsınız! ! ! Gün çabucak geçsin diye beklerken, (24) saate ilave saatler istersiniz! ! ! Heyecan derken, acıyı da bir güzel tadarsınız! ! ! Gülmeye alışmış yüz mimikleriniz yerlerini göz yaşı bezlerinize hazır ol komutu ile devreder Hayatımdan mı fedakarlık? ? ? ? saçmalamayın diyen siz, kişiliğinizle ilgili fedakarlıklara kalkışırsınız! ! ! ! Hiç istemediğiniz bir anda bir siz bir de kendinizi yüzleşirken bulursunuz.. AŞK ‘ la tanışmakla kalmayıp onu içinize aldığınızı anlarsınız... Ah işte ah, o kelimelerde anlatamaz ki içinizdekileri! ! !
Her ifadenin yetersiz kaldığını hissedersiniz... Her cümlede çırpınmaya başlarsınız Kendi kendinize kızar,
Yeter dersiniz bir cümle olmalı ona her şeyi anlatmaya..
Uykunun esaretinden de kurtulduğunuz bir anda hayali gelir yine yanıbaşınıza,
İşte tam o anda dökülür dudaklarınızdan sadece iki kelime… “SÖYLENMEMİŞ SON SÖZÜMSÜN” … &&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
,AŞK İKİ KİŞİLİKTİR
Değişir yönü rüzgârın Solar ansızın yapraklar. Şaşırır yolunu denizde gemi Boşuna bir liman arar. Gülüşü bir yabancının Çalmıştır senden sevdiğini, İçinde biriken zehir Sadece kendini öldürecektir. Ölümdür yaşanan tek başına Aşk, iki kişiliktir.
Bir anı bile kalmamıştır Geceler boyu sevişmelerden Binlerce yıl uzaklardadır Binlerce kez dokunduğun ten. Yazabileceğin şiirler Çoktan yazılıp bitmiştir. Ölümdür yaşanan tek başına Aşk, iki kişiliktir.
Avutamaz olur artık Seni bildiğin şarkılar. Boşanır keder zincirlerinden Sular, tersin tersin akar. Bir hançer gibi çeksen de sevgini Onu ancak öldürmeye yarar. Uçarı kuşu sevdanın Alıp başını gitmiştir Ölümdür yaşanan tek başına Aşk, iki kişiliktir.
Yitik bir ezgisin sadece, Tüketilmiş ve düşmüş gözden. Düşlerinde bir çocuk hıçkırır Gece camlara sürtünürken. Çünkü, hiç bir kelebek Tek başına yaşamaz sevdasını. Severken hiçbir böcek, Hiç bir kuş yalnız değildir. Ölümdür yaşanan tek başına Aşk, iki kişiliktir.
yaşadığımdan emin değilim. gittiğinden eminim ama bak,seni özlediğimden eminim. yirmi bir yaşında bir hayal kırıklığı olduğumdan hiç şüphem yok mesela. beceriksizliğ imden,yalnı zlığımdan,bu şehri sevmediğimden, düzensizliğ imden,yorgunluğ umdan,huysuzluğ umdan,baltaları nızdan birine sap olmamışlığımdan hatta olamayacak olmamdan,kırgı nlığımdan,bir gün bana ayrılan sürenin sonuna geleceğimden her tavşan kesildiğimde dünyanın dağ olma vaziyetinden filan eminim. örnekleri çoğaltabilirim.ö rnekleri çoğaltabileceğimden eminim. birileri namusum üzerine yemin edecek ölür müydün sanki sevsen beni. günlerdir doğru dürüst uyuyamıyorum. ellerim parçalanıyor ne zaman yazmayı denesem.ağzım artık daha bozuk. her tarafta pis bir koku; nefes alamıyorum. çok bekledim seni.her halimle,her şeyle bekledim. yetkiler verdim kendime; tuttum seni affettim. aramanı bile bekledim bazen.ağır küfürlerle örtbas ettim sonra aramayışlarını.bunca zaman aramayışlarını biriktirdim. seni bekledim ben çünkü seni bekledim. yine kustum. en çok giderken bıraktığın kelimeleri kustum.sanat filan dedi bazısı o kelimelere bazısı bunlardan bi bok olmaz dedi. senin önemsediğin kadar önemsemedim ben o kelimeleri,senin beyninin alğıladığı, önemsediği kadar önemsemedim. kustum..kustum..kustum. ellerimle yaptığım cam evim kırılacak ölür müydün sanki sevsen beni. içimden geç içimi sil artık özlemek istemiyorum SENİ…
Bir dilin bütün sözcüklerini kullansam seni tarif edemeyeceğimi biliyorum. Ulaşılmaz oldun hep, dokunmak, hissetmek ve dolu dolu yaşamak isterken seni, kocaman bir yalnızlıktı payımıza düşen. Payıma düşen her seyi erteledim ama erteleyemediğim bir şey vardı, sana benziyordu. Su olsan, dokunduğumda bozulurdun. Bozulmayan bir 'şey'din... Gidilecek bir yer olsan sonu olurdu, sonu olmayan bir 'şey'din. Uykuda görülecek bir rüya olsan uyanırdım, beni rüyamdan uyandırmayacak bir 'şey'din... Seni gözlerinden, üç ırmağın birleştiği yerden öpeyim desem, aklına ırmaklar gelir. Düşün ki, bir dağdan aşağı iniyoruz ve dünyada iki kişilik türkü kalmış onu söylüyoruz. Öyle bir 'şey'sin sen... Seni düşündükçe yoruluyorum desem, dünyanın en büyük yalanı olur. Yalanım yok. Bugünden yarına ne kalır bilmem ama sen kalırsın tıpkı yatağı değişmeyen ırmak gibi. Bana hep kendimi hatırlatan bir 'şey'sin sen. Uzaksın, yakınsın, özlenensin ama bugün değil yarın gibi bir 'şey'sin sen. Gecenin en karanlık yerinde, küçücük bir ışık bile olsan yine de istiyorum seni. Bugün her ölümle biraz ölürken, seni düşündükçe hayata dönüyorum yeniden. Gelincikler gibi bir mevsim değil, dört iklim, köşe bucak... Kim ne derse desin dönmeye niyetim yok. Bir kentin ortasında tek başına kalsam da çığlık çığlığa bağırarak söylerim seni sevdigimi. Bir tek benim sevgimle yaşasa da bu sevda seviyorum seni. Sensiz dallarını yitirmiş bir ağaç gibi yapayalnız olurum, kalabalığın ortasında bile. Fırtınalı bir denizin en sakin limanı gibi bir 'şey'sin sen.
O limandaki tek yolcu da ben olmak istiyorum...
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Farkında Olmalı insan… Kendisinin, hayatın, olayların, gidisatın farkında olmalı Farkı Fark Etmeli, Fark Ettigini De Fark Ettirmemeli Bazen… Bir Damlacık Sudan Nasıl Yaratıldıgını Fark Etmeli.
Anne Karnına Sıgarken Dünyaya Neden Sıgmadıgını Ve En Sonunda Bir Metre Karelik Yere Nasıl Sıgmak Zorunda Kalacagını Fark Etmeli.
Su Çok Genis Görünen Dünyanın, Ahrete Nispetle Anne Karnı Gibi Oldugunu Fark Etmeli.
Henüz Bebekken 'Dünya Benim! ' Dercesine Avuçlarının Sımsıkı Kapalı Olduğunu,
Ölürken De Aynı Avuçların 'Her Seyi Bırakıp Gidiyorum Iste! ' Dercesine Apaçık Kaldıgını Fark Etmeli.
Ve Kefenin Cebinin Bulunmadıgını Fark Etmeli. Baskın Yeteneğini Fark Etmeli Sonra.
Azraillin Her An Sürpriz Yapabileceğini Nasıl Yasarsa Öyle Öleceğini Fark Etmeli İnsan
Hayvanların Yolda Kaldırımda Çöplükte Ama Kendisinin Güzel Hazırlanmıs Mükellef Bir Sofrada Yemek Yediğini Fark Etmeli
Eşref-i Mahlûkat (Yaratılmışların En Güzeli) Olduğunu Fark Etmeli
Ve Ona Göre Yaşamalı
Gülün Hemen Dibindeki Dikeni
Dikenin Hemen Yanı Başındaki Gülü Fark Etmeli
Sevdigine 'Seni Çok Seviyorum! ' Demenin Mutluluk Yolundaki Müthiş Gücünü Fark Etmeli
Dolabında Asılı 25 Gömleğinin Sadece Üçünü Giydiğini Ama Arka Sokaktaki Komşusunun O Beğenilmeyen Gömleklere Muhtaç Olduğunu Fark Etmeli
Zenginliğin Ve Bereketin;
Sofradayken Önünde Biriken Ekmek Kırıntılarını Yemekte Gizlendiğini Fark Etmeli
Annesinden Doğarken Tertemiz Teslim Aldığı Gırtlağını 60-70 Yıl Sonra Sigara Yüzünden Azrail'e Soba Borusu Gibi Teslim Etmenin Emanete Hıyanet Sayılacağını Fark Etmeli
Ömür Dediğin Üç Gündür, Dün Geldi Geçti Yarın Meçhuldür, O Halde Ömür Dediğin Bir Gündür,O Da Bugündür
SÖYLENMEMİŞ SON SÖZÜMSÜN
Bir gün bir sevda çalar kapınızı...
Şaşırırsınız, beklemiyorsunuzdur...
Bu güne kadar yaşadım dediğiniz ve tanımladığınız duyguların dışında…
Sevgiden öte, aşktan öte olarak yerini alır bu duygular gözlerinizden kalbinize…
İkilemlere düşersiniz önce; öyle ya yaşamadığınız şeyler gelmeye başlamıştır başınıza hem de en olmadık zamanda…
Kıskançlık nedir bilmezken farkına varmadan öğrenirsiniz! ! !
Kaprisle işim olmaz derken yaptığınız kaprislere hoşgörü beklersiniz! ! !
Bireysel yaşamın anlam ve gerekliliği üzerine ahkam keserken aniden gönüllü bir tutsak olma yolunda ilerlediğinizi anlarsınız! ! !
Gün çabucak geçsin diye beklerken, (24) saate ilave saatler istersiniz! ! !
Heyecan derken, acıyı da bir güzel tadarsınız! ! !
Gülmeye alışmış yüz mimikleriniz yerlerini göz yaşı bezlerinize hazır ol komutu ile devreder
Hayatımdan mı fedakarlık? ? ? ? saçmalamayın diyen siz, kişiliğinizle ilgili fedakarlıklara kalkışırsınız! ! ! !
Hiç istemediğiniz bir anda bir siz bir de kendinizi yüzleşirken bulursunuz.. AŞK ‘ la tanışmakla kalmayıp onu içinize aldığınızı anlarsınız...
Ah işte ah, o kelimelerde anlatamaz ki içinizdekileri! ! !
Her ifadenin yetersiz kaldığını hissedersiniz...
Her cümlede çırpınmaya başlarsınız
Kendi kendinize kızar,
Yeter dersiniz bir cümle olmalı ona her şeyi anlatmaya..
Uykunun esaretinden de kurtulduğunuz bir anda hayali gelir yine yanıbaşınıza,
İşte tam o anda dökülür dudaklarınızdan sadece iki kelime…
“SÖYLENMEMİŞ SON SÖZÜMSÜN” …
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
,AŞK İKİ KİŞİLİKTİR
Değişir yönü rüzgârın
Solar ansızın yapraklar.
Şaşırır yolunu denizde gemi
Boşuna bir liman arar.
Gülüşü bir yabancının
Çalmıştır senden sevdiğini,
İçinde biriken zehir
Sadece kendini öldürecektir.
Ölümdür yaşanan tek başına
Aşk, iki kişiliktir.
Bir anı bile kalmamıştır
Geceler boyu sevişmelerden
Binlerce yıl uzaklardadır
Binlerce kez dokunduğun ten.
Yazabileceğin şiirler
Çoktan yazılıp bitmiştir.
Ölümdür yaşanan tek başına
Aşk, iki kişiliktir.
Avutamaz olur artık
Seni bildiğin şarkılar.
Boşanır keder zincirlerinden
Sular, tersin tersin akar.
Bir hançer gibi çeksen de sevgini
Onu ancak öldürmeye yarar.
Uçarı kuşu sevdanın
Alıp başını gitmiştir
Ölümdür yaşanan tek başına
Aşk, iki kişiliktir.
Yitik bir ezgisin sadece,
Tüketilmiş ve düşmüş gözden.
Düşlerinde bir çocuk hıçkırır
Gece camlara sürtünürken.
Çünkü, hiç bir kelebek
Tek başına yaşamaz sevdasını.
Severken hiçbir böcek,
Hiç bir kuş yalnız değildir.
Ölümdür yaşanan tek başına
Aşk, iki kişiliktir.
Ataol Behramoğlu
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
yaşadığımdan emin değilim.
gittiğinden eminim ama bak,seni özlediğimden eminim.
yirmi bir yaşında bir hayal kırıklığı olduğumdan hiç şüphem yok
mesela.
beceriksizliğ imden,yalnı zlığımdan,bu şehri
sevmediğimden, düzensizliğ imden,yorgunluğ umdan,huysuzluğ umdan,baltaları
nızdan birine sap olmamışlığımdan hatta olamayacak
olmamdan,kırgı nlığımdan,bir gün bana ayrılan sürenin sonuna
geleceğimden her tavşan kesildiğimde dünyanın dağ olma vaziyetinden
filan eminim.
örnekleri çoğaltabilirim.ö rnekleri çoğaltabileceğimden eminim.
birileri namusum üzerine yemin edecek
ölür müydün sanki sevsen beni.
günlerdir doğru dürüst uyuyamıyorum. ellerim parçalanıyor ne zaman
yazmayı denesem.ağzım artık daha bozuk.
her tarafta pis bir koku; nefes alamıyorum.
çok bekledim seni.her halimle,her şeyle bekledim.
yetkiler verdim kendime; tuttum seni affettim.
aramanı bile bekledim bazen.ağır küfürlerle örtbas ettim sonra
aramayışlarını.bunca zaman aramayışlarını biriktirdim.
seni bekledim ben çünkü
seni bekledim.
yine kustum.
en çok giderken bıraktığın kelimeleri kustum.sanat filan dedi bazısı
o kelimelere bazısı bunlardan bi bok olmaz dedi.
senin önemsediğin kadar önemsemedim ben o kelimeleri,senin beyninin
alğıladığı, önemsediği kadar önemsemedim.
kustum..kustum..kustum.
ellerimle yaptığım cam evim kırılacak
ölür müydün sanki sevsen beni.
içimden geç
içimi sil
artık özlemek istemiyorum SENİ…
AZEM
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
SENİNLE SON GECE
Bu son gecedir aşkım
Uğruna gözyaşlarımı akıttığım
Ruhumun son can çekişmeleri
Artık bitti, gözyaşlarımla sen de aktın içimden..
Kırık dökük kısa bir geçmiş senden kalan
Yanlış başlangıcın yanlış sonuydu yaşanan..
Zamansız girdik hayatlarımıza
Keşke..
Keşke demek de yersiz
Geri gelmiyor ki zaman..
Ve unutulmuyor ki kırgınlıklar.
Ama yine de keşke,
Keşke böyle başlamasaydı bu mavi sevda.
Mavi rengi yakıştırmıştım ben sevdamıza.
Gökyüzü gibi, deniz gibi..
Sonsuz, serin ve derinliği olan..
Huzur veren..
Oysa siyaha boyandı bu gece
Siyaha döndü sevdanın rengi
Gece gibi, simsiyah şimdi..
Karanlık, hüzünlü ve sessiz..
Hayatıma neler katmışsın ve neler alıp gidiyorsun
Bir bilsen..
Sahi bilsen bir anlamı olur muydu senin için?
Seni ne çok sevmişim meğer
Ben bile farketmemişim, gidince anladım..
Yokluğunda buldum seni.
İçime işlemişsin, yüreğime dokunmuşsun.
İşte bak oradasın hala,
Dokunduğun yüreğimi söküp götürmek üzeresin.
Ne vardı beni sana böylesine bağlayan?
Herşeye rağmen gidemeyişimin sebebi neydi?
Neler umut edildi, neler yaşanamadı..
Oysa seni yaşamak vardı yarınlarda..
Kumsalda gece ateşi yakacaktık,
Türküler söyleyecektik birlikte
Çılgınlar gibi dans edecektik.
Kumlara uzanıp tek vücut olacaktık seninle..
Güneşin doğuşu daha anlamlı olacaktı kollarında..
Olmadı..
Yok, yok bitmeli artık.
Bu savaş sona ermeli.
Son noktayı koymalı
Hem de virgüle hiç yer bırakmadan.
Son işkence bu gece
Uzadıkça canımı acıtıyor bu medcezirler..
Yorgunum artık, pes ettim aşkım.
Zafer senin, gidiyorum artık..
Kadeh kaldır yokluğuma
Ruhumun sancısı sona eriyor bu gece
Ve silah bende bitanem..
Tetiği çekme zamanıdır şimdi
Tek kurşunla vuruyorum kalbimdeki seni.
Senden geriye kalan,
Zamanla kapanacak kocaman bir kurşun yaram var artık.
Kalbimin tam ortasında
İşte öldürdüm seni..
Şerefe..
-Meltem-
14.08.2007 - Saat: Gecenin karanlığını hüzünler geçe..
Bazen, ne yaparsan yap olmuyor bazen......
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
sana kızamamki böyle bir şansım hiç olmadı ki....
Bir dilin bütün sözcüklerini kullansam seni tarif edemeyeceğimi biliyorum. Ulaşılmaz oldun hep, dokunmak, hissetmek ve dolu dolu yaşamak isterken seni, kocaman bir yalnızlıktı payımıza düşen. Payıma düşen her seyi erteledim ama erteleyemediğim bir şey vardı, sana benziyordu. Su olsan, dokunduğumda bozulurdun. Bozulmayan bir 'şey'din... Gidilecek bir yer olsan sonu olurdu, sonu olmayan bir 'şey'din. Uykuda görülecek bir rüya olsan uyanırdım, beni rüyamdan uyandırmayacak bir 'şey'din... Seni gözlerinden, üç ırmağın birleştiği yerden öpeyim desem, aklına ırmaklar gelir. Düşün ki, bir dağdan aşağı iniyoruz ve dünyada iki kişilik türkü kalmış onu söylüyoruz. Öyle bir 'şey'sin sen... Seni düşündükçe yoruluyorum desem, dünyanın en büyük yalanı olur. Yalanım yok. Bugünden yarına ne kalır bilmem ama sen kalırsın tıpkı yatağı değişmeyen ırmak gibi. Bana hep kendimi hatırlatan bir 'şey'sin sen. Uzaksın, yakınsın, özlenensin ama bugün değil yarın gibi bir 'şey'sin sen. Gecenin en karanlık yerinde, küçücük bir ışık bile olsan yine de istiyorum seni. Bugün her ölümle biraz ölürken, seni düşündükçe hayata dönüyorum yeniden. Gelincikler gibi bir mevsim değil, dört iklim, köşe bucak... Kim ne derse desin dönmeye niyetim yok. Bir kentin ortasında tek başına kalsam da çığlık çığlığa bağırarak söylerim seni sevdigimi. Bir tek benim sevgimle yaşasa da bu sevda seviyorum seni. Sensiz dallarını yitirmiş bir ağaç gibi yapayalnız olurum, kalabalığın ortasında bile. Fırtınalı bir denizin en sakin limanı gibi bir 'şey'sin sen.
O limandaki tek yolcu da ben olmak istiyorum...
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Farkında Olmalı insan…
Kendisinin, hayatın, olayların, gidisatın farkında olmalı
Farkı Fark Etmeli, Fark Ettigini De Fark Ettirmemeli Bazen…
Bir Damlacık Sudan Nasıl Yaratıldıgını Fark Etmeli.
Anne Karnına Sıgarken Dünyaya Neden Sıgmadıgını
Ve En Sonunda Bir Metre Karelik Yere Nasıl Sıgmak Zorunda
Kalacagını Fark Etmeli.
Su Çok Genis Görünen Dünyanın, Ahrete Nispetle Anne Karnı Gibi
Oldugunu Fark Etmeli.
Henüz Bebekken 'Dünya Benim! ' Dercesine Avuçlarının Sımsıkı Kapalı Olduğunu,
Ölürken De Aynı Avuçların 'Her Seyi Bırakıp Gidiyorum Iste! '
Dercesine Apaçık Kaldıgını Fark Etmeli.
Ve Kefenin Cebinin Bulunmadıgını Fark Etmeli.
Baskın Yeteneğini Fark Etmeli Sonra.
Azraillin Her An Sürpriz Yapabileceğini
Nasıl Yasarsa Öyle Öleceğini Fark Etmeli İnsan
Hayvanların Yolda Kaldırımda Çöplükte
Ama Kendisinin Güzel Hazırlanmıs Mükellef Bir Sofrada Yemek Yediğini Fark Etmeli
Eşref-i Mahlûkat (Yaratılmışların En Güzeli) Olduğunu
Fark Etmeli
Ve Ona Göre Yaşamalı
Gülün Hemen Dibindeki Dikeni
Dikenin Hemen Yanı Başındaki Gülü Fark Etmeli
Sevdigine 'Seni Çok Seviyorum! ' Demenin Mutluluk Yolundaki Müthiş
Gücünü Fark Etmeli
Dolabında Asılı 25 Gömleğinin Sadece Üçünü Giydiğini
Ama Arka Sokaktaki Komşusunun O Beğenilmeyen Gömleklere Muhtaç
Olduğunu Fark Etmeli
Zenginliğin Ve Bereketin;
Sofradayken Önünde Biriken Ekmek Kırıntılarını Yemekte Gizlendiğini Fark Etmeli
Annesinden Doğarken Tertemiz Teslim Aldığı Gırtlağını
60-70 Yıl Sonra Sigara Yüzünden Azrail'e Soba Borusu Gibi Teslim
Etmenin Emanete Hıyanet Sayılacağını Fark Etmeli
Ömür Dediğin Üç Gündür,
Dün Geldi Geçti Yarın Meçhuldür,
O Halde Ömür Dediğin Bir Gündür,O Da Bugündür
Bunu fark etmeli insan..