Serap Ünal - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı

hadi yüzleş!!!
kirli vicdanınla,
hatalarınla,
ipsiz sapsız söylentilere aldırma..
gücün güçsüzlüğünle yüzleşmek şimdi..
her dem yalanla aldatma kendini...
bak yağmur yağıyor..
gökyüzü bile vaftiz oluyor...
gri bulutlar gögün utancının rengiii
yağmur yağdıkca arınıyor...
arsız damlalar kimbilir hangi bedende tutunuyor...
yüzleş hadi kendinle korkma!!!!
derinlerinde pusuya yatmış yarasalar..
karanlıktan gün yüzüne çıkmak ölüm gibi...
acıtıcı kamaştırıcı...
çığlık çığlığa içim gizlenmek istiyor...
örtünmek istiyor her yaramaz çocuğun saklandığı gibi..
annesinden kaçtığı gibi...
hadi aynana bak kalbindeki sırları dökük aynana...
çıkart günahlarını gün yüzüne...
aldatmalarını,yalanlarını....
sattığın dostluklarını...
aşağıladığın insanları..
acıttığın yürekleri,,,,
kendinden farklı davrandığın o anları...
riyakarlıklarını....
hadi çıkart günahlarını...
diken gibi içine batan acıtan günahları...
hiç bir şey hissetmeden seviştiğin zamanları...
canlarını yakmak istediğin onca insandan,
alamadığın intikamları....
çıkart günahlarını...
daha fazla bulandırmadan ruhunu....
kötülüğün dikenleri keskindir...
daha fazla batmasına izin verme...
kanasada çıkart...
inleye inleye...
titreye titreye ...
korksanda vazgeçme....
yüzleş kendinle......


xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

gam karar eylemedi henüz....

ve beklediklerim son buldu...
Tanrılar konuştu...güldüler son kez...
ve umutlar yok oldu...
şahlanmanın lüzumu yok...
marazlı tüm kafalar...
kör bakışlar...
içimin dinginliği tükendii...
eski bir tarihi anıta duyulan saygı gibi hayat..
yerli yerinde duran...
üstüne argo küfürler yazılmak için kullanılan...
kiminin önünden geçerken tükürdüğü..
kiminin fotoğraf karesine sığdırdığı...
kimi için lüzumsuz...
kimi için simiti önünde böldüğü ama hiç dikkatini çekmediği bi anıt...
var olma yada olmama zorunluluğundan uzak vardı...
tartışmaya hacet yok...
anlam teranelerini sarfetmeye de gerek yok...
ve Tanrılar yine güldü...
kendi yarattıklarına..
kurdukları bu büyük oyuna...
yaşanılan çelişkilere...
kimsenin bilmediği en çok bilindik şeylere...


xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

kendimi tanıyamıyorum...
tanıdığımı iddia ettiğim zamanlarda
ki nice hadiseler vuku bulur...
eylemlerimi tanıyamıyorum...
eksiliyorum sankii
gün geçtikçe azalıyormuşum gibi hissediyorum...
zaman beni eskitip örseledikçe parçalanıp
her esen rüzgarla savruluyorum gibi..
hani insan büyüdükçe daha güçlü olurdu...
ben eskiye göre daha alınganım..
daha kırılgan ve hassas...
dokunsalar kırılacakmışım gibi camdan hissediyorum..
hani olgunlaşırdı insan zaman geçtikçe..
ben çocuksulaşıyorumm..
giderek ilgiye sevgiye olan ihtiyacım artıyor...
yalnızlık yücelttiğim bi kontesken...
şimdi o kontesten korkuyorum...
kendimi tanıyamıyorum...
olaylar karşısında tepkilerim benim değil gibi..
daha az gülüyorum...
eğlenceli ve espirili kimliğimin eridiğini hissediyorum..
neden böyle değişiyorum...
neden böyle korkuyorum...
neden anlamlar bu kadar hızlı yer değiştiriyor
anlamıyorumm.....
herşeyin değişken,devingen ve hareketli oluşu....
bu ivme bu hız...
ürkütüyor benii...


xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
nekadar zor....
insanlar yaşam hayat şu bu değil..
insanın bizatihi kendi düşünceleri...
kendi duygu geçişleri..
ve salınımları bu ikisi arasında....
kolayı zor yapan zoru kolaya çeviren o düşünceler...
nekadar kolaydır kendine bi kapan yapıp kuyruğunu oraya sıkıştırmak..
ve nekadar kolaydır aldığın nefesi cehennemden solumakk
herşeyi kendimize bir başkasından önce yapan biziz..
olayları kaotik hale getiren,
kimsenin söylemeye cesaret edemediği şeyleri kendine herkesten önce söyleyip
acı verecek kelimeleri itinayla seçip kendini kanatmak yaralamak nekadar kolay...

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

şehri şehir yapan paylaşımlardır
bazen en güzel mekanlar
en cazibeli olduklarında bile
acıdan bir çarşafla örtünürler...
sadece gözlerinin görünmesi bile yakar içini....
elini kalbine götürmeyi istemezsin bile..
yaralayacağından korkarsın...

bazen en varoş yerler
en döküntüsünden bile olsa
sevgi gezinmiştir yollarında...
virane ışıklar bile aydınlığın coşkunun resmi olur..
içini ısıtır her baktığında...
hazdan sarhoş olmuş gölgeler görürsün...
şefkatin adı yazılıdır duvarlarda...