Hayatım Bin dokuz yüz altmış iki yılında Dünya düzenine doğdum derbeder Adım gibi kutlu ayın içinde Dünya nimetine doğdum derbeder Kenar mahallede yoksul büyüdüm Tozlu yollarında mahzun yürüdüm Naylon pabuç ile ayak sürüdüm Fakirlik ağında gezdim derbeder Yedisinde siyah önlüğü giydim Okur-yazar kadrosuna atandım On ikisinde diplomayı aldım Sözümü hüzünle dizdim derbeder Meslek öğrenmeye çırak verildim Okuma azmi aşkına yenildim İki yıldan sonra ortaya girdim Bir sevda seline bandım derbeder Kaptırdım gönlümü şiir yazmaya Doldu defter sap olmadı kazmaya Liseli genç gibi aşkla gezmeye Alışıp çöllerde yandım derbeder Okumak arzusu vardı yüksekte İmkansızlık nâçiz kıldı tümsekte Ekmeğim aradım kazma, kürekte İşçi pazarında buldum derbeder Sır vermedim dost görünün düşmana Yoğruldum gerçekle, piştim zamana Yirmisinde asker oldum vatana Alnımın akıyla yaptım derbeder Acı çekmeyince hayat bilinmez Ayrılık bahtımsa, hasretim dinmez Dertlerim çıkarda huruca, inmez Çareler çaresiz, çilem derbeder “Sabır” dedim. Sabır verdi Yaradan Mücadelem haktır, değil sıradan Özgür olmak için kaçtım karadan Ak günlere kucak açtım derbeder Yirmi yedisinde kuruldu toyum Yarınlara sürgün sürecek soyum Çelişkiye düştü dostlarla huyum Çıkarcıya darbe vurdum derbeder Nasip oldu devlet işinde hizmet Her sabrın sonunda var imiş kısmet Bir ekmeğim varsa istemem servet Neme gerek döner başım derbeder Onulmaz dert açar yüreğe andan Gönlü gıybet dolu, zengin yalandan Hep uzak dururum soysuz çıbandan Hakkın merhemini sürdüm derbeder Özütürk der; Türk-İslamdır mekanım Topraktan gelmişim, topraktır canım Rabbim şahit, helâl bayrağa kanım Yemin olsun, öleceğim derbeder
Hayatım
Bin dokuz yüz altmış iki yılında
Dünya düzenine doğdum derbeder
Adım gibi kutlu ayın içinde
Dünya nimetine doğdum derbeder
Kenar mahallede yoksul büyüdüm
Tozlu yollarında mahzun yürüdüm
Naylon pabuç ile ayak sürüdüm
Fakirlik ağında gezdim derbeder
Yedisinde siyah önlüğü giydim
Okur-yazar kadrosuna atandım
On ikisinde diplomayı aldım
Sözümü hüzünle dizdim derbeder
Meslek öğrenmeye çırak verildim
Okuma azmi aşkına yenildim
İki yıldan sonra ortaya girdim
Bir sevda seline bandım derbeder
Kaptırdım gönlümü şiir yazmaya
Doldu defter sap olmadı kazmaya
Liseli genç gibi aşkla gezmeye
Alışıp çöllerde yandım derbeder
Okumak arzusu vardı yüksekte
İmkansızlık nâçiz kıldı tümsekte
Ekmeğim aradım kazma, kürekte
İşçi pazarında buldum derbeder
Sır vermedim dost görünün düşmana
Yoğruldum gerçekle, piştim zamana
Yirmisinde asker oldum vatana
Alnımın akıyla yaptım derbeder
Acı çekmeyince hayat bilinmez
Ayrılık bahtımsa, hasretim dinmez
Dertlerim çıkarda huruca, inmez
Çareler çaresiz, çilem derbeder
“Sabır” dedim. Sabır verdi Yaradan
Mücadelem haktır, değil sıradan
Özgür olmak için kaçtım karadan
Ak günlere kucak açtım derbeder
Yirmi yedisinde kuruldu toyum
Yarınlara sürgün sürecek soyum
Çelişkiye düştü dostlarla huyum
Çıkarcıya darbe vurdum derbeder
Nasip oldu devlet işinde hizmet
Her sabrın sonunda var imiş kısmet
Bir ekmeğim varsa istemem servet
Neme gerek döner başım derbeder
Onulmaz dert açar yüreğe andan
Gönlü gıybet dolu, zengin yalandan
Hep uzak dururum soysuz çıbandan
Hakkın merhemini sürdüm derbeder
Özütürk der; Türk-İslamdır mekanım
Topraktan gelmişim, topraktır canım
Rabbim şahit, helâl bayrağa kanım
Yemin olsun, öleceğim derbeder