Yüzyıl susan ve bekleyen sevgiliye seslenirken, geç kalmışlığın utancıyla sarsılıyor kalemim. Sarsıntının şiddeti sözcüklerimi titretirken,anlamlar yarılıyor ifadeler boşalıyor sanki.. Biliyorum; bir dilin tüm kelimelerini kullansamda seni tarif edemem. Benim için ulaşılmaz oldun hep. ve biliyorum; sen bu satırları aslında sana yazdığımı hiç bilmeden okuyacaksın. Ben, sen bu satırları okurken ellerinle yanağına dokunduğunu,gözlerini hafifçe kıstığını,saçlarını kulağının ardına attığını görmeyeceğim Sen,elimin uzanamadığı yerlere kelimelerimle sokulmaya çalışmamın,kırılmış harflerden kurulmuş görünmez bir köprüden sana doğru yürürken,düşmekten böylesine korkmamın,sana tek bir bakışla anlatabileceğime inandığım ve birçoğunun belki bir ismi bile olmayan bir çok duygunun her birine isimler bulmaya çalışmamın beni nasıl yaralayıp-yorduğunu bilmeyeceksin. İlerde bana çok karmaşık ve anlaşılmaz gelecek olsalarda, şu anda kendime saplamak için elimde tuttuğum solgun bir bıçak gibi,sade ve içmeye hazırlandığım zehirli bir su gibi,onların üzerini örten sözcüklerin altından çıkarıp çıkarmamaktan duyduğum karasızlığıda sanırım sana hiç anlatamayacağım. Halbuki,bütün korkunçluğu sadeliğinde gizli duygularım o kadar açık ki.. Yorulduğumda,bıktığımda,yenilginin tamda kıyısında durduğumu hissettiğimde beni sadece bana dokunarak kendime getireceğini biliyorum. Yalnızım.. kendimi yalnız hissediyorum ki bu yalnızlıktan da kahredici. Bunu anlayacak tek kimsem sensin ve sende yoksun.. belkide sen hiç olmayacaksın. Şimdi kırılmış harflerden kurulmuş bir köprüden sana uılaşmaya çalışıyorum.. ve biliyormusun sen bu satırları sana yazdığımı bilmeden okurken ben bu yazdıklarımı şakacı gülüşlerimle red edeceğim! Beni birgün görürsen,zamanlarımız seninle çakışırsa,gördüğünün sana bu satırları yazan adam olduğuna inanmayacaksın. Sana duyduğum aşkı,özlemi ve bunları duymaktan duyduğum korkuyu güvenli bir duruşun ardına saklayacağım. Yüzümde satırlarımdan bir iz aradığında onlar orada olmayacaklar. Sana nasıl yalvardığımı hiç bilmeyeceksin. sıradan bir ' Nasılsın ' saklayacak o yalvarışımı.. Fakat inan bütün bunlar bu sahte kibir,bu şakacı gülüşlerim bu sıradan ' Nasılsın ' sözü, bu güvenli duruş içimdeki sesi asla dindiremeyecek. Senin bütün bunlara aldırmadan bana sarılmanı bekleyeceğim.. Düşünsene; aralarında dolaştığım kalabalıklar içinde benim yalnızlığımı gören sadece sensin. Kırılgan bir köprüden sana doğru yürüyorum.. sana ulaşamazsam,sesim ve kelimelerim sana değmezse ve sen bana hiçbir zaman dokunamazsan.. işte o zaman sensiz ve sonsuz bir boşluğa yapayalnız düşeceğim. Beni tut. beni herşeye rağmen tut.. 14.02.2000
Yüzyıl susan ve bekleyen sevgiliye seslenirken, geç kalmışlığın utancıyla sarsılıyor kalemim. Sarsıntının şiddeti sözcüklerimi titretirken,anlamlar yarılıyor ifadeler boşalıyor sanki..
Biliyorum; bir dilin tüm kelimelerini kullansamda seni tarif edemem. Benim için ulaşılmaz oldun hep. ve biliyorum; sen bu satırları aslında sana yazdığımı hiç bilmeden okuyacaksın. Ben, sen bu satırları okurken ellerinle yanağına dokunduğunu,gözlerini hafifçe kıstığını,saçlarını kulağının ardına attığını görmeyeceğim
Sen,elimin uzanamadığı yerlere kelimelerimle sokulmaya çalışmamın,kırılmış harflerden kurulmuş görünmez bir köprüden sana doğru yürürken,düşmekten böylesine korkmamın,sana tek bir bakışla anlatabileceğime inandığım ve birçoğunun belki bir ismi bile olmayan bir çok duygunun her birine isimler bulmaya çalışmamın beni nasıl yaralayıp-yorduğunu bilmeyeceksin.
İlerde bana çok karmaşık ve anlaşılmaz gelecek olsalarda, şu anda kendime saplamak için elimde tuttuğum solgun bir bıçak gibi,sade ve içmeye hazırlandığım zehirli bir su gibi,onların üzerini örten sözcüklerin altından çıkarıp çıkarmamaktan duyduğum karasızlığıda sanırım sana hiç anlatamayacağım.
Halbuki,bütün korkunçluğu sadeliğinde gizli duygularım o kadar açık ki..
Yorulduğumda,bıktığımda,yenilginin tamda kıyısında durduğumu hissettiğimde beni sadece bana dokunarak kendime getireceğini biliyorum.
Yalnızım.. kendimi yalnız hissediyorum ki bu yalnızlıktan da kahredici. Bunu anlayacak tek kimsem sensin ve sende yoksun.. belkide sen hiç olmayacaksın.
Şimdi kırılmış harflerden kurulmuş bir köprüden sana uılaşmaya çalışıyorum.. ve biliyormusun sen bu satırları sana yazdığımı bilmeden okurken ben bu yazdıklarımı şakacı gülüşlerimle red edeceğim!
Beni birgün görürsen,zamanlarımız seninle çakışırsa,gördüğünün sana bu satırları yazan adam olduğuna inanmayacaksın. Sana duyduğum aşkı,özlemi ve bunları duymaktan duyduğum korkuyu güvenli bir duruşun ardına saklayacağım.
Yüzümde satırlarımdan bir iz aradığında onlar orada olmayacaklar. Sana nasıl yalvardığımı hiç bilmeyeceksin. sıradan bir ' Nasılsın ' saklayacak o yalvarışımı..
Fakat inan bütün bunlar bu sahte kibir,bu şakacı gülüşlerim bu sıradan ' Nasılsın ' sözü, bu güvenli duruş içimdeki sesi asla dindiremeyecek. Senin bütün bunlara aldırmadan bana sarılmanı bekleyeceğim.. Düşünsene; aralarında dolaştığım kalabalıklar içinde benim yalnızlığımı gören sadece sensin.
Kırılgan bir köprüden sana doğru yürüyorum.. sana ulaşamazsam,sesim ve kelimelerim sana değmezse ve sen bana hiçbir zaman dokunamazsan.. işte o zaman sensiz ve sonsuz bir boşluğa yapayalnız düşeceğim. Beni tut. beni herşeye rağmen tut..
14.02.2000