Bana bir ömür verdiler Hiç sormadılar ne yapmak istediğimi. Günleri önüme koydular Hiçbirini seçmeme izin vermediler. Ömrüm başkasının yazdığı bir senaryoydu, Sadece sustuğum yerleri oynadım. Kendi hikâyemde figürandım, Başroller hep benden çalındı.
Bir sabah uyandım Zaman omzumda taş gibi duruyordu. Ne ileri gidebiliyordum Ne de geriye dönebiliyordum. Bütün yollar aynı yere çıkıyordu
Hiçbir yere…
Bir zamanlar gençtim Genç olmak bana sonsuz bir yol gibi görünüyordu. Her şey yetişebilirdi Her şey bir gün olurdu Herkese vakit vardı Bana bile. Meğer zaman Bağışlar gibi yapıp çalan bir hırsızmış. Önce uykularımı aldı Sonra umutlarımı. En sonunda Beni ben yapan ne varsa içimden söküp attı.
Birileri dedi ki
"İyi insanlar unutulmaz."
Yalan söylediler. En çok biz unutulduk. Bizi unutanlar unutulmadı. Bir sabah sokakta yürürken fark ettim Yüzüm kimsenin hafızasında kalmamış. Adım dudaklarda silinmiş bir fısıltı gibi kaybolmuş.
İnsanlara yetmeye çalıştım. Kırılanları topladım Yarım kalanları tamamladım Gidenlerin yerine ben kaldım. Bir gün fark ettim Herkesin hikâyesinde bir parça olmuşum Kimse benim cümlelerime nokta koymamış. Herkese yetmişim Kendime dokunamamışım.
Zaman adildir dediler. Kimseye ayrıcalık tanımazmış.
Gördüm... Kimilerini elleriyle yukarı çekerken Kimilerini yerin dibine gömdüğünü. Ne yukarı çıktım Ne de dibe düştüm. Bir boşlukta sallanıp durdum.
Bir gün aynaya baktım Gözlerimde hiçbir ışık kalmamıştı. Bir zamanlar hayalleri vardı Şimdi sadece yarım kalmış cümleleri var. Bir zamanlar gülüşü yankılanırdı odalarda Şimdi sessizliği bile duyulmaz olmuş. Bir zamanlar geleceği vardı Ne geçmişe dönebilir Ne de yarına gidebilir.
Zaman herkesi unutmaz. Bazen birini özellikle unutur Adını siler defterinden Sesini duymamış gibi yapar.
Ve ben… Zamanın özellikle unuttuklarından biriyim. Çaydanlıktaki su gibi kaynadım Kimse fark etmedi. Ocağın üstünde unutulmuş bir yemek gibi yandım Kimse kokusunu almadı. Kütüphanelerde açılmayan bir kitap gibi tozlandım Raflardan düşecek kadar eskiydim Kimse beni kaldırmadı.
Bir gün otobüs camına yansıyan yüzüme baktım Tanımadım. Kendi sesimi duydum Yabancı geldi. İçimde büyüyen sessizlik Beni bile içinden atmıştı.
Gözlerimden akmayan yaşlar birikti içimde. Çürümüş bir meyve gibi içten içe ezildim Kimse kokusunu fark etmedi. Unutulduğum bir köşede Tozların içinde çürüyüp gideceğimi anladım.
O an fark ettim İnsan unutulmaktan korkmaz. Asıl korktuğu unutulurken hâlâ nefes almaktır.
Bir gün gerçekten gideceğim. Kimse fark etmeyecek. Adımı anımsayan çıkmayacak. Belki bir sandıkta eski bir fotoğraf Köşesi sararmış bir hatıra olarak kalacağım. Sonra O da kaybolacak.
Beni kimse hatırlamayacak. Hiç yaşamamış gibi. Bir mezar taşına bile gerek kalmadan Silineceğim.
İnsan Ölmekten değil Hiç yaşamamış gibi unutulmaktan korkmalı.
Peki ya zamanın bile silemediği şeyler ? Birinin rüyasında yankılanan eski bir ses Bir gün farkında olmadan mırıldanılan bir isim Bir defterin arasında unutulmuş bir not Yarı silinmiş tam olarak kaybolmamış.
Biliyorum… İnsanlar unutabilir. Şehirler yıkılabilir. Anılar solabilir. Bazen Bütün unutuşlara rağmen Bazı şeyler kalır.
Gecenin bir yarısı Sebebini bilmeden içi sıkışan biri gibi…
Kimin için üzüldüğünü hatırlamayan bir kalp gibi… Tavan arasında bulunan kime ait olduğu bilinmeyen bir mektup gibi…
Belki de en çok bundan korkmalı zaman Herkesi silebilir. Bazı gölgeleri Ne kadar uğraşsa da tam olarak yok edemez.
Belki de ben Silinmeye karşı direnen o küçük gölgelerden biriyim.
L.M.
Beni en iyi anlatan şiirim olduğunu düşünüyorum....
Hiç sormadılar ne yapmak istediğimi.
Günleri önüme koydular
Hiçbirini seçmeme izin vermediler.
Ömrüm başkasının yazdığı bir senaryoydu,
Sadece sustuğum yerleri oynadım.
Kendi hikâyemde figürandım,
Başroller hep benden çalındı.
Bir sabah uyandım
Zaman omzumda taş gibi duruyordu.
Ne ileri gidebiliyordum
Ne de geriye dönebiliyordum.
Bütün yollar aynı yere çıkıyordu
Hiçbir yere…
Bir zamanlar gençtim
Genç olmak bana sonsuz bir yol gibi görünüyordu.
Her şey yetişebilirdi
Her şey bir gün olurdu
Herkese vakit vardı
Bana bile.
Meğer zaman
Bağışlar gibi yapıp çalan bir hırsızmış.
Önce uykularımı aldı
Sonra umutlarımı.
En sonunda
Beni ben yapan ne varsa içimden söküp attı.
Birileri dedi ki
"İyi insanlar unutulmaz."
Yalan söylediler.
En çok biz unutulduk.
Bizi unutanlar unutulmadı.
Bir sabah sokakta yürürken fark ettim
Yüzüm kimsenin hafızasında kalmamış.
Adım dudaklarda silinmiş bir fısıltı gibi kaybolmuş.
İnsanlara yetmeye çalıştım.
Kırılanları topladım
Yarım kalanları tamamladım
Gidenlerin yerine ben kaldım.
Bir gün fark ettim
Herkesin hikâyesinde bir parça olmuşum
Kimse benim cümlelerime nokta koymamış.
Herkese yetmişim
Kendime dokunamamışım.
Zaman adildir dediler.
Kimseye ayrıcalık tanımazmış.
Gördüm...
Kimilerini elleriyle yukarı çekerken
Kimilerini yerin dibine gömdüğünü.
Ne yukarı çıktım
Ne de dibe düştüm.
Bir boşlukta sallanıp durdum.
Bir gün aynaya baktım
Gözlerimde hiçbir ışık kalmamıştı.
Bir zamanlar hayalleri vardı
Şimdi sadece yarım kalmış cümleleri var.
Bir zamanlar gülüşü yankılanırdı odalarda
Şimdi sessizliği bile duyulmaz olmuş.
Bir zamanlar geleceği vardı
Ne geçmişe dönebilir
Ne de yarına gidebilir.
Zaman herkesi unutmaz.
Bazen birini özellikle unutur
Adını siler defterinden
Sesini duymamış gibi yapar.
Ve ben…
Zamanın özellikle unuttuklarından biriyim.
Çaydanlıktaki su gibi kaynadım
Kimse fark etmedi.
Ocağın üstünde unutulmuş bir yemek gibi yandım
Kimse kokusunu almadı.
Kütüphanelerde açılmayan bir kitap gibi tozlandım
Raflardan düşecek kadar eskiydim
Kimse beni kaldırmadı.
Bir gün otobüs camına yansıyan yüzüme baktım
Tanımadım.
Kendi sesimi duydum
Yabancı geldi.
İçimde büyüyen sessizlik
Beni bile içinden atmıştı.
Gözlerimden akmayan yaşlar birikti içimde.
Çürümüş bir meyve gibi içten içe ezildim
Kimse kokusunu fark etmedi.
Unutulduğum bir köşede
Tozların içinde çürüyüp gideceğimi anladım.
O an fark ettim
İnsan unutulmaktan korkmaz.
Asıl korktuğu unutulurken hâlâ nefes almaktır.
Bir gün gerçekten gideceğim.
Kimse fark etmeyecek.
Adımı anımsayan çıkmayacak.
Belki bir sandıkta eski bir fotoğraf
Köşesi sararmış bir hatıra olarak kalacağım.
Sonra O da kaybolacak.
Beni kimse hatırlamayacak.
Hiç yaşamamış gibi.
Bir mezar taşına bile gerek kalmadan
Silineceğim.
İnsan
Ölmekten değil
Hiç yaşamamış gibi unutulmaktan korkmalı.
Peki ya zamanın bile silemediği şeyler ?
Birinin rüyasında yankılanan eski bir ses
Bir gün farkında olmadan mırıldanılan bir isim
Bir defterin arasında unutulmuş bir not
Yarı silinmiş tam olarak kaybolmamış.
Biliyorum…
İnsanlar unutabilir.
Şehirler yıkılabilir.
Anılar solabilir.
Bazen
Bütün unutuşlara rağmen
Bazı şeyler kalır.
Gecenin bir yarısı
Sebebini bilmeden içi sıkışan biri gibi…
Kimin için üzüldüğünü hatırlamayan bir kalp gibi…
Tavan arasında bulunan kime ait olduğu bilinmeyen bir mektup gibi…
Belki de en çok bundan korkmalı zaman
Herkesi silebilir.
Bazı gölgeleri
Ne kadar uğraşsa da tam olarak yok edemez.
Belki de ben
Silinmeye karşı direnen o küçük gölgelerden biriyim.
L.M.
Beni en iyi anlatan şiirim olduğunu düşünüyorum....