Çınar Akdeniz - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı


Çınar Akdeniz Merak ediyorum, bu nasıl bir kader ve nasıl bir dünya ki seni bu kadar severken ben, böyle kutuplar kadar uzağız birbirimize.
Ve sen gerçekten sevmedin mi beni? .. Yoksa bir kabus muydu bu? ...
Yoksa sen bir hayal miydin, rüya mıydın, serap mıydın? ..
NEYDİN SEN?
Bir rüzgar mıydın da şöyle bir esip geçtin. Yapraklarını döküp, dallarını kırdın içimdeki
duygu çınarının.
Yüreğime ebediyyet arzusunun çekirdeğini bıraktın. Bedenim alev alev tutuştu böylece. Sonsuz hayat az ötede dikilip duran müşahhas bir varlık kadar yaklaştı ruhuma...
NEYDİN SEN?
Bir ışık demeti miydin de Rabbim, bu demeti çok nadide yarattığı bir kalıp içinde sundu bana? ...
Bir ayna mıydın ki gözlerimi kaybettim içinde ve şimdi ne seni, ne de kendimi görebiliyorum? Neden bir an pencerelerine varana değin açtın bana gönlünü? Sonra bir başka diliminde zamanın, esrarlı bir havaya bürünerek kapılarını bile kapattın yüzüme...
Yoksa,
Yoksa mevcut değil miydin? .. Kuru bir ısırgan dalı mı sarstı beni? Ebediyyete yönelik sevgi ve hasrete susamış kalbim, aslında mevcut olmayan seni, bu kuru ısırgan dalında hissedip de aşka mı geldi? .. Şimdiye kadar hissederek yaşadıklarım körebe oynayan bir romantizmin köpükleri miydi? ..
NEYDİN SEN?
Gökten avuçlarıma düşen bir damla su mu? Kalbimin yangını bütün hücrelerimi sarınca buharlaşıp kayboldun. Sonu gelmez sandığım bir heyecan mıydın ki,
kendi ellerimle hazırladım sonunu...
Yoksa bu gurbet gönlümde yıkılmaz bir kule olarak mı algıladım seni ve sen bir kuştüyü gibi uçup kayboldun gökyüzünde? ...
Bir şiir miydin? .. İçimi dolduran mısralarınla, İNTİZARINLA...
Şimdi her mısra, boşluğa asılıp kaldı yapayalnız...
Bir masal mıydın, kuşların geceleyin ruhuma anlattığı? ..
Bir efsane miydin çağların ötesinden kopup gelen? ...
Yoksa bulutların kulağıma fısıldadığı bir name miydin? ...

Seninle farkına vardım içimin ücra köşelerinin. Karanlıklar içinde bırakılmış onurumuzu kurtarmak için bilendim seninle. Kıskacına sıkıştığım fasit bir daireyi, sathi endişeler çemberini kırdım sayende.
Sayende yeniledim adımlarımı...
NERDESİN ŞİMDİ?
Hangi tomurcukta, hangi iklim ve mekanda? Bugünde mi dünde misin?
Hayalde mi düşte misin?
Dağlara bakıp seni hatırlıyorum, yollara bakıp seni! ..
Dünyamı menekşe rengine bürüyüp kayıplara karışmasaydın, dağlar bana acıyarak bakmayacak, yollar gözümün yaşını silmeyecekti! ..
Sana bir yabancı gibi uzaktan seslenmek yerine, yüreğimde ağırlayacaktım seni...

Aahh! ..
Sarabilseydim yolları yumak yumak avuçlarımda. Bir kaldırabilseydim siyah perdeleri! ..
Hepsinden önemlisi çıkarabilseydim sırtımdan hicran gömleğini...
Vuslatı yudumlayabilseydim.

Bazen bir yağmur damlasının, bir çiçek yaprağının, bir rüzgar perisinin bakışlarında buldum o mağrur, o dimdik ve tavizsiz tavrını...
Sesin bazen ıssız bir köşede yankılandı. Defalarca, yılmadan ve dikkatle dinledim seni...
FEVKALADEYDİN! ...
Anlayamadığım şu ki, benden başkaları niçin bunun farkına varamayıp, sendeki bu mücerred cazibeyi görmüyorlar. Ve seni üzüyorlar! ...

Fakat biliyorum ki,
Ne her sevgili LEYLA'dır, ve ne de her yürek MECNUN'a aittir.
Ah bir yeterince anlayabilseydin beni. Ve bana bir şans verebilseydin! ...

Ne bir ayinden arta kalan DUYGU KIRINTISI,
ne de bir şehrayinden sızan aldatıcı bir ışıktır SEVGİM...
Ben Sevdimmi...