Celil Çınkır - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı


Celil Çınkır 05.05.1961 tarihinde Kahramanmaraş'ın Andırın ilçesinde doğdu.
İlk ve orta öğrenimini Osmaniye ili Kadirli ilçesinde tamamladı.
1980 Yılında Kuleli Askeri Lisesinden 1984 yılında Kara Harp Okulundan Mezun oldu.
1995-1998 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Jeopolitik/Jeostrateji alanında Yüksek Lisans eğitimi yaptı.

Halen İstanbul'da özel bir şirkette çalışmaktadır.
İngilizce, Rusça, Farsça, Osmanlıca ve Özbekçe bilmektedir. 

ESERLERİ
1. Gelibolu Harekatı ve Coğrafya - 1998 Yüksek Lisans Tezim
2. Bezm-i Alem Valide Sultan Vakıf Gureba Hastanesi'nin Geçmişi, Bugünü, Yarını
3. Aylık TİRŞİK Dergisi
4. Çukurova ve Arka Bahçesi Toroslar'ın Söz Çıkını Yalın Yayıncılık'tan Çıktı
5. Dadaş'ın Söz ÇIKINI (Baskı Aşamasında)
6. Andırın Folklorü
7. Destan Sözlükler
8. Andırın Kültür Varlıkları Envanteri
9. Andırın Hasret Türküsü Güfte Celil ÇINKIR - Beste: Ozan Yetkin Karakaya


Aruz Vezniyle Yazılmıştır - İmtihan Tezi

Ayrılık gayrılık özü yandırır
Asla terk etmesin bizi hoşgörü
Kök salar kalp de sevgi uyandırır
Sevginin saygının özü hoşgörü
Levh-i Mahfuzda kî yazı hoşgörü

Olmasın gâyemiz kuru bir heves
Solmasın aşk için alınan nefes
Yön veren can veren bize kutlu ses
Rehberim sünnetin özü hoşgörü
Kur’anın Hâdisin sözü hoşgörü

Belhlidir yurt seçer Canı Konya’yı
Konya’dan fetheder şanı Dünyayı
Dost arar hep gezer hanı Hanya’yı
Mevlanâ Rûmi’nin özü hoşgörü
En büyük Evliyâ izi hoşgörü

Damlayız zerreyiz kırılınca biz
Ummanız kürreyiz karılınca biz
Kalp deyiz serdeyiz sarılınca biz
En veciz duygunun özü hoşgörü
Âşığın Mâşukun nazı hoşgörü

Bir selam bir kelâm eritir buzu
Dert değil derkenâr çürütür bizi
Dert çeker şükreder diretir özü
Eyyubun sabrının özü hoşgörü
Hâk için katlanan sızı hoşgörü

Kutlu bir beldedir seçilen şehir
Zulmü mağlup eder yapılan sefer
Sanki Ûhud Bedir açılan devir
Fâtihin fethinin özü hoşgörü
Kahraman ceddimin gizi hoşgörü

Dünya dönmektedir sevi üstüne
Ayna sunmaktadır cemi dostuna
Herkes anmaktadır nevi şahsına
Mesnevî Şerhinin özü hoşgörü
Kulların imtihan tezi hoşgörü

UNESCO Dünya Mevlana Hoşgörü Yılı münasebetiyle yazılmıştır.

Vezin: Fâilün Fâilün Mütefâilün

27 Mart 2008


Hoşgörü Felsefesi

Semavi dinlerin İlâhi emri
İncitme inciten kulları emi?
Kısastan uzak dur işleme cürmü
Olgunlukla olur kulun erdemi
Hoşgörü bu işin yolu yordamı

Gayemiz dünyada hoşgörü olsun
Silah patlamasın savaşlar dursun
İnleyen insanlık barışla gülsün
Mutlu yaşamalı her an her demi
Hoşgörü bu işin yolu yordamı

Hoşgörü huzura götüren yoldur
Sineni hoşgörü nuruyla doldur
Dünyadan kini ve nefreti kaldır
İnsana muhabbet pişirir hamı
Hoşgörü bu işin yolu yordamı

Rehberimiz olsun yardımda ivmek
Felsefemiz olsun insanı sevmek
Nakısımız olsun kızınca sövmek
Hedef olsun sevgi saygı ortamı
Hoşgörü bu işin yolu yordamı

Öfkeden kavgadan kandan uzak ol
İntikam, nefretten, kinden uzak ol
Kötü hasletlerden tümden uzak ol
İnsanlar el ele yapsın bayramı
Hoşgörü bu işin yolu yordamı

Ram olma öfkenin azgın atına
Batırır yedi kat yerin altına
Derler rüzgar eken biçer fırtına
Yok eden benliği bulur meramı
Hoşgörü bu işin yolu yordamı

Bülbüle gül reva deveye diken
Haksızlık mazlumun boynunu büken
Haramdır kulların rızkın eksilten
Kâmil insan bilir helâl haramı
Hoşgörü bu işin yolu yordamı

Filizlendi şeyhim Edebali’yle
Çiçeklendi Hacı Bayram Veli’yle
Yapraklandı Yunus Emre haliyle
Fatih Sultan Han’la buldu kıvamı
Hoşgörü bu işin yolu yordamı

Dört Kitap Yüz Suhuf etmekten ezber
İnsan kalbi yapmak daha muteber
Herkesin yanında görür itibar
Mayasında varsa edep erkânı
Hoşgörü bu işin yolu yordamı

Her kim ki insanın kalbini yıkar
Salih amelleri hep boşa çıkar
Hâk onu cehennem narında yakar
Düşünmeli herkes kâr zararda mı
Hoşgörü bu işin yolu yordamı

Hacı Bektâş Veli Ahmed Yesevi
Putperest Mecusi mağrur Musevi
Fark etmez Müslüman Budist İsevi
Mevlânâ Rumi’nin izinde cem’i
Hoşgörü bu işin yolu yordamı

Edirne’den Kars’a Sinop Konya’da
Bir Türkiye değil bütün dünyada
Afganistan Irak Çin Tanzanya’da
Kardeşçe yaşasın adam madamı
Hoşgörü bu işin yolu yordamı

Doğu batı kuzey güney her yönde
Yeryüzünde bütün mezhep ve dinde
Çekilmesin kılıç paslanın kında
Analar babalar çekmesin gamı
Hoşgörü bu işin yolu yordamı

Şiddete başvuran şiddet getirir
Hiddete başvuran hiddet getirir
Vahdete başvuran Vahdet getirir
Kendini bilenin olmaz gümânı
Hoşgörü bu işin yolu yordamı

‘Yurtta Sulh Cihan’da Sulh’ der atamız
Mertlikte timsaliz yoktur hatamız
Merhamet babında yüksek çıtamız
Yaradan aşkına sev sen âdemi
Hoşgörü bu işin yolu yordamı

Namerde meyledip yüzüne bakma
Cömerti gönülden dilden bırakma
Doğruya biat et kuraldan çıkma
Nefse zor gelse de bozma ahkamı
Hoşgörü bu işin yolu yordamı

Tanrı konuğunu hanene götür
Bir yudum sevgiyle keyfini getir
Elinden gelirse hacetin bitir
Yaradan’a daya hep sen arkanı
Hoşgörü bu işin yolu yordamı

Yaradan indinde olamaz kibir
Yaratılmışlara etme hâ cebir
Canlı cansız insan hayvan hepsi bir
Karşılıklı olur varlık devamı
Hoşgörü bu işin yolu yordamı

Mazluma taraf ol eyle merhamet
Zayıfın elinden tutmak marifet
Haksıza hakkıyla hakkı tarif et
Sayende öğrensin infâk ikramı
Hoşgörü bu işin yolu yordamı

Sevinçle neşeyle taşsın bu dünya
Ebedi barışa koşsun bu dünya
Son bulsun kin denen kâbustan rüya
Karanlığa ışık ol yak çıranı
Hoşgörü bu işin yolu yordamı

Dimâğları kötü yola yormadan
Nefse uyup sinsi plan kurmadan
İnsanın Kâbe’si kalbi kırmadan
Aslına rücu et sür sen devranı
Hoşgörü bu işin yolu yordamı

Tezada düşmeden tüm alem ile
Asabi olmadan hoş kelam ile
Güne başlamalı bir selam ile
Sabahtan akşama sürmeli demi
Hoşgörü bu işin yolu yordamı

İlçem Andırın’a ilim Maraş’a
Akraba ahbaba dosta yoldaşa
Bütün insanlığa kavim gardaşa
Hak nasip eylesin gülen endamı
Hoşgörü bu işin yolu yordamı

Kartal

**************************************************************

Duvar Saati

/*/*/*/* Yalnızlığa Mahkûm Olanlara İthafımızdır /*/*/*/*

Hep bana bakarlardı, karşımda duranlar
Bana bakanlara, bakardım ben de
Karşımda ağlayanlarla ağlardım
Gülen gözlere çok imresirdim
Almazlardı beni hiç aralarına
Ahhh! Zavallı ben!
Adı konulmamış bir esirdim

Gençlerin yüreğini hoplatırdı
Yeknesak tik-tak’larım
Nice şiirlerine renk katsa da adım
Hep bana kızarlardı, farkındayım
Benim onlar gibi hiç olmadı muradım
Ben hep kendimde kendimi aradım
Ne bir candan dostum vardı
Ne de hesapsızca verilenden başka iradım
Sermayemden başka olmadı küsurum

Oysa ne kolestrolum vardı
Ne tansiyonum, ne de şekerim
Bana bakanlar heyecanlanırlardı eskiden
Ben hep kendi doğrularımla yaşardım
Değişmezdi asla kalp atışlarım
Tik-tak, tik-tak, tik……….tik-tak
Hep aynı atardım, bana bakanlara karşı
Başkaca da yoktu kusurum

Çok oldu kafa kâğıdım eskiyeli
Bu yüzden okşamaz beni bir dost eli
Bacaklarımla, kollarımın arasına
Yuva kurdu örümcekler
Beni oyuncak sanıyor bebekler
Şimdi ben bile şaşıyorum kendi halime
Benim! Kendimle derdim.
Bana sormayın dostlar kaç yaşındayım
Unutalı çok oldu zamanı
Ben ışık takvimiyle
Bir günde bin asırım

Ahhh! Neydi o eski günler!
Tek başıma hükmederdim zamana
Zamanın adı bendim, benden sorulurdu
İftar topunun atılacağı saat
Onayım alınmadan ne ezan okunurdu
Ne de seccadelerde başlardı salât
Ritüellere renk katardı tasvirim

Sevdiklerini bekleyenler, bana bakarlardı sık sık
Göz göze gelirdik, onlarda bir heyecan, bir heyecan
Bende ise zerrece bir his yoktu
Bir başka duyguyla bakışırdık
Birbirimize göz kırpardık
Bakılacak yüzüm kalmadı artık
Şimdi tozlu bir duvar saatiyim
Çoktaaaaaan durmuş…..

İşte budur benim tefsirim

Janet KOHEN & Celil ÇINKIR