Önder Arslan - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı

Söyle Ada…

Tüm tanımlamalardan soyutlanma arzusu mu bu?
Gözlerim kamaşıyor Ada..oysa biliyorsun ben karanlığı seviyorum..dipsizliği, bilinmezliği…
Bu tuhaf ışık yüreğimi de kör edecekse razıyım buna…razıyım Ada..sensizliğe razı olduğum kadar…
Uzun zaman oldu…sana sözler verdim,yeminler ettim…
Sana ayak basmayacaktım …özgür olacaktın…kendi tekliğinde varsıllaşıp serpilecektin…
Ruhun en yüksek dorukların,en serin rüzgarların kucağında onaracaktı yaralarını… en bakir koylarda yıkanacaktın…kimse bozmayacaktı bu arınmışlığı…
Bu aklını yitirmiş arınma yeminini boz artık Ada…
Nefes alamaz oldum …
Ölmek kurtuluş Ada
Keşke ölebilsem
Yüreğim yarattığın sağanağın içinde yönünü bulamıyor artık
Gerçekliğimi yitmiş durumdayım Ada
Benim istediğim dünya bu değil
Senin sınırlarını dikenli tellerle çevirmene müsaade ettiğimden beri bu sanrılar öldürecek beni
Bu arınmışlık,bu aydınlık tutkusu bu kendi başınalık hiç doğal değil Ada
Gerçeklerle yüzleşmekten nereye kadar kaçabilirsin
‘’Gerçek ne? ’’deme bana
Yıpranmış kirli ve ağrılı varlığımdan delice kaçtığını kendine gerçek üstü bir dünya yarattığını bilmiyor muyum?
Nereye kadar Ada? Nereye kadar kaçabilirsin
Nereye kadar koruyabilirsin kendini
Kirlenmeden arınmanın manasını anlayamazsın
Tüm sınırlarımı kanırtarak,tüm kirlenmişliğimle savaşmaya geliyorum Ada
Bana savaşın anlamsız olmadığını anlat Ada
Yüreğimi köreltmenin başka yolu olmadığını anlat

(Alıntı)

Adadan;

Dinle ey Meçhul…

Bir bilinmez olmayı çok isterdim…

Sen karanlığı seviyorsun biliyorum. Karanlığında aydınlığın saklı. Meçhul dipsizdir. Her bilinen yanına ulaştıkça, bilinmeyen bir yanına yolculuk etmeli meçhul. Meçhul yolculuklara çıkmalı. Bilinen her bir yanın derinliğini yansıttığından, boğulma korkusu peydahlanıyor meçhul. Cesaretler tam bu sıra kırılıyor. Dipsizliğinin derinlemesine olmadığını anlıyor, enine genişliğinin de derinlik olduğunu anlıyoruz meçhul…ben boğulmak istiyorum meçhul…

Meçhul yani Deniz…ben boğulmak istediğim ölçüde sen boğmak istemiyorsun beni…bir ada olsun istiyorsun…bir ada’m olsun da dediğin olmuştur çoğu zaman…

Gözlerin kamaştıkça, gözler kamaştırıyorsun Deniz. Yakamozlarına neden mehtaplar sen istemesen de seni seviyor. Uğrayıp, batıp gidiyor…adaya yansıyorsun. Yanılsaman esrikliğimi çoğaltıyor. Ve ben dibe vuramıyorum. Sen istemedikçe…

Bana ayak basmayacaktın Deniz. Seslenmeyecektin. Dağımla, taşımla börtü böceğimle varlığını bilecektim. Sen kıyım olacaktın yalnızca. Ve bir gün senin benim derinliğimi işgal ettiğini ben anlayacaktım. Sondaj vurulmadıkça seni yok sanacaktım. Doruklarımda esen ılık rüzgarlarla arınacaktım. Yaralarıma tuzlu suyundan dokundurmayacaktım. Hiç bilmeyecektim, senin içinde olduğumu ve hiç bilmeyecektim benim derinimde olduğunu…

Senin varlığınla gözümü açtım Deniz. Dipsizlik, karanlığındaki aydınlığın, bilinmezliğin karşısında acizliğimi gördüm Deniz. Ve ben senin derinliğindeki parçalarımın farkındalığında büyüdüm. Bildim ki ben gözüktüğüm kadar değilim, gözükmeyen parçalarım derininde senin. Atmosferle bağı kesilmiş, ölü bilinmiş yaşam dolu yanlarım sende saklıymış Deniz.

Söyle meçhul yani Deniz,

Tutsak mıyım, özgür mü? Seni bilmemek tutsaklığımmış meğer, en özgür sandığım zamanlarımsa en karanlık esaretimi yaşamışım. Bağlı, bağımlı, sabit düşünceli, hayali sınırlı, sınırı kıyın kadar kısıtlı bir ben Deniz.
Sınırlarım bildiğim yeri gösterdiğinde, sınırsızlığımı anladım Deniz. Belki sen “sınırlarını bil, yanılma, içimdeki sen’e ada denmiyor” demek istedin. Oysa tanımları yadsımaya sende başladım. Tüm tanımlamalardan soyutlanma arzusu mu dersin, bilemiyorum.

Söyle Deniz,

Aradığım dünyanın bu dünya olmadığının farkına sende varmadım mı?

Bu yüzden ütopyalar inşa edip, kendi dünyamı kurduğumu biliyorsun. Dipsizliğin, bilinmezliğin, karanlığın, kirlenmişliğin sokakları olmuş bir ülkedeyim. Dipsizliğini sığlığıma yüklüyorum. Karanlığında aydınlanıyorum. Bilinmezliğinde kendimi biliyorum. Kirlenmişliğinde arınıyorum. Sende ölüyorum çoğu zaman. Dirildikçe diriliyorum kendimde.

Senden kaçabilir miyim Deniz…kaçar gördüğün yanım, senden yükseklerdeki doruğum. Oysa asıl doruk derinliklerde saklı Deniz. Biliyorum. Bildikçe derinliğini tuhaf bir boğulma korkusu sarıyor benliğimi.

Ve ben boğulmak istiyorum Deniz.

Boz yeminini artık, bekleme med cezri beni içine almak için.

Gel öl bende ve boğ beni Deniz…

Hey meçhul! ...
İçimde denizler kabarıyor…
...
bi_mahlas