Aslında, bunları arzularken bile, kendimden çok utanıyorum.
İyi ki şu utanma duygusu var olmuş içimde. Akşam çocuğunun isteğini alamayan bir babayı düşün. Çocuğunu hep atlatıp, Yorgan altında ağlayıp, utancına yorgan çekmesi.
Dününe hep sünger çekse, de. Yeni güne hep umutla uyanır Mesele değişmez, hep aynı.
Utancına Yorgan Çekmek
Ağlamayı çok seviyordum. gözlerim dolup daralınca sığındığım köhne limandı.
Bir de utangaçlığım vardı, hep gölgesinde durduğum huzur veren mahrem mahzendi.
Bir ömür ağlamak ile utangaçlığım arasında gidip geldim.
Ne göz yaşlarımı yanağımdan süzülürken gören oldu.
Nede üç beş insanı, utangaç halimle güldürebildim.
Bende istedim marjinal yollarda çekirdek çıtlatmak
Sevgilime naz yapmak.
Kahve içmek
Deniz sahilinde hesabın kaç lira geleceğini hiç düşünmeden
Yemekler söylemek.
Arkadaşlarıyla, kasaya hesap ödeme kavgasına düşmek.
Bir telefonla, sevgilime çiçek sepeti göndermek.
Arabayı bırakıp, uçakla İstanbula dönmek
Sabah, Palandöken
Akşam, Marmarise uçmak.
Aslında, bunları arzularken bile, kendimden çok utanıyorum.
İyi ki şu utanma duygusu var olmuş içimde.
Akşam çocuğunun isteğini alamayan bir babayı düşün.
Çocuğunu hep atlatıp,
Yorgan altında ağlayıp, utancına yorgan çekmesi.
Dününe hep sünger çekse, de.
Yeni güne hep umutla uyanır
Mesele değişmez, hep aynı.