Hikayem karışık benim. Çözemem dersen anlarım. Usulca git. Hikayem biraz kara. Dinlerim dersen buyur. Çay koyayım otur. Çocuklara pembe değer. Bana sürmüşler kurumu. Düşün ki sobaya düşürmüşler. Kapkara elleriyle, orama burama üşüşmüşler. Çocukların uçurtması olur. Beni bağlamışlar balona. Bozuk sarı bir televizyon. Burdan gör dünyayı demişler. Bayramda yer fıstıklı baklava, En adisinden kolonya. Öpersem ellerini mutsuzluğu koymuşlar avucuma. Biraz büyüyüp serpildim. Ama çok da güzeldim. Salıverdiler öylece. "Nasılsın ne yapıyorsun" hak getire. Sonra dediler ayrılıyoruz. Sen burada in yol bu kadar. Iki yol vardı önümde. Biri gitti sağa. Diğeri sola. Bağırdılar gelme diye. Oturdum kaldım daha yolun başında. Sonra havalar soğudu. Derken bahar da geldi. Sarı bina da güzeldi. Sonbahar karışık. Aşık oldum ben de tabi. Her genç kız gibi hayaller. Biri de çıkıp demedi ki senin hayaller neyine.? Normal mi ki senin Hikayen? Neyse sarıldım beyaz tüle. Düştüm gittim peşine. Daha yaşım on yedi. Bir yedi de o yedi. Sonra döndüm soluma. Dedi ki hayrola? Manyak mısın? Dedim. Kaçalım. Sevgi burda iyi değil. Yüzüm gözüm yara bere. Hani sağlam da vurmuş . Bence tam sevgiyi anlarken yarı yolda bozulmuş. Kaçtım gittim sonra. Ön dişleri olmayan çocuk gibiyim. Utanıyorum gülmeye. Öksürsem iftira gelecek, Hapşırsam çamur. Sustum biraz yine de. Sonra hikaye düzeldi. Yıkandım ter temiz. Karalar falan aktı. Biraz da güldüm yalan yok. Güzel de bir tomurcuk açtı. Yanımda minik bir dal cıktı. Sonra dedi ki kahraman; Yeter sana bu kadar. Bir baktım şimşek çaktı. Bir fırtına bir de kar. Donmaya yüz tuttum. Ölüyordum. yanımdaki dal sarıldı. Demem o ki işte Benim hikayem karışık. Pek pembeyi bilmedim Pek de kimseyi sevmedim. Cenazedeymiş gibiydim. hiç de içten gülmedim.
Hikayem karışık benim.
Çözemem dersen anlarım.
Usulca git.
Hikayem biraz kara.
Dinlerim dersen buyur.
Çay koyayım otur.
Çocuklara pembe değer.
Bana sürmüşler kurumu.
Düşün ki sobaya düşürmüşler.
Kapkara elleriyle, orama burama üşüşmüşler.
Çocukların uçurtması olur.
Beni bağlamışlar balona.
Bozuk sarı bir televizyon.
Burdan gör dünyayı demişler.
Bayramda yer fıstıklı baklava,
En adisinden kolonya.
Öpersem ellerini mutsuzluğu koymuşlar avucuma.
Biraz büyüyüp serpildim.
Ama çok da güzeldim.
Salıverdiler öylece.
"Nasılsın ne yapıyorsun" hak getire.
Sonra dediler ayrılıyoruz.
Sen burada in yol bu kadar.
Iki yol vardı önümde.
Biri gitti sağa.
Diğeri sola.
Bağırdılar gelme diye.
Oturdum kaldım daha yolun başında.
Sonra havalar soğudu.
Derken bahar da geldi.
Sarı bina da güzeldi.
Sonbahar karışık.
Aşık oldum ben de tabi.
Her genç kız gibi hayaller.
Biri de çıkıp demedi ki senin hayaller neyine.?
Normal mi ki senin Hikayen?
Neyse sarıldım beyaz tüle.
Düştüm gittim peşine.
Daha yaşım on yedi.
Bir yedi de o yedi.
Sonra döndüm soluma.
Dedi ki hayrola?
Manyak mısın? Dedim. Kaçalım.
Sevgi burda iyi değil.
Yüzüm gözüm yara bere.
Hani sağlam da vurmuş .
Bence tam sevgiyi anlarken yarı yolda bozulmuş.
Kaçtım gittim sonra.
Ön dişleri olmayan çocuk gibiyim.
Utanıyorum gülmeye.
Öksürsem iftira gelecek,
Hapşırsam çamur.
Sustum biraz yine de.
Sonra hikaye düzeldi.
Yıkandım ter temiz.
Karalar falan aktı.
Biraz da güldüm yalan yok.
Güzel de bir tomurcuk açtı.
Yanımda minik bir dal cıktı.
Sonra dedi ki kahraman;
Yeter sana bu kadar.
Bir baktım şimşek çaktı.
Bir fırtına bir de kar.
Donmaya yüz tuttum.
Ölüyordum. yanımdaki dal sarıldı.
Demem o ki işte
Benim hikayem karışık.
Pek pembeyi bilmedim
Pek de kimseyi sevmedim.
Cenazedeymiş gibiydim.
hiç de içten gülmedim.