1 tohumlar geliştikçe çiçeklenir ömür tükendikçe değerleşir yaşam çiçeklenip değerleştikçe ölüm serpilip gelişir sönen yıldızlar gibi tükenecek ömrümüz ölümün çekimine kapılmış yaşam ne kadar çabalarsan çabala gücün yok çekiminden kurtulmaya ağır ağır yavaş yavaş dönüşürken ipek böceği kelebeğe acısız sevda çekmek de zor ölüp gitmek de 2 yolunu şaşırmış karınca uzaktan gelip geçenlere bakıp oturmuş da çekirdek yiyor kalabalıkta böcek gibidir ezildi ezilecek korkuyor insan öylesine tedirgin ki içinde korkunun bacası dehşet tüter dumanı yalnızlık içinde her an tetikte basıverecek düğmeye yok olmadan yok edecek kendini korku içinde bulacak cesareti
buldu mu bir de bir insanı dost bilecek paylaşacak sevgiyi hissetmektense toprak anayı daha nice seyretmeli gökyüzünden süzülen ışığı gidenlerin çoğaldığı yerde inatla direnmek yaşamaya böcek gibi korkmaktansa karınca gibi şaşırmak yolunu dikmektir anıtını baş köşeye talan edilmiş sevgilerin gün geceye ulaşırken bir türkü çığırır gecenin buna yanıtı ayrılık olur bir tarafında güneş ötekinde ay güneş ve ay ortasında bir yaşam güneşin gülerken ayın ağladığı vakitler bir insanın sevdalandığı andır insanlar birbirinden ayrı kalınca mı ne en çok sevdiklerini düşünürler işte o zamandır korkuyu yendikleri an 3 düşünce düşünür insan neden düşmeden önce düşünmediğini düşebileceğini sevince düşünür insan neden sevmeden önce düşünmediğini sevebileceğini yaşamın bir bütün olsa sevgin yine de böler bu bütünü ve aramaya başlar milyonlarca parça içinde ait olabileceği en değerli parçayı özde insan ama özgünlüğü yok oluyor özgür insanı ararken özgürlük hayal oluyor çünkü özünde özgürdür insan neden esirleşmeden önce özgürlüğünü özümsediği an günden güne güneşli günlere günlerce bir yol işte orada tam karşında cesaretin yoksa hiç gözlerini açma sakın korkaklığının bir onayı olacaktır buz tutmuş yüreğin gözlerin güneşi gördüğü an 4 demirden örülmüş her bir halkası esirliğimizin bir yanılsaması içindeyiz zamanın mutluluğumuz zincirlenmiş zamana oysa an ve an yitip gidiyor zaman hüzün içinde ne bekliyorsak gelecekten güzel olan güzel olan kafandaki kadın gibi sana bugünden bulaşmış tohumları hasat zamanı kesilen buğdayların onu gördüğün zaman kısalıyorsa birden arasındaki zaman nefes alış verişlerinin sıfır noktasına ulaşmadan ölüm çiçeklerini koklamadan yaşamaya bak hiçbir şeyi sorgulamadan kar benekli gri dağların ayıbını örtünce beyaz bulutlar zirveye ulaştığında göreceksin bembeyaz bir denizin gri donmuş dalgalarını özgürlüğün beyaz denizlerde yüzmek ise özgürlüğün beyaz denizlerde yediğin vurgun olacaktır özgürlüğün en derinlerde cesur bir yalnızlığın olacaktır bırak paylaşsınlar özgürlüğünden arta kalanı leş yiyen zirve kuşları 5 yitik bir esrikliğin içinde çekmek sevdayı bengi bir acıyı gösterir yüreğimdeki aşk ibresi aslında kirvesiyiz bu çelimli dünyanın hoşurluğumuzla işimiz ne sevda yollarında gezginliğimiz bu yüzden etmiyor beş para gecesi dinmeyen gözlerim bir ezgi tutturmuş her nasılsa geçip gitmiş zamanı yakalayamadan anıların telaşına bir gün bir gece arada üzüntü gizem düşünce yolculuk beklemekten daha keyifli beklemek ise daha kederli ve daha uzun salkım salkım saçaklanmış damarlarımda düşünce o düşünce ki evrendeki tek gezgin konakladığı insanlarda yol gösteren bizlere 6 yaşamın delicesine fışkırmalı kaynağından unutmalısın yaşayamadıklarını yaşadıklarınsa doğumun ve ölümüne yakışmalı her an ve her saniye nerede olursan ol kiminle veya kimsesiz hatırlaman gereken tek bir gerçek her şey bir son taşır ve her son bir başlangıçtır hayatının her milisaniyesinde o kadar çok son ve başlangıç olacak ki özünde beslediğin o yüce sevgiyi korudukça her bir yıldız kayışında dimdik ayakta duracaksın ölümünde bile yaşamın kar tanesi yağmur damlası gök gürültüsü gözyaşı yaşamın o kadar kısa ki ve o kadar da güzel anlamadan yaşamış olsan da biriktirdiğin anılarını belki de hiç göremeyeceksin kendini yaşadığın anı kavramalısın artık taşıdığın canı ruhu değil bilgiyi ve sevgiyi yüz yıllar ötesinden sana ulaşan ulaştırılan seninle olması istenen bunun için savaşılan ve kazanılan sevgiyi kaybetme hemen öyle umutsuz karamsar sıkıntılı yağmurlu bir günün akşamı aç ve parasız yalnızlığının sonlanmayan soluk alışlarında yaşadıkların nehirlerle toplanır denizinde bütün sevginle dalabilirsen denizine boğulmadan yüzebilirsen kendi denizinde baki olan sen olmasan da bir deniz bırakacaksın yeryüzünde 7 arkamızda uzar gider yol aldığımız ıssız gece koynunda üreyen yalnızlıklara şafağı bekleyen gözlerde oluşur sarımtırak bir parıltı ve karanlık yüzlerde sarının bütün tonları o sis perdesi o sessizlik tatlı bir koku gündüzün soluk alışı ulaşmıştır karşı dağlara güneş bizden çok önce dağlar donmuş dalgaları kıyısından sonsuzluğa ayrıldığımız denizin kuşların kanat çırpışıyla rüzgar döndürüyor suratıma çarpa çarpa tok karnına yel değirmenlerini toprağın ihanetidir aşkımın adı arkamızda uzar gider gündüzün soluk alışı uyan toprak ana uyan bulutların şiddeti gözyaşı dolu her şeye karşın yaşat sana sığınan son sevdayı içimdeki gökyüzü hala güneş kaplı 8 varlığım sonsuz bir sır ya da sonlu soysuz ya da soylu varlığım soluğumdan ibaret soluğum çınar yaprağı karınca yolu gün doğumu titrek çünkü geçmişten akar şimdi coşkulu umutlu çünkü geleceğe koşar boz yağmurların renksiz bulutları ciğerlerimdeki soluğun dumanı soluk aldın mı yaşayacaksın hakkını vereceksin yaşadıklarının yaşadın mı soluk alacaksın hakkını alacaksın yaşadıklarının çınar yaprağına karınca yoluna gün doğumuna sakın borcunu unutma 9 aniden binlerce atın coşkusuyla şahlanan düşünce geride kalan sıcak tozlu bir bekleyiş yelesel bir ürperiş sararken yalnızlığımı hiç umulmadık bir anda giyiveriyorum kendime biçilen kaderi 10 sıfırlaşıyorum bazen çarptıkça hiçleşiyor insan yüzleri geriye kalan sadece taze yürek çırpıntısı anlamını yitiren her şey gibi anılarda gizleniyor güncem sıfırın kuvveti yok etmeden bendeki müziğin bütün ezgisini 11 asparagus yetişiyor bozkırlarında yüreğimin depreşiyor sevdalarım densizleşiyorum birden birden çatılıyor kaşlarım sonra bir çaveladayım çaresiz pullarımda ebemkuşağı ağzımda çayırotu yüreğimde asparagusla çavelada bir balık 12 yıllar azrailin arşınladığı yollar ak işaretler geride bıraktıklarımız ve sonsuz güzellik yaşayacak çok şey vardı önceden ulaşamadan yarım kalmış umutlar 13 beynin içinde kaldığı karanlığa kitabın bıçakla saldırışı duvara yapışmış iyi bir sivrisinek güvercin üstü ‘peace’ yazısı isa'nın dali’nin fırçasından çarmığa gerilişi duvara tabandan yapıştırılmış sultan ahmet çeşmesi güneşi tutacağını zanneden bir el iki üç memleket fotoğrafı ve uyumu bozan bir yaşam 14 gökyüzünden yeryüzüne akar da akar yağmurlar yeryüzünden gökyüzüne buhar olur sevdalar güneş batar ay doğar boğar gecenin karanlığını dünden kalan umutlar güneş açar ay kaçar yapar yuvasını aydınlığın gökyüzüne uçan çocuklar 15 ışığını güneş vurur aya ay vurur geceye düşüm aydınlanır kılığında beyaz bir güvercinin sürünür ışığını ay, geceme beyaz bir atın yelesini çıplaklığıyla örtünen genç kız gibi ılık ılık bir nehir akar saçaklı yollarıyla gümüşten bir geçmişe altından anılar çizerek yağmur çiseler bir yol daha bulunur yaşamak için gündüz olur gece arınır kirinden şafakla birlikte dağılır yıldızlar ve ay ve karanlık deniz kokusu sarar yalnızlığı sevdasız kalınca gökyüzü dalıp gittiğim yıldız kümesi aysız gecede bir sevdaya tutulmak gibi yitip giden aydınlığı gecenin ve yanıtı ayrılık olur türküsüne günün 16 öyle bir sevda ki bu ne seni kapsar ne de beni öyle bir sevda ki bu ne doğduğu an belli ne de öleceği 17 tohumların çiçeğe durması nasıl dağıtırsa arının açlığını öyledir sevdan çırılçıplak bırakır nasırlaşan yüreğimi 18 güneş daha genç yarına göre çiçekler daha taze bugün bizler sevgilim daha yaşlıyız düne göre ama düşüncelerimiz uğruna ölmek için dingin sevgimiz bugün daha da kan dolu gençliğine sürmüş bizi taşır yarınlara 19 atacağım kendimi aşağıdan yukarıya yerçekimsiz aşkım sudaki görüntüsü göğün derinliğim olacak ve aşkım özgürlüğüm için kelepçeli yüreğime bulut coşkusu mutluluğu yağmur içinde saklı hiddetlenmeye görsün bir kez yüreğim çaktımıydı bin bir vatlı bulutlar birbirine sen yağacak yağmuru seyret o zaman biricik yüreğine 20 gözlerim mahpusumun kapısı görüş günü günlük güneşlik mahpusta bir sevda nabız atan can kokan mahpusumun damarları günlük güneşlik bahar dalları 21 bir çok şiirde buldum seni seni gösteren sözcüklerle sarmaş dolaş oldum her gece çünkü gece okurum ben şiirleri çünkü gece okunur şiir dediğin güneşte durmuş da ayva sarısı açmış güzelliğin yapraktaki çekingen yağmurcuk gibi damla damla şarap olmuş da ellerimde kaybolmuş tuttuğum bedenin deniz tutmuş ellerinden ellerin hayalimdeki gibi yüreğinden daha hafif şiir değil mi kapsayan seni de beni de o rüzgarlı gecede bizi birlikte kılan
ANASTACİA LEFT OUTSİDE All my life I’ve been waiting Hayatım boyunca bekledim
For you to bring a fairy tale my way Yoluma bir peri masalı çıkarmanı
Been living in a fantasy without meaning Anlamsız bir hayal dünyasında yaşıyrdum
It’s not okay I don’t feel safe Bu iyi değil, güvende hissetmiyorum
I don't feel safe.. Güvende hissetmiyorum
Ohhh..
Left broken empty in despair Kırık ve boş şekilde umutsuzluğa terk edildim
Wanna breath can’t find air Nefes almak istiyorum, hava bulamıyorum
Thought you were sent from up above Senin yukarılardan gönderildiğini sanmıştım
But you and me never had love Ama sen ve ben hiç aşık yaşamadık
So much more I have to say Çok daha fazlasını söylemem gerek
Help me find a way Bir yol bulmama yardım et
Nakarat
And I wonder if you know Merak ediyorum biliyor musun
How it really feels Gerçekten nasıl hissettirdiğini
To be left outside alone Dışarda yalnız bırakılmanın
When it’s cold out here Hava soğuk olduğunda
Well maybe you should know Belki bilmen gerek
Just how it feels Nasıl hissettirdiğini
To be left outside alone Dışarda yalnız bırakılmanın
To be left outside alone Dışarda yalnız bırakılmanın
I tell ya.. Sana söylüyorum
All my life I’ve been waiting Hayatım boyunca bekledim
For you to bring a fairy tale my way Yoluma bir peri masalı çıkarmanı
Been living in a fantasy without meaning Anlamsız bir hayal dünyasında yaşıyrdum
It’s not okay I don’t feel safe Bu iyi değil, güvende hissetmiyorum
I need to pray Dua etmem gerek
Why do you play me like a game? Neden benimle bir oyun gibi oynuyorsun
Always someone else to blame Hep Başka birini suçluyorsun
Careless, helpless little man Dikkatsiz, çaresiz küçü adam
Someday you might understand Bir gün anlayabilirsin
There’s not much more to say Söyleyecek daha fazla bir şey yok
But I hope you find a way Ama umarım bir yol bulursun
Still I wonder if you know Hala merak ediyorum biliyor musun
How it really feels Gerçekten nasıl hissettirdiğini
To be left outside alone Dışarda yalnız bırakılmanın
When it’s cold out here Hava soğuk olduğunda
Well maybe you should know Belki bilmen gerek
Just how it feels Nasıl hissettirdiğini
To be left outside alone Dışarda yalnız bırakılmanın
To be left outside alone Dışarda yalnız bırakılmanın
I tell ya.. Sana söylüyorum
All my life I’ve been waiting Hayatım boyunca bekledim
For you to bring a fairy tale my way Yoluma bir peri masalı çıkarmanı
Been living in a fantasy without meaning Anlamsız bir hayal dünyasında yaşıyrdum
It’s not okay I don’t feel safe Bu iyi değil, güvende hissetmiyorum
I need to pray Dua etmem gerek
Ohhh. Pray... Ohhh Dua...
Ohh.. Heavenly father.. Ohh..Yüce Tanrım...
Ohh..Save me.. Ohhhh.. Ohh,Kurtar beni..Ohhh.
Whoaooooaoooooo
And I wonder if you know Ve merak ediyorum biliyor musun
How it really feels Gerçekten nasıl hissettirdiğini
To be left outside alone Dışarda yalnız bırakılmanın
When it’s cold out here Hava soğuk olduğunda
Well maybe you should know Belki bilmen gerek
Just how it feels Nasıl hissettirdiğini
To be left outside alone Dışarda yalnız bırakılmanın
To be left outside alone Dışarda yalnız bırakılmanın
All my life I’ve been waiting Hayatım boyunca bekledim
For you to bring a fairy tale my way Yoluma bir peri masalı çıkarmanı
Been living in a fantasy without meaning Anlamsız bir hayal dünyasında yaşıyrdum
It’s not okay I don’t feel safe Bu iyi değil, güvende hissetmiyorum
I need to pray Dua etmem gerek
Sick And Tired - Anastacia
My love is on the line aşkım sınırda A little late for all the things you didn't say söylemediğin herşey için birazcık geç
I'm not sad for you senin için üzgün değilim
But I'm sad for all the time I had to waste ama boşa harcamak zprunda kaldığım onca zaman için üzgünüm
'Cause I learned the truth çünkü gerçeği biliyorum
Your heart is in a place I no longer wanna be kalbin artık olmak istemediğim bir yerde
I knew there'd come a day biliyorum bir gün gelecek
I'd set you free seni özgür bırakacağım
Cause I'm sick and tired çünkü bıktım ve usandım
Of always being sick and tired her zaman bıkıp usanmaktan
Nakarat:
[ Your love isn't fair aşkın adil değil
You live in a world where you didn't listen sen dinlemediğin bir dünyada yaşıyorsun
And you didn't care ve umursamadığın
So I'm floating ben süzülüyorum
Floating on air havada süzülüyorum ]
Oh.. yeah... ohh evet
No warning of such a sad song Of broken hearts bu kadar hüzünlü bir kırık kalpler şarkısı için uyarı yok
My dreams of fairy tales and fantasy, oh peri masalları ve fantazi rüyalarım
Were torn apart paramparça oldu
I lost my peace of mind kafamdaki huzuru kaybettim
Somewhere along the way yolda bir yerlerde
I knew there's come a time biliyorum ki bir gün gelecek
You'd hear me say beni duyacaksın
I'm sick and tired bıktım usandım
of always being sick and tired her zaman bıkıp usanmaktan
Nakarat x2
My love is on the line x6 Aşkım sınırda
(Everything I Do) I Do It For You - Bryan Adams Look into my eyes, you will see Gözlerimin içine bak, göreceksin
What you mean to me Benim için ne ifade ettiğini
Search your heart, search your soul Kalbini araştır, ve ruhunu
And when you find me there you'll search no more Ve beni bulduğunda daha fazla araştırmayaksın
Don't tell me it's not worth tryin' for Bana bunun denemeye değer olmadığını söyleme
You can't tell me it's not worth dyin' for Bana bunu ölmeye değer olmadığını söyleyemezsin
Nakarat: [ You know it's true Biliyorsun bu doğru
Everything I do, I do it for you Her şeyi yaparım, senin için yaparım ]
Look into my heart, you will find Kalbimin içine bak, bulacaksın
There's nothin' there to hide Orada saklayacak bir şey olmadığını
Take me as I am, take my life Beni olduğum gibi al, hayatımı al
I would give it all I would sacrifice Hepsini verirdim, feda ederdim
Don't tell me it's not worth fightin' for Bana bunun savaşmaya değer olmadığını söyleme
I can't help it there's nothin' I want more Elimde değil, daha fazla istediğim bir şey yok
Nakarat
There's no love, like your love Senin aşkın gibi hiçbir aşk yok
And no other could give more love Ve başka kimse daha fazla aşk sunamaz
There's nowhere unless you're there Eğer sen orada değilsen hiçbir yer yok
All the time all the way Her zaman ezelden ebede
Don't tell me it's not worth tryin' for Bana bunun denemeye değer olmadığını söyleme
I can't help it there's nothin' I want more Elimde değil, daha fazla istediğim bir şey yok
I would fight for you I'd lie for you Senin için dövüşürdüm, senin için yalan söylerdim
Walk the wire for you, ya I'd die for you Senin için telde yürürdüm, evet senin için ölürdüm
Have You Ever Really Loved A Woman - Bryan Adams
To really love a woman Bir kadını gerçekten sevmek için
To understand her you gotta know her deep inside Onu anlamak için ruhunun derinliklerini bilmelisin
Hear every thought see every dream Tüm düşüncelerini duymalı tüm hayallerini görmeli
N' give her wings when she wants to fly Ve uçmak istediğinde ona kanatlar vermelisin
Then when you find yourself lyin' helpless in her arms Sonra kendini çaresizce onun kollarında yatarken bulduğunda
Ya know ya really love a woman Bilirsin ki gerçekten bir kadını seviyorsun
Nakarat:
[ When you love a woman you tell her that she's really wanted Bir kadını sevdiğinde ona gerçekten istendiğini söyle
When you love a woman you tell her that she's the one Bir kadını sevdiğinde ona biricik olduğunu söyle
Cuz she needs somebody to tell her that it's gonna last forever Çünkü bunun sonsuza dek süreceğini söyleyecek birine ihtiyacı var
So tell me have you ever really really really ever loved a woman? Öyleyse söyle bana hiç gerçekten, gerçekten ama gerçekten bir kadını sevdin mi? ]
To really love a woman Bir kadını gerçekten sevmek için
Let her hold you til ya know how she needs to be touched Sana sarılmasına izin ver, onun dokunulmaya ne kadar ihtiyacı olduğunu anlayana kadar
You've gotta breathe her really taste her Onu solumalısın, onu gerçekten tatmalısın
Til you can feel her in your blood Onu kanında hissedene kadar
N' when you can see your unborn children in her eyes Ve doğmamış çocuklarınızı onun gözlerinde gördüğünde
Ya know ya really love a woman Bilirsin ki gerçekten bir kadını seviyorsun
Nakarat
You got to give her some faith hold her tight Ona inanç vermelisin, onu sıkıca sarmalısın
A little tenderness, gotta treat her right Birazcık hassasiyet, ona iyi davranmalısın
She will be there for you, takin' good care of you Hep yanında olacak, sana iyi bakacak
Ya really gotta love your woman... Kadınını gerçekten sevmelisin
Benim İçin Ağlar mısın?
Beni anladıklarını söylüyorlar Hiç kimse beni anlayamaz Hiç kimse... * Benim içimdeki masum şeytanı kim anlayabilir ki? Ben, bu gördüğünüz ceset değilim Benim içimdeki yaratığın gözyaşlarını kim görebilir ki? Korkuyorum, anlayamazsınız işte, ölmeliyim Ölmeli ve korkularımdan kurtulmalıyım. * Ben, onun sana zarar vermesinden korkuyorum Beni bu huzurdan çıkarmandan Belki de beni anlamandan korkuyorum. * Hiç kimse beni anlayamaz Hiç kimse... * Soluduğum hava bile boğazımda düğümleniyor o da benden yana, benim gibi yalnız, benim gibi korkak. Anlıyor musun? Ben sevilmekten korkuyorum Beni sevmenden, beni acılarımdan ayırmandan korkuyorum. * Artık bu uzun merdivenin son basamağındayım Önümdeki sonsuz uçurum bana sevgiyi hatırlatsa da Uçurum beni senden uzaklaştıracak biliyorum. İçimdeki karanlık beni zorluyor, buna mecburum, anlıyor musun? * Hiç kimse beni anlayamaz Hiç kimse... * Sevgi içimdeki küçük çocuğu sevebilir mi ki? Hıçkırıklarını duyuyor musun? Sevgi onun ıstıraplı geçmişini silebilir mi ki? Artık dayanamıyor, anlıyor musun? * Hergün ölüyordum zaten, benim için değişiklik değil bu Aslında ölümün sonu bu, o da ölüyor benle. Hiç ağlayan bir ceset gördün mü? Şimdi gözlerimden iki damla yaş dökülüyor sevginle birlikte. * İçimdeki yaşlar sel oldu, taştı, anlıyor musun? İçimdeki o canlı boğuldu ve kurtuldu artık Sadece cesetini bekliyor, her şey bitecek. Masumiyetimi neden öldürmek istediğimi anlıyor musun? * Hiç kimse beni anlayamaz Hiç kimse... * Bu dikenli yolun sonu artık gelmeli Sevgiler beni terk etmeli. İçimdeki setler yıkıldı tutamam gözyaşlarımı. * Hey sen! Beni öldüren korkularımın nedeni Görüyor musun onları? Duyuyor musun meleklerin çığlıklarını? * Hey sen! Beni ağlatan sevginin sahibi Ben öldüğümde O küçük çocuğun gerçek yüzünü gördüğünde Benim senin için ağladığım gibi Sen de benim için ağlar mısın? .
Please Forgive Me - Bryan Adams
Still feels like our first night together, Hala birlikte olduğumuz ilk geceki gibi hissediyorum.
Feels like the first kiss, İlk öpüşmemiz gibi.
It's gettin' better. baby, no one can better this. Daha iyileşiyor.bebeğim, kimse bunu daha iyi yapamaz.
Still holdin' on, you're still the one. Hala inanıyorum, Sen hala teksin.
First time our eyes met, İlk kez gözlerimiz kesiştiğinde,
Same feelin' I get, aldığım duygular aynıydı,
Only feels much stronger, Sadece hisler çok daha güçlü,
Wanna love you longer. seni daha uzun süre sevmek istiyorum
You still turn the fire on. Sen hala ateşi yakıyorsun,
So if you're feelin' lonely, don't, Eğer kendini yalnız hissediyorsan, hissetme,
You're the only one I ever want. Sen benim tek istediğimsin,
I only wanna make it good, Ben sadece bunu iyileştirmek istiyorum.
So if I love you a little more than I should, Eğer seni sevmem gerekenden birazcık daha fazla sevebilirsem,
Please forgive me, I know not what I do, Lütfen Beni affet, Ne yaptığımı bilmiyorum,
Please forgive me, I can't stop lovin' you, Lütfen beni affet, Seni sevmeyi önleyemem,
Don't deny me, this pain I'm goin' through, Beni inkar etme, yaşadığım bu acıyı,
Please forgive me, if I need you like I do. Lütfen beni affet, sana ihtiyacım var,
Please believe me every word I say is true, Lütfen bana inan, her söylediğim kelime doğru,
Please forgive me, I can't stop lovin' you. Lütfen beni affet, Seni sevmeyi önleyemem.
Still feels like our best times are together, Hala birlikte geçirdiğimiz en iyi zamanlarımızdaki gibi hissediyorum,
Feels like the first touch, İlk dokunuş gibi,
Still gettin' closer, baby, can't get close enough, Hala yaklaşıyorum,bebeğim, yeteri kadar yakın olamıyorum,
Still holdin' on, still number one. Hala inanıyorum, sen hala bir numarasın,
I remember the smell of your skin, Teninin kokusunu hala hatırlıyorum,
I remember everything, Herşeyi hatırlıyorum,
I remember all your moves, Bütün hareketlerini hatırlıyorum,
I remember you. Seni Hatırlıyorum.
I remember the nights, ya know I still do. Geceleri hatırlıyorum, biliyorsun hala hatırlıyorum.
One thing I'm sure of Bir şeyden eminim
Is the way we make love Nasıl seviştiğimizden.
And one thing I depend on Ve birşeye güveniyorum,
Is for us to stay strong. Bizim için güçlü kalmak.
With every word and every breath I'm prayin', Her kelimede ve her nefeste dua ediyorum,
That's why I'm sayin' Bu yüzden söylüyorum.
Please forgive me, I know not what I do, Lütfen Beni affet, Ne yaptığımı bilmiyorum,
Please forgive me, I can't stop lovin' you, Lütfen beni affet, Seni sevmeyi önleyemem,
Don't deny me, this pain I'm goin' through, Beni inkar etme, yaşadığım bu acıyı,
Please forgive me, if I need you like I do. Lütfen beni affet, sana ihtiyacım var,
Babe believe me every word I say is true, Bebeğim bana inan, her söylediğim kelime doğru,
Please forgive me, I can't stop lovin' you. Lütfen beni affet, Seni sevmeyi önleyemem.
Never leave me, I don't know what I'd do, Beni hiç terketme, Ne yapardım bilmiyorum,
Please forgive me, I can't stop lovin' you. Lütfen beni affet, Seni sevmeyi önleyemem.
1
tohumlar geliştikçe çiçeklenir
ömür tükendikçe değerleşir
yaşam çiçeklenip değerleştikçe
ölüm serpilip gelişir
sönen yıldızlar gibi tükenecek ömrümüz
ölümün çekimine kapılmış yaşam
ne kadar çabalarsan çabala
gücün yok çekiminden kurtulmaya
ağır ağır
yavaş yavaş
dönüşürken ipek böceği kelebeğe
acısız sevda çekmek de zor
ölüp gitmek de
2
yolunu şaşırmış karınca
uzaktan gelip geçenlere bakıp
oturmuş da çekirdek yiyor
kalabalıkta böcek gibidir
ezildi ezilecek korkuyor insan
öylesine tedirgin ki
içinde korkunun bacası
dehşet tüter dumanı
yalnızlık içinde
her an tetikte
basıverecek düğmeye yok olmadan
yok edecek kendini
korku içinde
bulacak cesareti
buldu mu bir de bir insanı
dost bilecek paylaşacak sevgiyi
hissetmektense toprak anayı
daha nice seyretmeli
gökyüzünden süzülen ışığı
gidenlerin çoğaldığı yerde
inatla direnmek yaşamaya
böcek gibi korkmaktansa
karınca gibi şaşırmak yolunu
dikmektir anıtını baş köşeye
talan edilmiş sevgilerin
gün geceye ulaşırken bir türkü çığırır
gecenin buna yanıtı ayrılık olur
bir tarafında güneş ötekinde ay
güneş ve ay ortasında bir yaşam
güneşin gülerken
ayın ağladığı vakitler
bir insanın sevdalandığı andır
insanlar
birbirinden ayrı kalınca mı ne
en çok
sevdiklerini düşünürler
işte o zamandır
korkuyu yendikleri an
3
düşünce düşünür insan
neden düşmeden önce düşünmediğini
düşebileceğini
sevince düşünür insan
neden sevmeden önce düşünmediğini
sevebileceğini
yaşamın bir bütün olsa
sevgin yine de böler bu bütünü
ve aramaya başlar milyonlarca parça içinde
ait olabileceği en değerli parçayı
özde insan ama
özgünlüğü yok oluyor
özgür insanı ararken
özgürlük hayal oluyor
çünkü özünde özgürdür insan
neden esirleşmeden önce özgürlüğünü
özümsediği an
günden güne güneşli günlere günlerce bir yol
işte orada tam karşında
cesaretin yoksa hiç gözlerini açma sakın
korkaklığının bir onayı olacaktır
buz tutmuş yüreğin
gözlerin güneşi gördüğü an
4
demirden örülmüş her bir halkası esirliğimizin
bir yanılsaması içindeyiz zamanın
mutluluğumuz zincirlenmiş zamana
oysa an ve an yitip gidiyor zaman hüzün içinde
ne bekliyorsak gelecekten güzel olan
güzel olan kafandaki kadın gibi
sana bugünden bulaşmış tohumları
hasat zamanı kesilen buğdayların
onu gördüğün zaman
kısalıyorsa birden
arasındaki zaman nefes alış verişlerinin
sıfır noktasına ulaşmadan
ölüm çiçeklerini koklamadan
yaşamaya bak hiçbir şeyi sorgulamadan
kar benekli gri dağların
ayıbını örtünce beyaz bulutlar
zirveye ulaştığında göreceksin
bembeyaz bir denizin
gri donmuş dalgalarını
özgürlüğün beyaz denizlerde yüzmek ise
özgürlüğün beyaz denizlerde yediğin vurgun olacaktır
özgürlüğün en derinlerde
cesur bir yalnızlığın olacaktır
bırak paylaşsınlar
özgürlüğünden arta kalanı
leş yiyen zirve kuşları
5
yitik bir esrikliğin içinde
çekmek sevdayı
bengi bir acıyı gösterir
yüreğimdeki aşk ibresi
aslında kirvesiyiz bu çelimli dünyanın
hoşurluğumuzla işimiz ne sevda yollarında
gezginliğimiz bu yüzden etmiyor beş para
gecesi dinmeyen gözlerim
bir ezgi tutturmuş her nasılsa
geçip gitmiş zamanı yakalayamadan
anıların telaşına
bir gün
bir gece
arada
üzüntü
gizem
düşünce
yolculuk beklemekten daha keyifli
beklemek ise daha kederli ve daha uzun
salkım salkım saçaklanmış damarlarımda düşünce
o düşünce ki evrendeki tek gezgin
konakladığı insanlarda yol gösteren bizlere
6
yaşamın delicesine fışkırmalı kaynağından
unutmalısın yaşayamadıklarını
yaşadıklarınsa doğumun ve ölümüne yakışmalı
her an ve her saniye
nerede olursan ol
kiminle veya kimsesiz
hatırlaman gereken tek bir gerçek
her şey bir son taşır
ve her son bir başlangıçtır
hayatının her milisaniyesinde
o kadar çok son ve başlangıç olacak ki
özünde beslediğin o yüce sevgiyi
korudukça her bir yıldız kayışında
dimdik ayakta duracaksın ölümünde bile
yaşamın kar tanesi
yağmur damlası
gök gürültüsü
gözyaşı
yaşamın o kadar kısa ki
ve o kadar da güzel
anlamadan yaşamış olsan da
biriktirdiğin anılarını
belki de hiç göremeyeceksin
kendini yaşadığın anı
kavramalısın artık taşıdığın
canı ruhu değil
bilgiyi ve sevgiyi
yüz yıllar ötesinden
sana ulaşan ulaştırılan
seninle olması istenen
bunun için savaşılan
ve kazanılan sevgiyi
kaybetme hemen öyle
umutsuz karamsar sıkıntılı
yağmurlu bir günün akşamı
aç ve parasız yalnızlığının
sonlanmayan soluk alışlarında
yaşadıkların nehirlerle toplanır denizinde
bütün sevginle dalabilirsen denizine
boğulmadan yüzebilirsen kendi denizinde
baki olan sen olmasan da
bir deniz bırakacaksın yeryüzünde
7
arkamızda uzar gider
yol aldığımız ıssız gece
koynunda üreyen yalnızlıklara
şafağı bekleyen gözlerde oluşur
sarımtırak bir parıltı
ve karanlık yüzlerde sarının bütün tonları
o sis perdesi
o sessizlik
tatlı bir koku gündüzün soluk alışı
ulaşmıştır karşı dağlara güneş bizden çok önce
dağlar donmuş dalgaları
kıyısından sonsuzluğa ayrıldığımız denizin
kuşların kanat çırpışıyla rüzgar
döndürüyor suratıma çarpa çarpa
tok karnına yel değirmenlerini
toprağın ihanetidir aşkımın adı
arkamızda uzar gider
gündüzün soluk alışı
uyan toprak ana uyan
bulutların şiddeti gözyaşı dolu
her şeye karşın yaşat
sana sığınan son sevdayı
içimdeki gökyüzü
hala güneş kaplı
8
varlığım sonsuz bir sır
ya da sonlu
soysuz ya da soylu
varlığım soluğumdan ibaret
soluğum çınar yaprağı
karınca yolu
gün doğumu
titrek çünkü geçmişten akar
şimdi coşkulu
umutlu çünkü geleceğe koşar
boz yağmurların
renksiz bulutları
ciğerlerimdeki soluğun dumanı
soluk aldın mı yaşayacaksın
hakkını vereceksin yaşadıklarının
yaşadın mı soluk alacaksın
hakkını alacaksın yaşadıklarının
çınar yaprağına
karınca yoluna
gün doğumuna
sakın borcunu unutma
9
aniden binlerce atın coşkusuyla şahlanan düşünce
geride kalan sıcak tozlu bir bekleyiş
yelesel bir ürperiş sararken yalnızlığımı
hiç umulmadık bir anda giyiveriyorum
kendime biçilen kaderi
10
sıfırlaşıyorum bazen
çarptıkça hiçleşiyor insan yüzleri
geriye kalan sadece
taze yürek çırpıntısı
anlamını yitiren her şey gibi
anılarda gizleniyor güncem
sıfırın kuvveti yok etmeden
bendeki müziğin bütün ezgisini
11
asparagus yetişiyor bozkırlarında yüreğimin
depreşiyor sevdalarım densizleşiyorum birden
birden çatılıyor kaşlarım sonra bir çaveladayım çaresiz
pullarımda ebemkuşağı
ağzımda çayırotu
yüreğimde asparagusla
çavelada bir balık
12
yıllar azrailin arşınladığı yollar
ak işaretler geride bıraktıklarımız
ve sonsuz güzellik
yaşayacak çok şey vardı önceden
ulaşamadan yarım kalmış umutlar
13
beynin içinde kaldığı karanlığa
kitabın bıçakla saldırışı
duvara yapışmış iyi bir sivrisinek
güvercin üstü ‘peace’ yazısı
isa'nın dali’nin fırçasından
çarmığa gerilişi
duvara tabandan yapıştırılmış sultan ahmet çeşmesi
güneşi tutacağını zanneden bir el
iki üç memleket fotoğrafı
ve uyumu bozan bir yaşam
14
gökyüzünden yeryüzüne
akar da akar yağmurlar
yeryüzünden gökyüzüne
buhar olur sevdalar
güneş batar ay doğar
boğar gecenin karanlığını
dünden kalan umutlar
güneş açar ay kaçar
yapar yuvasını aydınlığın
gökyüzüne uçan çocuklar
15
ışığını güneş vurur aya
ay vurur geceye
düşüm aydınlanır
kılığında beyaz bir güvercinin
sürünür ışığını ay, geceme
beyaz bir atın yelesini
çıplaklığıyla örtünen genç kız gibi
ılık ılık bir nehir
akar saçaklı yollarıyla
gümüşten bir geçmişe
altından anılar çizerek
yağmur çiseler
bir yol daha bulunur yaşamak için
gündüz olur
gece arınır kirinden
şafakla birlikte
dağılır yıldızlar ve ay ve karanlık
deniz kokusu sarar yalnızlığı
sevdasız kalınca gökyüzü
dalıp gittiğim yıldız kümesi
aysız gecede bir sevdaya
tutulmak gibi
yitip giden aydınlığı gecenin
ve yanıtı ayrılık olur
türküsüne günün
16
öyle bir sevda ki bu
ne seni kapsar
ne de beni
öyle bir sevda ki bu
ne doğduğu an belli
ne de öleceği
17
tohumların çiçeğe durması
nasıl dağıtırsa arının açlığını
öyledir sevdan
çırılçıplak bırakır
nasırlaşan yüreğimi
18
güneş daha genç yarına göre
çiçekler daha taze bugün
bizler sevgilim
daha yaşlıyız düne göre
ama düşüncelerimiz
uğruna ölmek için dingin sevgimiz
bugün daha da kan dolu
gençliğine sürmüş bizi
taşır yarınlara
19
atacağım kendimi
aşağıdan yukarıya yerçekimsiz aşkım
sudaki görüntüsü göğün
derinliğim olacak
ve aşkım özgürlüğüm için
kelepçeli yüreğime bulut
coşkusu
mutluluğu
yağmur içinde saklı
hiddetlenmeye görsün bir kez yüreğim
çaktımıydı bin bir vatlı bulutlar birbirine
sen yağacak yağmuru seyret o zaman
biricik yüreğine
20
gözlerim mahpusumun kapısı
görüş günü günlük güneşlik
mahpusta bir sevda
nabız atan can kokan
mahpusumun damarları
günlük güneşlik bahar dalları
21
bir çok şiirde buldum seni
seni gösteren sözcüklerle
sarmaş dolaş oldum her gece
çünkü gece okurum ben şiirleri
çünkü gece okunur şiir dediğin
güneşte durmuş da
ayva sarısı açmış güzelliğin
yapraktaki çekingen yağmurcuk gibi
damla damla şarap olmuş da
ellerimde kaybolmuş tuttuğum bedenin
deniz tutmuş ellerinden
ellerin hayalimdeki gibi
yüreğinden daha hafif
şiir değil mi kapsayan
seni de beni de
o rüzgarlı gecede
bizi birlikte kılan
ANASTACİA LEFT OUTSİDE
All my life I’ve been waiting
Hayatım boyunca bekledim
For you to bring a fairy tale my way
Yoluma bir peri masalı çıkarmanı
Been living in a fantasy without meaning
Anlamsız bir hayal dünyasında yaşıyrdum
It’s not okay I don’t feel safe
Bu iyi değil, güvende hissetmiyorum
I don't feel safe..
Güvende hissetmiyorum
Ohhh..
Left broken empty in despair
Kırık ve boş şekilde umutsuzluğa terk edildim
Wanna breath can’t find air
Nefes almak istiyorum, hava bulamıyorum
Thought you were sent from up above
Senin yukarılardan gönderildiğini sanmıştım
But you and me never had love
Ama sen ve ben hiç aşık yaşamadık
So much more I have to say
Çok daha fazlasını söylemem gerek
Help me find a way
Bir yol bulmama yardım et
Nakarat
And I wonder if you know
Merak ediyorum biliyor musun
How it really feels
Gerçekten nasıl hissettirdiğini
To be left outside alone
Dışarda yalnız bırakılmanın
When it’s cold out here
Hava soğuk olduğunda
Well maybe you should know
Belki bilmen gerek
Just how it feels
Nasıl hissettirdiğini
To be left outside alone
Dışarda yalnız bırakılmanın
To be left outside alone
Dışarda yalnız bırakılmanın
I tell ya..
Sana söylüyorum
All my life I’ve been waiting
Hayatım boyunca bekledim
For you to bring a fairy tale my way
Yoluma bir peri masalı çıkarmanı
Been living in a fantasy without meaning
Anlamsız bir hayal dünyasında yaşıyrdum
It’s not okay I don’t feel safe
Bu iyi değil, güvende hissetmiyorum
I need to pray
Dua etmem gerek
Why do you play me like a game?
Neden benimle bir oyun gibi oynuyorsun
Always someone else to blame
Hep Başka birini suçluyorsun
Careless, helpless little man
Dikkatsiz, çaresiz küçü adam
Someday you might understand
Bir gün anlayabilirsin
There’s not much more to say
Söyleyecek daha fazla bir şey yok
But I hope you find a way
Ama umarım bir yol bulursun
Still I wonder if you know
Hala merak ediyorum biliyor musun
How it really feels
Gerçekten nasıl hissettirdiğini
To be left outside alone
Dışarda yalnız bırakılmanın
When it’s cold out here
Hava soğuk olduğunda
Well maybe you should know
Belki bilmen gerek
Just how it feels
Nasıl hissettirdiğini
To be left outside alone
Dışarda yalnız bırakılmanın
To be left outside alone
Dışarda yalnız bırakılmanın
I tell ya..
Sana söylüyorum
All my life I’ve been waiting
Hayatım boyunca bekledim
For you to bring a fairy tale my way
Yoluma bir peri masalı çıkarmanı
Been living in a fantasy without meaning
Anlamsız bir hayal dünyasında yaşıyrdum
It’s not okay I don’t feel safe
Bu iyi değil, güvende hissetmiyorum
I need to pray
Dua etmem gerek
Ohhh. Pray...
Ohhh Dua...
Ohh.. Heavenly father..
Ohh..Yüce Tanrım...
Ohh..Save me.. Ohhhh..
Ohh,Kurtar beni..Ohhh.
Whoaooooaoooooo
And I wonder if you know
Ve merak ediyorum biliyor musun
How it really feels
Gerçekten nasıl hissettirdiğini
To be left outside alone
Dışarda yalnız bırakılmanın
When it’s cold out here
Hava soğuk olduğunda
Well maybe you should know
Belki bilmen gerek
Just how it feels
Nasıl hissettirdiğini
To be left outside alone
Dışarda yalnız bırakılmanın
To be left outside alone
Dışarda yalnız bırakılmanın
All my life I’ve been waiting
Hayatım boyunca bekledim
For you to bring a fairy tale my way
Yoluma bir peri masalı çıkarmanı
Been living in a fantasy without meaning
Anlamsız bir hayal dünyasında yaşıyrdum
It’s not okay I don’t feel safe
Bu iyi değil, güvende hissetmiyorum
I need to pray
Dua etmem gerek
Sick And Tired - Anastacia
My love is on the line
aşkım sınırda
A little late for all the things you didn't say
söylemediğin herşey için birazcık geç
I'm not sad for you
senin için üzgün değilim
But I'm sad for all the time I had to waste
ama boşa harcamak zprunda kaldığım onca zaman için üzgünüm
'Cause I learned the truth
çünkü gerçeği biliyorum
Your heart is in a place I no longer wanna be
kalbin artık olmak istemediğim bir yerde
I knew there'd come a day
biliyorum bir gün gelecek
I'd set you free
seni özgür bırakacağım
Cause I'm sick and tired
çünkü bıktım ve usandım
Of always being sick and tired
her zaman bıkıp usanmaktan
Nakarat:
[ Your love isn't fair
aşkın adil değil
You live in a world where you didn't listen
sen dinlemediğin bir dünyada yaşıyorsun
And you didn't care
ve umursamadığın
So I'm floating
ben süzülüyorum
Floating on air
havada süzülüyorum ]
Oh.. yeah...
ohh evet
No warning of such a sad song Of broken hearts
bu kadar hüzünlü bir kırık kalpler şarkısı için uyarı yok
My dreams of fairy tales and fantasy, oh
peri masalları ve fantazi rüyalarım
Were torn apart
paramparça oldu
I lost my peace of mind
kafamdaki huzuru kaybettim
Somewhere along the way
yolda bir yerlerde
I knew there's come a time
biliyorum ki bir gün gelecek
You'd hear me say
beni duyacaksın
I'm sick and tired
bıktım usandım
of always being sick and tired
her zaman bıkıp usanmaktan
Nakarat x2
My love is on the line x6
Aşkım sınırda
(Everything I Do) I Do It For You - Bryan Adams
Look into my eyes, you will see
Gözlerimin içine bak, göreceksin
What you mean to me
Benim için ne ifade ettiğini
Search your heart, search your soul
Kalbini araştır, ve ruhunu
And when you find me there you'll search no more
Ve beni bulduğunda daha fazla araştırmayaksın
Don't tell me it's not worth tryin' for
Bana bunun denemeye değer olmadığını söyleme
You can't tell me it's not worth dyin' for
Bana bunu ölmeye değer olmadığını söyleyemezsin
Nakarat:
[ You know it's true
Biliyorsun bu doğru
Everything I do, I do it for you
Her şeyi yaparım, senin için yaparım ]
Look into my heart, you will find
Kalbimin içine bak, bulacaksın
There's nothin' there to hide
Orada saklayacak bir şey olmadığını
Take me as I am, take my life
Beni olduğum gibi al, hayatımı al
I would give it all I would sacrifice
Hepsini verirdim, feda ederdim
Don't tell me it's not worth fightin' for
Bana bunun savaşmaya değer olmadığını söyleme
I can't help it there's nothin' I want more
Elimde değil, daha fazla istediğim bir şey yok
Nakarat
There's no love, like your love
Senin aşkın gibi hiçbir aşk yok
And no other could give more love
Ve başka kimse daha fazla aşk sunamaz
There's nowhere unless you're there
Eğer sen orada değilsen hiçbir yer yok
All the time all the way
Her zaman ezelden ebede
Don't tell me it's not worth tryin' for
Bana bunun denemeye değer olmadığını söyleme
I can't help it there's nothin' I want more
Elimde değil, daha fazla istediğim bir şey yok
I would fight for you I'd lie for you
Senin için dövüşürdüm, senin için yalan söylerdim
Walk the wire for you, ya I'd die for you
Senin için telde yürürdüm, evet senin için ölürdüm
Have You Ever Really Loved A Woman - Bryan Adams
To really love a woman
Bir kadını gerçekten sevmek için
To understand her you gotta know her deep inside
Onu anlamak için ruhunun derinliklerini bilmelisin
Hear every thought see every dream
Tüm düşüncelerini duymalı tüm hayallerini görmeli
N' give her wings when she wants to fly
Ve uçmak istediğinde ona kanatlar vermelisin
Then when you find yourself lyin' helpless in her arms
Sonra kendini çaresizce onun kollarında yatarken bulduğunda
Ya know ya really love a woman
Bilirsin ki gerçekten bir kadını seviyorsun
Nakarat:
[ When you love a woman you tell her that she's really wanted
Bir kadını sevdiğinde ona gerçekten istendiğini söyle
When you love a woman you tell her that she's the one
Bir kadını sevdiğinde ona biricik olduğunu söyle
Cuz she needs somebody to tell her that it's gonna last forever
Çünkü bunun sonsuza dek süreceğini söyleyecek birine ihtiyacı var
So tell me have you ever really really really ever loved a woman?
Öyleyse söyle bana hiç gerçekten, gerçekten ama gerçekten bir kadını sevdin mi? ]
To really love a woman
Bir kadını gerçekten sevmek için
Let her hold you til ya know how she needs to be touched
Sana sarılmasına izin ver, onun dokunulmaya ne kadar ihtiyacı olduğunu anlayana kadar
You've gotta breathe her really taste her
Onu solumalısın, onu gerçekten tatmalısın
Til you can feel her in your blood
Onu kanında hissedene kadar
N' when you can see your unborn children in her eyes
Ve doğmamış çocuklarınızı onun gözlerinde gördüğünde
Ya know ya really love a woman
Bilirsin ki gerçekten bir kadını seviyorsun
Nakarat
You got to give her some faith hold her tight
Ona inanç vermelisin, onu sıkıca sarmalısın
A little tenderness, gotta treat her right
Birazcık hassasiyet, ona iyi davranmalısın
She will be there for you, takin' good care of you
Hep yanında olacak, sana iyi bakacak
Ya really gotta love your woman...
Kadınını gerçekten sevmelisin
Benim İçin Ağlar mısın?
Beni anladıklarını söylüyorlar
Hiç kimse beni anlayamaz
Hiç kimse...
*
Benim içimdeki masum şeytanı kim anlayabilir ki?
Ben, bu gördüğünüz ceset değilim
Benim içimdeki yaratığın gözyaşlarını kim görebilir ki?
Korkuyorum, anlayamazsınız işte, ölmeliyim
Ölmeli ve korkularımdan kurtulmalıyım.
*
Ben, onun sana zarar vermesinden korkuyorum
Beni bu huzurdan çıkarmandan
Belki de beni anlamandan korkuyorum.
*
Hiç kimse beni anlayamaz
Hiç kimse...
*
Soluduğum hava bile boğazımda düğümleniyor
o da benden yana, benim gibi yalnız, benim gibi korkak.
Anlıyor musun? Ben sevilmekten korkuyorum
Beni sevmenden, beni acılarımdan ayırmandan korkuyorum.
*
Artık bu uzun merdivenin son basamağındayım
Önümdeki sonsuz uçurum bana sevgiyi hatırlatsa da
Uçurum beni senden uzaklaştıracak biliyorum.
İçimdeki karanlık beni zorluyor, buna mecburum, anlıyor musun?
*
Hiç kimse beni anlayamaz
Hiç kimse...
*
Sevgi içimdeki küçük çocuğu sevebilir mi ki?
Hıçkırıklarını duyuyor musun?
Sevgi onun ıstıraplı geçmişini silebilir mi ki?
Artık dayanamıyor, anlıyor musun?
*
Hergün ölüyordum zaten, benim için değişiklik değil bu
Aslında ölümün sonu bu, o da ölüyor benle.
Hiç ağlayan bir ceset gördün mü?
Şimdi gözlerimden iki damla yaş dökülüyor sevginle birlikte.
*
İçimdeki yaşlar sel oldu, taştı, anlıyor musun?
İçimdeki o canlı boğuldu ve kurtuldu artık
Sadece cesetini bekliyor, her şey bitecek.
Masumiyetimi neden öldürmek istediğimi anlıyor musun?
*
Hiç kimse beni anlayamaz
Hiç kimse...
*
Bu dikenli yolun sonu artık gelmeli
Sevgiler beni terk etmeli.
İçimdeki setler yıkıldı tutamam gözyaşlarımı.
*
Hey sen! Beni öldüren korkularımın nedeni
Görüyor musun onları?
Duyuyor musun meleklerin çığlıklarını?
*
Hey sen! Beni ağlatan sevginin sahibi
Ben öldüğümde
O küçük çocuğun gerçek yüzünü gördüğünde
Benim senin için ağladığım gibi
Sen de benim için ağlar mısın? .
Please Forgive Me - Bryan Adams
Still feels like our first night together,
Hala birlikte olduğumuz ilk geceki gibi hissediyorum.
Feels like the first kiss,
İlk öpüşmemiz gibi.
It's gettin' better. baby, no one can better this.
Daha iyileşiyor.bebeğim, kimse bunu daha iyi yapamaz.
Still holdin' on, you're still the one.
Hala inanıyorum, Sen hala teksin.
First time our eyes met,
İlk kez gözlerimiz kesiştiğinde,
Same feelin' I get,
aldığım duygular aynıydı,
Only feels much stronger,
Sadece hisler çok daha güçlü,
Wanna love you longer.
seni daha uzun süre sevmek istiyorum
You still turn the fire on.
Sen hala ateşi yakıyorsun,
So if you're feelin' lonely, don't,
Eğer kendini yalnız hissediyorsan, hissetme,
You're the only one I ever want.
Sen benim tek istediğimsin,
I only wanna make it good,
Ben sadece bunu iyileştirmek istiyorum.
So if I love you a little more than I should,
Eğer seni sevmem gerekenden birazcık daha fazla sevebilirsem,
Please forgive me, I know not what I do,
Lütfen Beni affet, Ne yaptığımı bilmiyorum,
Please forgive me, I can't stop lovin' you,
Lütfen beni affet, Seni sevmeyi önleyemem,
Don't deny me, this pain I'm goin' through,
Beni inkar etme, yaşadığım bu acıyı,
Please forgive me, if I need you like I do.
Lütfen beni affet, sana ihtiyacım var,
Please believe me every word I say is true,
Lütfen bana inan, her söylediğim kelime doğru,
Please forgive me, I can't stop lovin' you.
Lütfen beni affet, Seni sevmeyi önleyemem.
Still feels like our best times are together,
Hala birlikte geçirdiğimiz en iyi zamanlarımızdaki gibi hissediyorum,
Feels like the first touch,
İlk dokunuş gibi,
Still gettin' closer, baby, can't get close enough,
Hala yaklaşıyorum,bebeğim, yeteri kadar yakın olamıyorum,
Still holdin' on, still number one.
Hala inanıyorum, sen hala bir numarasın,
I remember the smell of your skin,
Teninin kokusunu hala hatırlıyorum,
I remember everything,
Herşeyi hatırlıyorum,
I remember all your moves,
Bütün hareketlerini hatırlıyorum,
I remember you.
Seni Hatırlıyorum.
I remember the nights, ya know I still do.
Geceleri hatırlıyorum, biliyorsun hala hatırlıyorum.
One thing I'm sure of
Bir şeyden eminim
Is the way we make love
Nasıl seviştiğimizden.
And one thing I depend on
Ve birşeye güveniyorum,
Is for us to stay strong.
Bizim için güçlü kalmak.
With every word and every breath I'm prayin',
Her kelimede ve her nefeste dua ediyorum,
That's why I'm sayin'
Bu yüzden söylüyorum.
Please forgive me, I know not what I do,
Lütfen Beni affet, Ne yaptığımı bilmiyorum,
Please forgive me, I can't stop lovin' you,
Lütfen beni affet, Seni sevmeyi önleyemem,
Don't deny me, this pain I'm goin' through,
Beni inkar etme, yaşadığım bu acıyı,
Please forgive me, if I need you like I do.
Lütfen beni affet, sana ihtiyacım var,
Babe believe me every word I say is true,
Bebeğim bana inan, her söylediğim kelime doğru,
Please forgive me, I can't stop lovin' you.
Lütfen beni affet, Seni sevmeyi önleyemem.
Never leave me, I don't know what I'd do,
Beni hiç terketme, Ne yapardım bilmiyorum,
Please forgive me, I can't stop lovin' you.
Lütfen beni affet, Seni sevmeyi önleyemem.
I can't stop lovin' you.
Seni sevmeyi önleyemem