İdeal yarınlar, mutlu gelecek, huzurlu yaşam… Birbirine sıkıca kenetlenmiş ifadeler. Bu manidar terimler, eşsiz bir intizam içinde, duyusal açıdan şarkı notalarını çağrıştırıyor bana…
Sosyolojik perspektiflerle ideal gelecek denince, mazmunlaşmış hayaller kuruluyor. Düşünce aleminde ütopik ülkeler, sıra sıra diziliyor. 'Don Kişot' misali pembe maceralar almış başını gidiyor. Çoğu insan olgunlaşma döneminde 'gelecek kaygısı sendromu' geçiriyor. Sıra hayal kurmaya gelince insanlarımız Murat Kekili'nin 'Beni Kimse Tutamaz' adlı nostaljik şarkısıyla özdeşleşiyor.
Elbette ki hayatımız realizm çerçevesinde sınırlı kalmamalı, hayatımıza romantik bir boyut kazandırmayı da ihmal etmemeliyiz. Ancak düşünce ve hayallerimizde tutarlı davranmalıyız. Gerçekleşmesi mucize bile olmayan hayaller kurmamız abes olur.
Şimdi idealimdeki yarınlara – daha doğrusu hayallerime- başlayalım. Hayal kurarken özelden genele doğru; kişisel, toplumsal, yerel ve evrensel bir yol izlemenizi tavsiye ederim.
Kişisel ideallerim nelerdir?
Tamamen egoist dokulara sahip bir ideal kategorisidir. Meslek sahibi olmak, yeterli düzeyde geçinebilecek maddiyata sahip olmak, toplumda kalıcı bir saygınlığa sahip olmak ve mutlu bir aileye sahip olmak kişisel ideallerimin alt başlıklarını oluşturuyor.
Toplumsal ideallerim nelerdir?
Yaşadığım toplumda hoşgörü, sevgi, saygı ve birliktelik ön planda tutulmalıdır. Sınava hazırlıktan dolayı ara verdiğim yerel gazete ve dergi yazılarımda da daima vurguladığım gibi toplumlar arası sorunlara yapıcı olarak yaklaşılmalı, hiçbir zaman yıkıcı olunmamalıdır. Gelişme açısından kültürel etkileşime önem verilmelidir. Farklı toplumlar arasındaki tabular yıkılmalı, kin ve nefrete son verilmelidir. Belki de en önemlisi toplumsal eğitime azami derecede önem gösterilmelidir.
Yerel(ülkesel) ideallerim nelerdir?
Yaşadığım ülke Türkiye'de farklı dinlerden, farklı ırklardan, farklı renklerden, farklı düşüncelerden milyonlarca insan yaşamaktadır. Bu yaşayan insanların tümünün birbiriyle etkileşimi muhakkak oluyor. Zaman oluyor görüş çatışmaları yaşanıyor, zaman oluyor hepimizi muzdarip eden kavgalar meydana geliyor. Oysaki ben her anı barış ve kardeşlikle geçen bir ülkede yaşamak istiyorum. Birbirine kenetlenecek nesillerin yetiştirilmesini istiyorum. Düşünce ve maneviyat özgürlüğünün gelişmesini istiyorum. Çocukların aç yahut sahipsiz kalıp sokaklarda büyümesini, tüm anneleri gözyaşlarına boğduracak vukuatların meydana gelmesini istemiyorum.
Evrensel ideallerim nelerdir?
Bu kategorideki ideal gelecek hayallerim tüm insanları kapsıyor. Günümüzde ekonomik ve politik rant amaçlı savaşlar yapılıyor. Birilerinin menfaati uğruna milyonlarca insanın hayatına son veriliyor. Kentler yakılıp yıkılıyor. Savaş bölgelerindeki tüm çocuklar psikolojik sendrom geçiriyor. Annelerimiz, babalarımız daima isyanla ağlıyor. Bu bölümdeki ideallerimin gerçekleşmesi için daha çok yöneticilere iş düşüyor.
Dünya üzerinde ABD gibi ülkeler asırlık devlet planları hazırlıyor. Bu planları uğruna milyonlarca insanı katlediyorlar. İsrail gibi ülkeler 'din bahaneli' savaşlar yapıyor. Rusya ve İran gibi farklı ülkeler de nükleer silahlar üretip tüm insanların hayatını tehdit ediyor.
Ülkemizde demokrat bir gazetenin tabiriyle: Ayıptır, yazıktır, günahtır… Bunca kanlı ölümlere sebep olan savaşlara son verilmelidir. Irkçı değil hümanist düşüncelerle hareket edilmelidir. ' Yaradılanı severiz, yaradandan ötürü' felsefesi ilke edinilmelidir. Tüm dünya halklarının kardeşliği oluşturulmalıdır.
Paylaşma duygusu insanlığın içine sinmelidir. Milyonlarca insanımız açlık sınırında, hayatları tehdit altındadır. Dünya'nın farklı kıtalarında da yaşam seviyesi çok yüksek. Dünya üzerinde bir dengesizlik söz konusu. Bu evrensel sorunumuzu da paylaşma duygularımızı harekete geçirerek çözebiliriz. Evrensel bir kardeşlik bağı oluşturulmalı, herkes bu konuda sağduyulu davranmalıdır. Evrensel ideallerim, evrensel bir düzenle doğru orantılıdır.
Bunlar sadece olmasını istediğim hayallerim. Bulunduğumuz zaman diliminin değerini bilmeliyiz. Daha kötü durumdaki insanlarla kıyaslama yaparak hayatımıza daima şükretmeliyiz. Barınacak bir evimizin olması, birlikte yaşanılan bir ailemizin olması, yeterli düzeyde geçimimizin sağlanması hayata pozitif bakmamız için yeterli nedenler. En azından yaşadığımız için çok şanslıyız.
İnsan anatomisinde farklı organlar var. Her bir organımızın maddi değeri ölçülemez. Nefes almak, görmek, koklamak, duymak gibi paha biçilmez hazinelerimiz var. Geçmişten ders almalı, yaşadığımız anın değerini bilmeli, geleceğe yönelmeliyiz.
Sosyolojik perspektiflerle ideal gelecek denince, mazmunlaşmış hayaller kuruluyor. Düşünce aleminde ütopik ülkeler, sıra sıra diziliyor. 'Don Kişot' misali pembe maceralar almış başını gidiyor. Çoğu insan olgunlaşma döneminde 'gelecek kaygısı sendromu' geçiriyor. Sıra hayal kurmaya gelince insanlarımız Murat Kekili'nin 'Beni Kimse Tutamaz' adlı nostaljik şarkısıyla özdeşleşiyor.
Elbette ki hayatımız realizm çerçevesinde sınırlı kalmamalı, hayatımıza romantik bir boyut kazandırmayı da ihmal etmemeliyiz. Ancak düşünce ve hayallerimizde tutarlı davranmalıyız. Gerçekleşmesi mucize bile olmayan hayaller kurmamız abes olur.
Şimdi idealimdeki yarınlara – daha doğrusu hayallerime- başlayalım. Hayal kurarken özelden genele doğru; kişisel, toplumsal, yerel ve evrensel bir yol izlemenizi tavsiye ederim.
Kişisel ideallerim nelerdir?
Tamamen egoist dokulara sahip bir ideal kategorisidir. Meslek sahibi olmak, yeterli düzeyde geçinebilecek maddiyata sahip olmak, toplumda kalıcı bir saygınlığa sahip olmak ve mutlu bir aileye sahip olmak kişisel ideallerimin alt başlıklarını oluşturuyor.
Toplumsal ideallerim nelerdir?
Yaşadığım toplumda hoşgörü, sevgi, saygı ve birliktelik ön planda tutulmalıdır. Sınava hazırlıktan dolayı ara verdiğim yerel gazete ve dergi yazılarımda da daima vurguladığım gibi toplumlar arası sorunlara yapıcı olarak yaklaşılmalı, hiçbir zaman yıkıcı olunmamalıdır. Gelişme açısından kültürel etkileşime önem verilmelidir. Farklı toplumlar arasındaki tabular yıkılmalı, kin ve nefrete son verilmelidir. Belki de en önemlisi toplumsal eğitime azami derecede önem gösterilmelidir.
Yerel(ülkesel) ideallerim nelerdir?
Yaşadığım ülke Türkiye'de farklı dinlerden, farklı ırklardan, farklı renklerden, farklı düşüncelerden milyonlarca insan yaşamaktadır. Bu yaşayan insanların tümünün birbiriyle etkileşimi muhakkak oluyor. Zaman oluyor görüş çatışmaları yaşanıyor, zaman oluyor hepimizi muzdarip eden kavgalar meydana geliyor. Oysaki ben her anı barış ve kardeşlikle geçen bir ülkede yaşamak istiyorum. Birbirine kenetlenecek nesillerin yetiştirilmesini istiyorum. Düşünce ve maneviyat özgürlüğünün gelişmesini istiyorum. Çocukların aç yahut sahipsiz kalıp sokaklarda büyümesini, tüm anneleri gözyaşlarına boğduracak vukuatların meydana gelmesini istemiyorum.
Evrensel ideallerim nelerdir?
Bu kategorideki ideal gelecek hayallerim tüm insanları kapsıyor. Günümüzde ekonomik ve politik rant amaçlı savaşlar yapılıyor. Birilerinin menfaati uğruna milyonlarca insanın hayatına son veriliyor. Kentler yakılıp yıkılıyor. Savaş bölgelerindeki tüm çocuklar psikolojik sendrom geçiriyor. Annelerimiz, babalarımız daima isyanla ağlıyor. Bu bölümdeki ideallerimin gerçekleşmesi için daha çok yöneticilere iş düşüyor.
Dünya üzerinde ABD gibi ülkeler asırlık devlet planları hazırlıyor. Bu planları uğruna milyonlarca insanı katlediyorlar. İsrail gibi ülkeler 'din bahaneli' savaşlar yapıyor. Rusya ve İran gibi farklı ülkeler de nükleer silahlar üretip tüm insanların hayatını tehdit ediyor.
Ülkemizde demokrat bir gazetenin tabiriyle: Ayıptır, yazıktır, günahtır… Bunca kanlı ölümlere sebep olan savaşlara son verilmelidir. Irkçı değil hümanist düşüncelerle hareket edilmelidir. ' Yaradılanı severiz, yaradandan ötürü' felsefesi ilke edinilmelidir. Tüm dünya halklarının kardeşliği oluşturulmalıdır.
Paylaşma duygusu insanlığın içine sinmelidir. Milyonlarca insanımız açlık sınırında, hayatları tehdit altındadır. Dünya'nın farklı kıtalarında da yaşam seviyesi çok yüksek. Dünya üzerinde bir dengesizlik söz konusu. Bu evrensel sorunumuzu da paylaşma duygularımızı harekete geçirerek çözebiliriz. Evrensel bir kardeşlik bağı oluşturulmalı, herkes bu konuda sağduyulu davranmalıdır. Evrensel ideallerim, evrensel bir düzenle doğru orantılıdır.
Bunlar sadece olmasını istediğim hayallerim. Bulunduğumuz zaman diliminin değerini bilmeliyiz. Daha kötü durumdaki insanlarla kıyaslama yaparak hayatımıza daima şükretmeliyiz. Barınacak bir evimizin olması, birlikte yaşanılan bir ailemizin olması, yeterli düzeyde geçimimizin sağlanması hayata pozitif bakmamız için yeterli nedenler. En azından yaşadığımız için çok şanslıyız.
İnsan anatomisinde farklı organlar var. Her bir organımızın maddi değeri ölçülemez. Nefes almak, görmek, koklamak, duymak gibi paha biçilmez hazinelerimiz var. Geçmişten ders almalı, yaşadığımız anın değerini bilmeli, geleceğe yönelmeliyiz.