hayat kendi sonsuzluğunda devinirken bizler düşünceler arası düşüncesizce kendimizi başkalarını toprağı rüzgarı sıcağı açlığı bütün diye parçalı algılayışımızve içiçeliğiyle düşünemez haline geldik....merakın toplumsallaşması meselesinde hepbir idraksız bir yaşama hili...bilinçli bir maruziyet...gözün tahakkümüdür şu kendi tarihimiz açısından 40 50 yıllık süreç yaşananları anlamanın temel kuralı yaşadığın anın gerçekliği ise bu bütün vücudumuzca hissettiğimiz bir şeyken televizyon sayesinde derinlik algımızı kaybettik..insanın insana yaptığı zulümdür...her dizide rüyaya yatıyoruz kendi rüyamız diye....gözün gördüğünü uyurken yaşadıklarımızla çarpıştırıyoruz bilinç halinde...ve bunu beyin aracılığıyla yayıyor vücudumuza sana ona buna şuna şunlaradan toplanda gel:) şaka bir yana bütün bu toplamın etkisinde bencilliğimiz bir lodosa esir..bir yağmura toprağa buradanda bir kaya çıkar alsana bir kaya nerene dayarsan daya..sırtını kayaya yaslamak..bak geçmişzaman insanları kayaya çivi çakmışlar... korunaktırrüzgarda yağmurdan tipiden korursavaşta arkadan saldırılara karşı korur korurda korur dünyanın gizli su kaynakları kayalar.birde en güzel kaşınılan yerdirde:)benim öküzden ne farkımvar...yazık öküz arada insanlar tarafından aşağılanma haline gelmiş...halbuki ilk tarım bulunduğunda hemen evcilleştir5dikleri hayvanları yanlarında aç kalmamak için kullanmış...evrimle ilgili ......hep bir anlama isteği..anlamak tek kişilik değildir anlamayla yüksek sesle aaaa demek bir düzlemde iç içedirler..belkisiz hep böyleydi....yada şarlok holmsun belkisiyle nivtonun ki belki aynıdır:)
insanı hayatı ve tarihı yeniden anlamaya dair düşünceler.isterim sizinde düşünmenizi...bu yaşadığımız saçmalıklarla geçiştirmek işin en kolay yol olduğudur.bildiğimse sadece bize öğretilenkısmı...öğrendiğimizse sadece yaşadıklarımız...gerçek....bir düşünür ...ben gerçekleri biliyorum bana hakikate söyle ..der..bu fasıl uzun bir konu bu....geçelim......bu bir kesinlik..gerçek..yaşadığımızın kanıtı bütün herşeyiyle...neyse geçelim bu faslı..... insan değişiyor..geriye dönüp bakmayacak kadar güzel hayat...ağır oldu değilmi...bilmem çok düşündüm bu konuda sanırım bütün sözcükler her anlamlarıyla kazılı ve gittikçe çoğalıyor...güzel olan bu....bütün her şeyiyle...hayatı gerçek kılan bu...bu gerçekle yüzleşebilmek kendin olmak..evet netameli bir konu ben meselesi.....farklı bir zihin coğrafyasında yaşıyoruz....bütün çelişkiler ilmeğini çözecek kadar bir ilmeğiz...matruşka misali aslında...aslında matruşka da iç içelikten değil dışa dönük çoğalmakla ilgili....doğurgan....dikkat edin kadın adı.....her neyse...bu bir doğulu kimlik...kendini yeniden tarif...doğu biziz artık..bu toprakların tartışması gereken bir konu...neyse.......
......kendimizi kime göre bi bok sanıyoruz meselesi mühim....hiçbir cevabım yok bu soruya..yabancılaşıyorum kendime biliyorum...cevabım yok ama..kestirip atamayacak kadar seviyorum..neyi mi....hımmm...önce insanı...ucu açık sözcükler ve motivasyonu kendinden...teferruat olsam.................ne ilginç sözcüklerimin sertlinğini kırmak için incitmek istemiyorum kimseyi................susmalıyım ...küfür....alayıma....iç içe.....yeter...
...geçmiş zaman hikayesidir ya her geçen an gibi..umudun bundan aşağı kalır bir yanı olmalı mı ..umudun diğer şeylerden farkı nedir ki..saf bir umut varmıdır ki..benim yaşadıklarımdan başka nasıl bir umut olabilir...hepsinide yaşayan ben değilmiyim her yaşadığım anda o soyut umut hep aynı soyutlukta değilmiydi...üzerinde düşünmek lazım...köşebucaksız halı altına süpürmeden...sadece aklıma geldi...
. ...bütün sakinliğimle seyrediyorum..kızgınlığımsız....sesim kadarım....bilmiyorum bildiğimse susmam gerektiği...söz söyleyesim gelmiyor....beklemeli...çift yönlü...bağırsam benden başka kimse susmaz....bir sorun var bu böyle olamaz....duble yol olsam tayyip gibi olurum giderim gelirim....zamanın islam anlayışı .. ben olsam yeter yeter ki ben olayım sesi bende mi teyyareyim..işe bak ....olmazsam ölürüm.:)))).. ..
tamam artık herşey kendince olgunlaştı...mevsiminden önce olanlar en temelde hastalıklıdır..........ilginç değilmi...doğa kendi arızasını kendi tanımlıyor...insanlar gibi....turgenyev dostoyevski dostluğu gibi ...aşk nefret ilişkisi...ikiside puşkine aşık..........işe bak bu topraklarda kim peki.....ne ilginç bu soruya verilecek her isim gerçektir....aklınıza kim geliyorsa....bu konu da ilginçtir....bu toprakların tekrar tartışması gerekiyor....hemde kendi sağlığı için......bu yeni bir durumdur eskisiyle uzaktan yakından alakası yok.....geleni anlamak zorundayız....verceğimiz her cavap bizi daha başka yapacak....idrakımız kadar olacağız...ne ilginç farkındayım çok kullanıyorum bunu yerine bişi bulana kadar ama bu böyle....bütün uykusuzluğuma sesleniyorum........ineceğin durağı unutma........................
..
aşk üzerine
biliyorum sevmenin ne demek olduğunu.beni benden çıkardığını...kişisel olarak bildiğim bir şey...saf bir aşk yok doğada..herşey birbirine bağlı ve birbirini tetikleyen bir döngü var doğada ..her gerçeği bünyesine alarak çizgisel zamanda var oluyor....aşk tamda bunun yabancılaşmış halidir...anti tezidir....varoluş yok oluşun bir yanı matematiksel gerçek bir yanıyla yaşamak denen bütün kavrayışımız...her şeyiyle................ .
hayat kendi sonsuzluğunda devinirken bizler düşünceler arası düşüncesizce kendimizi başkalarını toprağı rüzgarı sıcağı açlığı bütün diye parçalı algılayışımızve içiçeliğiyle düşünemez haline geldik....merakın toplumsallaşması meselesinde hepbir idraksız bir yaşama hili...bilinçli bir maruziyet...gözün tahakkümüdür şu kendi tarihimiz açısından 40 50 yıllık süreç yaşananları anlamanın temel kuralı yaşadığın anın gerçekliği ise bu bütün vücudumuzca hissettiğimiz bir şeyken televizyon sayesinde derinlik algımızı kaybettik..insanın insana yaptığı zulümdür...her dizide rüyaya yatıyoruz kendi rüyamız diye....gözün gördüğünü uyurken yaşadıklarımızla çarpıştırıyoruz bilinç halinde...ve bunu beyin aracılığıyla yayıyor vücudumuza sana ona buna şuna şunlaradan toplanda gel:) şaka bir yana bütün bu toplamın etkisinde bencilliğimiz bir lodosa esir..bir yağmura toprağa buradanda bir kaya çıkar alsana bir kaya nerene dayarsan daya..sırtını kayaya yaslamak..bak geçmişzaman insanları kayaya çivi çakmışlar... korunaktırrüzgarda yağmurdan tipiden korursavaşta arkadan saldırılara karşı korur korurda korur dünyanın gizli su kaynakları kayalar.birde en güzel kaşınılan yerdirde:)benim öküzden ne farkımvar...yazık öküz arada insanlar tarafından aşağılanma haline gelmiş...halbuki ilk tarım bulunduğunda hemen evcilleştir5dikleri hayvanları yanlarında aç kalmamak için kullanmış...evrimle ilgili ......hep bir anlama isteği..anlamak tek kişilik değildir anlamayla yüksek sesle aaaa demek bir düzlemde iç içedirler..belkisiz hep böyleydi....yada şarlok holmsun belkisiyle nivtonun ki belki aynıdır:)
insanı hayatı ve tarihı yeniden anlamaya dair düşünceler.isterim sizinde düşünmenizi...bu yaşadığımız saçmalıklarla geçiştirmek işin en kolay yol olduğudur.bildiğimse sadece bize öğretilenkısmı...öğrendiğimizse sadece yaşadıklarımız...gerçek....bir düşünür ...ben gerçekleri biliyorum bana hakikate söyle ..der..bu fasıl uzun bir konu bu....geçelim......bu bir kesinlik..gerçek..yaşadığımızın kanıtı bütün herşeyiyle...neyse geçelim bu faslı..... insan değişiyor..geriye dönüp bakmayacak kadar güzel hayat...ağır oldu değilmi...bilmem çok düşündüm bu konuda sanırım bütün sözcükler her anlamlarıyla kazılı ve gittikçe çoğalıyor...güzel olan bu....bütün her şeyiyle...hayatı gerçek kılan bu...bu gerçekle yüzleşebilmek kendin olmak..evet netameli bir konu ben meselesi.....farklı bir zihin coğrafyasında yaşıyoruz....bütün çelişkiler ilmeğini çözecek kadar bir ilmeğiz...matruşka misali aslında...aslında matruşka da iç içelikten değil dışa dönük çoğalmakla ilgili....doğurgan....dikkat edin kadın adı.....her neyse...bu bir doğulu kimlik...kendini yeniden tarif...doğu biziz artık..bu toprakların tartışması gereken bir konu...neyse.......
......kendimizi kime göre bi bok sanıyoruz meselesi mühim....hiçbir cevabım yok bu soruya..yabancılaşıyorum kendime biliyorum...cevabım yok ama..kestirip atamayacak kadar seviyorum..neyi mi....hımmm...önce insanı...ucu açık sözcükler ve motivasyonu kendinden...teferruat olsam.................ne ilginç sözcüklerimin sertlinğini kırmak için incitmek istemiyorum kimseyi................susmalıyım ...küfür....alayıma....iç içe.....yeter...
...geçmiş zaman hikayesidir ya her geçen an gibi..umudun bundan aşağı kalır bir yanı olmalı mı ..umudun diğer şeylerden farkı nedir ki..saf bir umut varmıdır ki..benim yaşadıklarımdan başka nasıl bir umut olabilir...hepsinide yaşayan ben değilmiyim her yaşadığım anda o soyut umut hep aynı soyutlukta değilmiydi...üzerinde düşünmek lazım...köşebucaksız halı altına süpürmeden...sadece aklıma geldi...
.
...bütün sakinliğimle seyrediyorum..kızgınlığımsız....sesim kadarım....bilmiyorum bildiğimse susmam gerektiği...söz söyleyesim gelmiyor....beklemeli...çift yönlü...bağırsam benden başka kimse susmaz....bir sorun var bu böyle olamaz....duble yol olsam tayyip gibi olurum giderim gelirim....zamanın islam anlayışı .. ben olsam yeter yeter ki ben olayım sesi bende mi teyyareyim..işe bak ....olmazsam ölürüm.:)))).. ..
tamam artık herşey kendince olgunlaştı...mevsiminden önce olanlar en temelde hastalıklıdır..........ilginç değilmi...doğa kendi arızasını kendi tanımlıyor...insanlar gibi....turgenyev dostoyevski dostluğu gibi ...aşk nefret ilişkisi...ikiside puşkine aşık..........işe bak bu topraklarda kim peki.....ne ilginç bu soruya verilecek her isim gerçektir....aklınıza kim geliyorsa....bu konu da ilginçtir....bu toprakların tekrar tartışması gerekiyor....hemde kendi sağlığı için......bu yeni bir durumdur eskisiyle uzaktan yakından alakası yok.....geleni anlamak zorundayız....verceğimiz her cavap bizi daha başka yapacak....idrakımız kadar olacağız...ne ilginç farkındayım çok kullanıyorum bunu yerine bişi bulana kadar ama bu böyle....bütün uykusuzluğuma sesleniyorum........ineceğin durağı unutma........................
..
aşk üzerine
biliyorum sevmenin ne demek olduğunu.beni benden çıkardığını...kişisel olarak bildiğim bir şey...saf bir aşk yok doğada..herşey birbirine bağlı ve birbirini tetikleyen bir döngü var doğada ..her gerçeği bünyesine alarak çizgisel zamanda var oluyor....aşk tamda bunun yabancılaşmış halidir...anti tezidir....varoluş yok oluşun bir yanı matematiksel gerçek bir yanıyla yaşamak denen bütün kavrayışımız...her şeyiyle................
.