Levent Altaş - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı


Levent Altaş Özgeçmişi kaleme almanın lezzeti geçmiş günlere kısa bir zaman yolculuğu yapmakta gizli aslında.1954'te Beşiktaş akaretlerde şimdi oteller kompleksi olarak restore edilen eski vakıf evlerinden birinde gözlerimi dünyaya açmışım. Küçüklüğümden neredeyse genç bir delikanlı olana kadar İstanbul’un o herkesin dilinden düşmeyen güzeller güzeli haline ve o ‘Genç Cumhuriyet’ insanlarının kanaatkar ama vakur duruşlarına her yıl başka bir semte taşınarak yakından tanık oldum.

Çocukluk yıllarımın semt kaldırımlarında yazan “Yerlere Tükürmeyiniz” ibaresi hala gözlerimin önünde. Sokaklarda genel anlayışa aykırı hareket edenlerin uyarıldığı, insanların köpek dışkıları ya da kendi artıklarıyla şehri kirletmedikleri yıllardı. Anadolu yakasında oturduğumuz dönemlerde o zamanlar ayrı ayrı olan İlk ve orta öğrenimimi Kadıköy Özdemiroğlu İlkokulunda ve Kemal Atatürk Ortaokulu'nda tamamladım.

Daha sonra o sene yani 1968’de açılan Fenerbahçe Lisesi’ne girdim ve 1971’de ilk mezunlarından biri olarak bitirdim. O tarihler çok öncelerden beri Anadolu yakasının İstanbul’un sayfiye yeri özelliğini hala yitirmediği zamanlardı. Bir çok İstanbullu köklü ailelerin bu yakada yazlık köşkleri yalıları vardı. Bütün sahillerinden denize girilen, tramvaylarla ulaşımın yapıldığı trafik derdi diye bir sorunun bilinmediği, oyuncak legolardan yapma kent gibi olan bir İstanbul’u varın siz tahayyül edin.

O dönemin ‘bir tatlı huzur almaya’ gelindiği Kalamış iskelesinden balık tutar midye çıkarır akşam sahilindeki Köhne’de oturur gündelik konulara ülke meselelerine kafa yorar ya da bir yerlerde gitar çalar şarkı söylerdik. Şimdi olduğu gibi gençlerin bütün hayatı o ÖSS denilen ceberrut cehennem sınavına endeksli olmadığından olsa gerek üst üste boşa uğraşılardan sonra askere gitmem söz konusu olduğunda sıkı bir hazırlanmayla birinci tercihim olan İ.Ü. Fen Fakültesi Astronomi-Fizik Bölümü'nü kazandım ve 1979’da iyi dereceyle mezun oldum.

Lise sonrası ve fakülte yıllarımda hep bir yerlerdeki geçici işlerden para kazanma yollarını zorlardım ve hatta zaman zaman gerek orkestralarda gitar çalarak gerek matematik-fizik özel dersleri vererek ve aynı zamanda öğrenci kredisi alarak harçlığımı çıkarır aileme fazlaca yük olmazdım. Fakülteyi bitirdikten sonra ilk ciddi iş teşebbüsüm bir dershanede fizik-matematik hocası olarak çalışma hayatına atılmamdı. Ancak dershane hayatım kısa sürdü.

Kandilli Rasathanesi’ne bir fizikçi alınacağını öğrenmemle birlikte oraya müracaat ettim. Dönemin Rasathane müdürü rahmetli Prof. Dr. Muammer Dizer’in “lisansüstü yapmak için fakültene başvuruda bulun. Seni almazlarsa sınava bile gelme ben de almam” demesi üzerine aynı bölümde yüksek lisansa başladım ve o arada açılan sınavı kazanmış Kandilli Rasathanesi’nde fizikçi olarak göreve başlamıştım. Yüksek lisans çalışmamı 1981'de bitirdim ve hemen doktora programına yazıldım.

Ardından iş yerinden izinli sayılarak önceden müracaat ettiğim vatani görevim için kısa dönem er olarak Burdur topçu eğitim tugayına katıldım. 4 ay kısa dönem askerlikten sonra tekrar Rasathanedeki görevime döndüm. Bir süre sonra ben de evlenerek evliler kervanına katıldım ve bir sene sonra da bir oğlum dünyaya geldi. Bu arada ev bütçemiz Türkiye bütçesi gibi giderek açık vermeye başladığından akşamları ek iş olarak müzisyenlik yapmaya başladım yani eski mesleğime dönmüştüm. Bu durum bütün çalışma hayatım boyunca devam etti ve hala etmekte.

Daha önceleri Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir kurum olan Rasathane bu sıralarda yeni çıkartılan üniversiteler kanunu ile (YÖK) Boğaziçi Üniversitesi’ne ismi kısmen ancak bünyesi oldukça fazla değiştirilerek bir enstitü olarak bağlanmıştı. Genç Rasathaneciler olarak önceleri bu bağlantı olayına sevinmemize rağmen daha sonraları gerçek anlamda Rasathanenin hem ruhuna hem çalışma biçimine uyamadığını yıllar boyunca hem yaşadıklarımızdan hem de edindiğimiz acı tecrübelerden öğrenmiş olduk, ama ne fayda. atı alan Üsküdar’ı geçmiş Rasathane üniversite olma yoluna girmiş ancak ne deve ne de kuş olabilmişti.

1986'da doktora çalışmamı tamamlamam bu nedenle bana sadece ismimin önüne 2 harf ve 1 nokta işareti ilave etmeme yaradı; Dr. Rasathanede (aslında üniversitede) idari personel (memur) statüsündeydim ama 2005 yılına kadar çalıştığım süre içinde pek çok ulusal ve uluslararası toplantılara, panel, sempozyum ve kongrelere bildiri ve poster sunumlarımla katılmıştım. 19 adet yurtdışında ve 10 adet yurtiçinde çeşitli dergilerde yayınlanmış kimi ortak kimi tek başına bilimsel çalışmalarım oldu.

Yurt içinde çeşitli dergilere 100’e yakın sayıda popüler bilim yazıları yazdım. Bunların yanı sıra çeşitli projelerde görev aldım, Tv ve radyo programlarına katıldım kimi gazetelere röportajlar verdim. Halen Türk Astronomi Derneği üyesiyim, gitar ve kontrbas çalmak, şiir yazmak, evrende yaşam ve ufo konuları çalışma ve ilgi alanım içindedir. Şu sıralar http://www.gundemde.com portalını etkin tutmaya uğraşıyorum, özel bir lisede hocalık yapıyorum yine müzik çalışmalarım sürüyor ayrıca popüler bilim konularında çeşitli yerlere yazılar yazmaya devam ediyorum.