ne desem ne anlatsam yine eksik kalacak..siz bilinmeyen yolları arşınlıyorum sanacaksınız...ben hala yola çıkmadım diyeceğim...o yüzden..demeseydim dediğim yerlerimden tutarak kendimi, büzüşüyorum..birşey olmaktan yorulmadınız mı...şey olmakta zor..ben hiç olmayı tercih ederim....sizde deneyin..bir bakalım hiçlikten nereye düşüyor gölgemiz....dediklerime kendim bile inanmazken...siz neden inandırmaya çalışasınızki...burdayım çünkü; ile başlayan hiç bir açıklamam yok..olmasında..büyük laflar edip olmak istediğimiz yüzler adamlar yada kadınlar olarak kendimize tuttuğumuz aynada yok yansımamız..kusmuk kadar bile gerçek değilken..neden birbirimize kendimizi inandırmak için bir başkası olmayı göze alıyoruz..offf kendimden bile sıkıldım...ben de ukala o yüce bilgin insanlardanım eyvahh...en sevdiğim yere geldik ben ineyim....SUSMALAR DURAĞI....AZ ÖNCEKİ SAPAKTAYDI...KAPTAN BAS GERİİİ....
ince not:ama yinede herşeyi üstleniyorum..ve nota ek:düş bitti...
SESSİZ
Şimdi on ikiye kadar sayacak ve hep birlikte susacağız.
Bir an olsun toprağın yüzünde konuşmayalım hiçbir dilde, bir saniye duralım, sallamayalım kollarımızı bu kadar.
Acelesiz, motorlarsız ne mis kokan bir an olurdu, birlikte hepimiz apansız bir gariplikte.
İncitmezdi balinayı balıkçılar soğuk denizde tuz toplayan adam bakardı yaralı ellerine
Yeşil savaşlar hazırlayanlar, gazlı savaşlar, ateşli savaşlar, yaşayanı kalmayan zaferler, temiz giysiler giyerlerdi yürüyüp kardeşleriyle gölgede, bir şey yapmadan.
İstediğim karıştırılmasın kesin eylemsizlikle: ne yaparsa odur yaşam bir işim yok benim ölümle.
Götürebilmek uğruna hayatımızı bu kadar sıradan olmasaydık, ve bir an, hiçbir şey yapmasaydık, belki dev bir sessizlik yarıda kesebilirdi kederini kendimizi hiç anlamayışımızın, kendimizi ölümle korkutmanın, bilki de toprak öğretecek bize ölü görünen her şeyin aslında canlı olduğunu.
Şimdi on ikiye kadar sayacağım sessiz olun, ben gideceğim.
ne desem ne anlatsam yine eksik kalacak..siz bilinmeyen yolları arşınlıyorum sanacaksınız...ben hala yola çıkmadım diyeceğim...o yüzden..demeseydim dediğim yerlerimden tutarak kendimi, büzüşüyorum..birşey olmaktan yorulmadınız mı...şey olmakta zor..ben hiç olmayı tercih ederim....sizde deneyin..bir bakalım hiçlikten nereye düşüyor gölgemiz....dediklerime kendim bile inanmazken...siz neden inandırmaya çalışasınızki...burdayım çünkü; ile başlayan hiç bir açıklamam yok..olmasında..büyük laflar edip olmak istediğimiz yüzler adamlar yada kadınlar olarak kendimize tuttuğumuz aynada yok yansımamız..kusmuk kadar bile gerçek değilken..neden birbirimize kendimizi inandırmak için bir başkası olmayı göze alıyoruz..offf kendimden bile sıkıldım...ben de ukala o yüce bilgin insanlardanım eyvahh...en sevdiğim yere geldik ben ineyim....SUSMALAR DURAĞI....AZ ÖNCEKİ SAPAKTAYDI...KAPTAN BAS GERİİİ....
ince not:ama yinede herşeyi üstleniyorum..ve nota ek:düş bitti...
SESSİZ
Şimdi on ikiye kadar sayacak
ve hep birlikte susacağız.
Bir an olsun toprağın yüzünde
konuşmayalım hiçbir dilde,
bir saniye duralım,
sallamayalım kollarımızı bu kadar.
Acelesiz, motorlarsız
ne mis kokan bir an olurdu,
birlikte hepimiz
apansız bir gariplikte.
İncitmezdi balinayı
balıkçılar soğuk denizde
tuz toplayan adam
bakardı yaralı ellerine
Yeşil savaşlar hazırlayanlar,
gazlı savaşlar, ateşli savaşlar,
yaşayanı kalmayan zaferler,
temiz giysiler giyerlerdi
yürüyüp kardeşleriyle
gölgede, bir şey yapmadan.
İstediğim karıştırılmasın
kesin eylemsizlikle:
ne yaparsa odur yaşam
bir işim yok benim ölümle.
Götürebilmek uğruna hayatımızı
bu kadar sıradan olmasaydık,
ve bir an, hiçbir şey yapmasaydık,
belki dev bir sessizlik
yarıda kesebilirdi kederini
kendimizi hiç anlamayışımızın,
kendimizi ölümle korkutmanın,
bilki de toprak öğretecek bize
ölü görünen her şeyin
aslında canlı olduğunu.
Şimdi on ikiye kadar sayacağım
sessiz olun, ben gideceğim.
Pablo Neruda