gidişin, gitmeyi kafaya koymuşluğun kadar acıtmaz canımı... gidersen; biz ölür... ben kalır...
KORKMUYORUM SENi SEVMEKTEN
Kaçmaya çalıştığın gerçek, Birgün karşına çıkacak. Ve işte o gün Kaçacak yerin olmayacak. Ben senin varlığını seviyorum, Yokluğunu seviyorum Sana ulaşamadığım dakikalarda. Seni duymayı Seni özlemeyi Hiç görmesem bile seninle olmayı seviyorum. Hiç korkmuyorum seni sevmekten. Senin gülüşünü seviyorum. Her bana bakışında Gözlerinede okuduğum o duyguyu Gözlerindeki gözlerimi seviyorum. Gönlünü seviyorum Özünü seviyorum senin Dudaklarındaki sözlerimi seviyorum Yine de korkmuyorum seni sevmekten. Ben sendeki o sıcaklığı Sana olan uzaklığı seviyorum. Yanaklarından akan göz yaşlarını En çok, dağınık olduğunda saçlarını Beni arayan ellerini seviyorum. Yalnızlığımı seviyorum sebebi sensen Ayrılığını seviyorum, En çok yalnız kaldığımda Beni bulan gönlünü seviyorum. Ben en çok senin bana olan Sevgini seviyorum. İçimden haykırmak geliyor. Dünyaya sığdıramadığım seni Kalbime sığdırmak geliyor. Ağlamak geliyor seni görmezsem Özlemek geçiyor içimden seni Sevmek geçiyor. İçimden sana doğru giden Bin bir türlü yol geçiyor. İçimden sen mutlu olacaksan Ölmek bile geçiyor gülüm. Yine de korkmuyorum seni sevmekten. Ben yalnızca seni seviyorum, Ne o muhteşem güzelliğin Ne kalbimdeki özelliğin Ne de sevdiğim için değil, Seni yalnızca sen olduğun için, Ruhun için Kalbin için Aklın ve sevgin için seviyorum seni. Ben seni en çok kendim için seviyorum Belki de ilk defa bencil oluşumu Sana borçlu olduğum için. Seni her şey için seviyorum. Ve sahip olmadığım Hiçbir şey için. Yine de korkmuyorum seni sevmekten. Her dakika seninle olmayı seviyorum. Gözlerimi her açtığımda Aklıma gelişini seviyorum. Her gece uyumadan önce Seni sevdiğim aklıma gelince Sensiz uyumayı bile seviyorum Uyumadan önce seni düşününce. Ben seni en çok Umutsuzluğumda beni bulduğun için seviyorum. Yine de korkmuyorum seni sevmekten. Ben seni bu şehirde olduğun için değil Benimle aynı toprağa ayak bastığın için Benimle aynı gökyüzünü paylaştığın için seviyorum. Geceleri benim yüzüme vuran ay ışığı Senin de gözlerine vurduğu için seviyorum. Benim kemiklerimi ısıtan yaz güneşi Sana da sıcaklık veriyor diye seviyorum seni. Beş bin yaşındaki bu dünyada Benimle aynı zamanı paylaştığın için seviyorum. Ben seni benimle yaşadığın için Benden hiç gitmediğin için seviyorum Beni hiç terketmediğin için. Ellerini seviyorum ALLAH'a açıldığında Kalbini seviyorum kapıları açıldığında Ve gözlerini seviyorum Her karşımda kapanıp açıldığında. Bana baktığında İçimde yakaladığın coşkumu seviyorum, Her bana baktığında Seni sevdiğimi hatırlamayı seviyorum. Yine de korkmuyorum seni sevmekten. Her kibrit çaktığımda Alevin içinde seni görmeyi seviyorum. Her sigara yaktığımda Dumanın şeklinde seni görmeyi seviyorum. Her bana baktığında O kadar çok seviyorum ki seni sevmeyi Yalnızca sen olduğun için hayatımda Kendimi bile seviyorum Sen olunca aklımda. Kalbimi seviyorum seni seviyor diye Gözlerimi seviyorum seni görüyor diye. Ruhumu seviyorum, seni ruhuna Bu kadar yakın diye. Varlığımı seviyorum, Sırf sana borçlu olduğum için Mutluğumu seviyorum. Gülümsememi seviyorum seni düşününce Ayakta kalışımı seviyorum sebebi sen olunca Yine de korkmuyorum seni sevmekten. Ben sana olan sevgimi yazan Kalemimi seviyorum. Senin adını yazdığım kağıdı seviyorum. Sana olan sevgime benzettiğim Her sevgiyi seviyorum. Bana seni hatırlatan herşeyi Sana giden yolları seviyorum. O kadar çok seviyorum ki seni Seni kaybetmek korkusunu bile, İçinde yalnızca, sen olduğun için Sana karşı duyduğum bir duygu olduğu için Korkumun sebebinde sen olduğun için seviyorum. Yine de korkmuyorum seni sevmekten. Yine de korkmuyorum seni sevmekten. Seni seviyorum.
Ihlamurlar çiçek açınca gel
Uzun uzun oldu saçlarının hasreti, düşen içime Işıl ışıl gözlerin değdi, rüyalarımda tenime Yanlızlık öptü aklımı, yankısı düştü dokunduğun yerlerime Sorma bana ne zaman geleyim diye Ihlamurlar çiçek açınca gel kon Kokularını boynuma, dudaklarını dola kalbime
Hasret çiçekleri açtı, kırmızı, mavi, mor renkte Rüyalar dolaştı yıldız yıldız, gelip geçen aşk treninde Kaçak bindim biletsizim, aşk kondüktörü peşimde Sorma bana ne zaman geleyim diye Ihlamurlar çiçek açınca gel, gir yanık gönlüme
Fütursuz ol, acele gel, çabuk gel Bak pusu kurmuş yollarımda, şu namert- kahpe ecel Bir mektubun gelsin önce, bana bin ölüme bedel Sorma bana ne zaman geleyim diye Ihlamurlar çiçek açınca gel, gir tutku yüklü düşlerime
Atım yok, silahım çok, avradım yok Düşmansa sorma bana her şey vız gelir Lakin kendimden güçlü düşmanım yok Bir mektubun yolla yolla önce, galip geleyim içimdeki düşmana Ne zaman geleyim diye, sakın sorma bana Ihlamurlar çiçek açınca gel, gir dokunduğun ücralarıma
Yok dünyada senin gibi, at gibi, avrat gibi İşte Anadolu, Mezapotamya, işte Asya, Avrupa Yazacağım göz yaşımla ismini saman yoluna Sen göndereceğin mektubunda, bana bir selamını yolla Ne zaman geleyim diye sorma bana Ihlamurlar çiçek açınca gel, çıplak kalmış uzuvlarıma
Tarih tarih okuyayım bedenini, vuslatını Aşkın adını koyayım, gözlerinin farını Sarıla sarıla uyuyayım, koklayayım tadını Ne zaman geleyim diye sorma bana, unutamadım ki aşkını Ihlamurlar çiçek açınca gel, çekeyim kokunu doya doya Hissedeyim varlığını
Bin aşk için ölünmez mi, bin parçaya bölünmez mi Bir selamın çok mu bana, şu yüreğim erimez mi Canım koptu dalından, pürsümüş erik gibi Ne zaman geleyim diye sakın sorma Ihlamurlar çiçek açınca gel, aşk lezzeti yüklü kollarıma
Adım adım yaşıyorum, sensizliğin adını Sorma ben ne yapıyorum, aklım üşüttü kaçırdı tadını Kalbim sancıyorda, çok özlüyor sultanını Ne zaman geleyim diye sorma bana Ihlamurlar çiçek açınca gel, dolan ivme ivme damarlarımı
Aşkı yazarım, seni yazarım, dudağına susadım Ben unutma ki sana tutsak bi-çare bi Kibarım Sadece sana ve Tanrıya yalvarırım Bir mektubun gelsin önce Sonra ıhlamurlar çiçek açınca sen gel Ben seni bir gecede Bin gece yaşamışcasına bulutlarda uçuracağım Ne zaman Ne zaman diye sorma bana
Seni Sevmek Seni sevmek balığı Urfa’da avlamaktır Balıklı gölde yasak olduğu için güzeldir Seni sevmek Munzur dağlarında kamalı keklik avıdır Hani keklikler yorulur da kara düşünce kalkamaz...
Seni sevmek yedisinde bir sabinin günlük gelirine konmaktır Alaca şafakta çıkmıştır yola Simidinin yarısını satmıştır Yüreği küçülmüştür elleri büyüdükçe...
Seni sevmek bir trencinin tren altında kalması gibidir Çığlığı düdük sesine Hasreti raylara takılı kalır...
Seni sevmek kaşarlaşmış bir celladın kendini asması gibidir Asılı cesede bakıp ta hem ağlar hem güler ya Oysa bir avuç gözyaşıdır bedenini astıklarından arta kalan...
Seni sevmek zordur güzelim Seni sevmek çelişkilidir Ölümle yaşamın kardeşçe birliğidir Ölünün mezarı görüp vazgeçmesi gibidir Buna rağmen seni sevmek güzeldir... *-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-
BEN GELDİM DOST
Ben geldim dost…! Kaç zaman oldu görmeyeli, sesini duymayalı, Yalnızlığımla geldim sana Paylaşır mısın. Öylesine naçar yüreğim, öylesine suskun ki sözlerim, Dinler misin beni.
Ben geldim dost…! Tahammül sınırımı, haykırışlarıma teslim ederek geldim, Olduğum gibi geldim sana Kabul eder misin. Öylesine yorgun itirazlarım, öylesine bitkin ki direnişlerim, Sakinleştirir misin yüreğimi.
Ben geldim dost…! Kaç bahar oldu, sensiz birikti hüzünlerim, Kaçışlarımla geldim sana Anlar mısın Öylesine öfkeli ruhum, öylesine kırgın ki duygularım, Güldürür müsün beni
Ben geldim dost…! Birikmiş yıkıntıları, giden zamana serperek geldim, Ümitlerimle geldim sana Görür müsün Öylesine sevinçli beklemelerim, öylesine sabırsız ki ellerim, Tutar mısın ellerimi
Ben geldim dost…! Sorgularımı, varlığınla onaylamaya geldim Riyasız bir sevgiyle geldim sana Hisseder misin Öylesine sevgisiz insanlar, öylesine hırçın ki yürekleri, Teselli eder misin beni
Bu kara yazgıdır Zilan; Topraksız olmak, yetim kalmak yetmezmiş kimin Sensiz de olmak kara yazgıdır kurban... Bilisen Kaç gece kaç gündüz adını sayıklamışam İçimden atamamışam Köçelerde yolunu gözlemişem El etmişem, işmar etmişem Sen gülmüş geçmişsen Zilan... Ne zaman büyümüşsen farketmemişem Ne zaman ellerin büyümüş Ne zaman gözlerin büyümüş Ne zaman bürünmüşsen kara çarşafa Bir gözlerin görmüşem ceylan kimin vurulmuşam. Sen gülmüş geçmişsen Zilan... Daracık köçelere sığmamış sevdam Seni Halilrahman'da sormuşam Anzılha'da Urfa kalasında Nemrut köşküne adını kazımışam Sen gülmüş geçmişsen Zilan... Şimdi gelin olisen telli duvaklı Yine gülü misen biye? Kara Şar'dan gelen deli oğlan deyi misen? Sevdanı içime gömdüm bilesen Bu kentin hampara taşlarına sır sakladım. Üç kuruşluk başlık parasına değer miydi Zilan... Bilirem dahlin yoktur bu işde. Töreler böyle demiş, yazgılar böyle çizmiş. Kim karşı gelmiş ki sen de gelesen. Atalar boynumuz kıldan incedir demiş...
Her şafak seninle sökerdi Zilan. Sıcak yaz geceleri seninle eserdi. Ben siye şiirler okurdum. Sen biye Urfa türkülerini... Yediveren gülleri kimin açılırdın baharla Karakoyun deresinden çiçekler getirirdin. Önceleri inanmamıştım sevdiğine. Fakat anladım zamanla. Seni yitirmek kor kimin yaktı yüreğimi; Acımı anla... Kar ender yağardı Urfa'ya Sevdamız yağan kar kimin aktı. Hatırlı misen bir de tutkumuz Yağmurda 'çömçe gelin' oynamaktı... Şimdi sen mi gelin olisen Zilan? Sevgin bir yanda Töreler diğer yanda Duydum ki 'KUMA' olmişsen Akar suda saman çöpü gibi çaresiz Ve de köle kimin itaatkar, sessiz gidisen Oldu mu ya? ... Kaçıncı asrını yaşamakta Harran'da toprak? Bu kenti terkediyem Zilan. Anzılha'da kutsal balıklar şahidim olsun ki, Bu kenti terkediyem... Yasak mayın tarlalarını, Kaçakda kol verenleri, Can verenleri terkediyem... Efsunlu akrepleri, çıyanları Urfa kalasında kenetlenen efsane şahmaranı Kümbetlerde barınan sahipsiz insanları, terkediyem. Körpecik bedenine uzanan hoyrat elleri itmediğin için Yıllardır söylenen ninniyi yazgı bellidiğin için Bu kenti terkediyem... Bu sana son satırlarım Zilan... Biliyem unutacaksan beni. 'Unutmam' deme biye Davullar uranda unutmalısan. Yoksa nasıl yaşayabilir insan...
Hani ağaçları çiçek açardı ya Hani Urfa divanı çalınırdı sıra gecelerinde. İşte ben Her çiçek açanda nar ağaçları Ve söylenende Urfatürküleri Seni ve gülüşünü hatırlayacağam... Bundan böyle cigaramda dumansın Kaçak tütünden sarılmış... Her içime çekişde ağun yakacak beni. Kendini düşünmedin, beni düşünmedin Sevdanı düşünmedin, çocuklarını düşün. Seni tutsak, beni esrik eden töreler; Çocuklarını da yakacak bir gün... Bu kara yazgı değildir ZİLAN... Topraksız olmak, yetim kalmak yetmezmiş kimin Sensiz olmak da kara yazgı değildir kurban... Bu çağlar boyu insanları kul eden Bağnazlıktır ki, yıkılacak. Bilisen ZİLAN. Sen görmesen de Ben görmesem de Ceylan gözlü çocukların görecek ZİLAN...
gidersen;
gittiğinle kalırsın...
azığında hüzün olur bilirim...
gidersen;
git...
ardına bakmaksızın koş yolları...
git...
gidişin,
gitmeyi kafaya koymuşluğun kadar acıtmaz canımı...
gidersen;
biz ölür...
ben kalır...
KORKMUYORUM SENi SEVMEKTEN
Kaçmaya çalıştığın gerçek,
Birgün karşına çıkacak.
Ve işte o gün
Kaçacak yerin olmayacak.
Ben senin varlığını seviyorum,
Yokluğunu seviyorum
Sana ulaşamadığım dakikalarda.
Seni duymayı
Seni özlemeyi
Hiç görmesem bile seninle olmayı seviyorum.
Hiç korkmuyorum seni sevmekten.
Senin gülüşünü seviyorum.
Her bana bakışında
Gözlerinede okuduğum o duyguyu
Gözlerindeki gözlerimi seviyorum.
Gönlünü seviyorum
Özünü seviyorum senin
Dudaklarındaki sözlerimi seviyorum
Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
Ben sendeki o sıcaklığı
Sana olan uzaklığı seviyorum.
Yanaklarından akan göz yaşlarını
En çok, dağınık olduğunda saçlarını
Beni arayan ellerini seviyorum.
Yalnızlığımı seviyorum sebebi sensen
Ayrılığını seviyorum,
En çok yalnız kaldığımda
Beni bulan gönlünü seviyorum.
Ben en çok senin bana olan
Sevgini seviyorum.
İçimden haykırmak geliyor.
Dünyaya sığdıramadığım seni
Kalbime sığdırmak geliyor.
Ağlamak geliyor seni görmezsem
Özlemek geçiyor içimden seni
Sevmek geçiyor.
İçimden sana doğru giden
Bin bir türlü yol geçiyor.
İçimden sen mutlu olacaksan
Ölmek bile geçiyor gülüm.
Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
Ben yalnızca seni seviyorum,
Ne o muhteşem güzelliğin
Ne kalbimdeki özelliğin
Ne de sevdiğim için değil,
Seni yalnızca sen olduğun için,
Ruhun için
Kalbin için
Aklın ve sevgin için seviyorum seni.
Ben seni en çok kendim için seviyorum
Belki de ilk defa bencil oluşumu
Sana borçlu olduğum için.
Seni her şey için seviyorum.
Ve sahip olmadığım
Hiçbir şey için.
Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
Her dakika seninle olmayı seviyorum.
Gözlerimi her açtığımda
Aklıma gelişini seviyorum.
Her gece uyumadan önce
Seni sevdiğim aklıma gelince
Sensiz uyumayı bile seviyorum
Uyumadan önce seni düşününce.
Ben seni en çok
Umutsuzluğumda beni bulduğun için seviyorum.
Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
Ben seni bu şehirde olduğun için değil
Benimle aynı toprağa ayak bastığın için
Benimle aynı gökyüzünü paylaştığın için seviyorum.
Geceleri benim yüzüme vuran ay ışığı
Senin de gözlerine vurduğu için seviyorum.
Benim kemiklerimi ısıtan yaz güneşi
Sana da sıcaklık veriyor diye seviyorum seni.
Beş bin yaşındaki bu dünyada
Benimle aynı zamanı paylaştığın için seviyorum.
Ben seni benimle yaşadığın için
Benden hiç gitmediğin için seviyorum
Beni hiç terketmediğin için.
Ellerini seviyorum ALLAH'a açıldığında
Kalbini seviyorum kapıları açıldığında
Ve gözlerini seviyorum
Her karşımda kapanıp açıldığında.
Bana baktığında
İçimde yakaladığın coşkumu seviyorum,
Her bana baktığında
Seni sevdiğimi hatırlamayı seviyorum.
Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
Her kibrit çaktığımda
Alevin içinde seni görmeyi seviyorum.
Her sigara yaktığımda
Dumanın şeklinde seni görmeyi seviyorum.
Her bana baktığında
O kadar çok seviyorum ki seni sevmeyi
Yalnızca sen olduğun için hayatımda
Kendimi bile seviyorum
Sen olunca aklımda.
Kalbimi seviyorum seni seviyor diye
Gözlerimi seviyorum seni görüyor diye.
Ruhumu seviyorum, seni ruhuna
Bu kadar yakın diye.
Varlığımı seviyorum,
Sırf sana borçlu olduğum için
Mutluğumu seviyorum.
Gülümsememi seviyorum seni düşününce
Ayakta kalışımı seviyorum sebebi sen olunca
Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
Ben sana olan sevgimi yazan
Kalemimi seviyorum.
Senin adını yazdığım kağıdı seviyorum.
Sana olan sevgime benzettiğim
Her sevgiyi seviyorum.
Bana seni hatırlatan herşeyi
Sana giden yolları seviyorum.
O kadar çok seviyorum ki seni
Seni kaybetmek korkusunu bile,
İçinde yalnızca, sen olduğun için
Sana karşı duyduğum bir duygu olduğu için
Korkumun sebebinde sen olduğun için seviyorum.
Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
Seni seviyorum.
Ihlamurlar çiçek açınca gel
Uzun uzun oldu saçlarının hasreti, düşen içime
Işıl ışıl gözlerin değdi, rüyalarımda tenime
Yanlızlık öptü aklımı, yankısı düştü dokunduğun yerlerime
Sorma bana ne zaman geleyim diye
Ihlamurlar çiçek açınca gel kon
Kokularını boynuma, dudaklarını dola kalbime
Hasret çiçekleri açtı, kırmızı, mavi, mor renkte
Rüyalar dolaştı yıldız yıldız, gelip geçen aşk treninde
Kaçak bindim biletsizim, aşk kondüktörü peşimde
Sorma bana ne zaman geleyim diye
Ihlamurlar çiçek açınca gel, gir yanık gönlüme
Fütursuz ol, acele gel, çabuk gel
Bak pusu kurmuş yollarımda, şu namert- kahpe ecel
Bir mektubun gelsin önce, bana bin ölüme bedel
Sorma bana ne zaman geleyim diye
Ihlamurlar çiçek açınca gel, gir tutku yüklü düşlerime
Atım yok, silahım çok, avradım yok
Düşmansa sorma bana her şey vız gelir
Lakin kendimden güçlü düşmanım yok
Bir mektubun yolla yolla önce, galip geleyim içimdeki düşmana
Ne zaman geleyim diye, sakın sorma bana
Ihlamurlar çiçek açınca gel, gir dokunduğun ücralarıma
Yok dünyada senin gibi, at gibi, avrat gibi
İşte Anadolu, Mezapotamya, işte Asya, Avrupa
Yazacağım göz yaşımla ismini saman yoluna
Sen göndereceğin mektubunda, bana bir selamını yolla
Ne zaman geleyim diye sorma bana
Ihlamurlar çiçek açınca gel, çıplak kalmış uzuvlarıma
Tarih tarih okuyayım bedenini, vuslatını
Aşkın adını koyayım, gözlerinin farını
Sarıla sarıla uyuyayım, koklayayım tadını
Ne zaman geleyim diye sorma bana, unutamadım ki aşkını
Ihlamurlar çiçek açınca gel, çekeyim kokunu doya doya
Hissedeyim varlığını
Bin aşk için ölünmez mi, bin parçaya bölünmez mi
Bir selamın çok mu bana, şu yüreğim erimez mi
Canım koptu dalından, pürsümüş erik gibi
Ne zaman geleyim diye sakın sorma
Ihlamurlar çiçek açınca gel, aşk lezzeti yüklü kollarıma
Adım adım yaşıyorum, sensizliğin adını
Sorma ben ne yapıyorum, aklım üşüttü kaçırdı tadını
Kalbim sancıyorda, çok özlüyor sultanını
Ne zaman geleyim diye sorma bana
Ihlamurlar çiçek açınca gel, dolan ivme ivme damarlarımı
Aşkı yazarım, seni yazarım, dudağına susadım
Ben unutma ki sana tutsak bi-çare bi Kibarım
Sadece sana ve Tanrıya yalvarırım
Bir mektubun gelsin önce
Sonra ıhlamurlar çiçek açınca sen gel
Ben seni bir gecede
Bin gece yaşamışcasına bulutlarda uçuracağım
Ne zaman
Ne zaman diye sorma bana
'' IHLAMURLAR! ... ''
'' IHLAMURLAR ÇİÇEK AÇINCA! ... ''
Kibar Tavasav
Seni Sevmek
Seni sevmek balığı Urfa’da avlamaktır
Balıklı gölde yasak olduğu için güzeldir
Seni sevmek Munzur dağlarında kamalı keklik avıdır
Hani keklikler yorulur da kara düşünce kalkamaz...
Seni sevmek yedisinde bir sabinin günlük gelirine konmaktır
Alaca şafakta çıkmıştır yola
Simidinin yarısını satmıştır
Yüreği küçülmüştür elleri büyüdükçe...
Seni sevmek bir trencinin tren altında kalması gibidir
Çığlığı düdük sesine
Hasreti raylara takılı kalır...
Seni sevmek kaşarlaşmış bir celladın kendini asması gibidir
Asılı cesede bakıp ta hem ağlar hem güler ya
Oysa bir avuç gözyaşıdır bedenini astıklarından arta kalan...
Seni sevmek zordur güzelim
Seni sevmek çelişkilidir
Ölümle yaşamın kardeşçe birliğidir
Ölünün mezarı görüp vazgeçmesi gibidir
Buna rağmen seni sevmek güzeldir...
*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-
BEN GELDİM DOST
Ben geldim dost…!
Kaç zaman oldu görmeyeli, sesini duymayalı,
Yalnızlığımla geldim sana
Paylaşır mısın.
Öylesine naçar yüreğim, öylesine suskun ki sözlerim,
Dinler misin beni.
Ben geldim dost…!
Tahammül sınırımı, haykırışlarıma teslim ederek geldim,
Olduğum gibi geldim sana
Kabul eder misin.
Öylesine yorgun itirazlarım, öylesine bitkin ki direnişlerim,
Sakinleştirir misin yüreğimi.
Ben geldim dost…!
Kaç bahar oldu, sensiz birikti hüzünlerim,
Kaçışlarımla geldim sana
Anlar mısın
Öylesine öfkeli ruhum, öylesine kırgın ki duygularım,
Güldürür müsün beni
Ben geldim dost…!
Birikmiş yıkıntıları, giden zamana serperek geldim,
Ümitlerimle geldim sana
Görür müsün
Öylesine sevinçli beklemelerim, öylesine sabırsız ki ellerim,
Tutar mısın ellerimi
Ben geldim dost…!
Sorgularımı, varlığınla onaylamaya geldim
Riyasız bir sevgiyle geldim sana
Hisseder misin
Öylesine sevgisiz insanlar, öylesine hırçın ki yürekleri,
Teselli eder misin beni
*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-
ZİLAN
Bu kara yazgıdır Zilan;
Topraksız olmak, yetim kalmak yetmezmiş kimin
Sensiz de olmak kara yazgıdır kurban...
Bilisen
Kaç gece kaç gündüz adını sayıklamışam
İçimden atamamışam
Köçelerde yolunu gözlemişem
El etmişem, işmar etmişem
Sen gülmüş geçmişsen Zilan...
Ne zaman büyümüşsen farketmemişem
Ne zaman ellerin büyümüş
Ne zaman gözlerin büyümüş
Ne zaman bürünmüşsen kara çarşafa
Bir gözlerin görmüşem ceylan kimin vurulmuşam.
Sen gülmüş geçmişsen Zilan...
Daracık köçelere sığmamış sevdam
Seni Halilrahman'da sormuşam Anzılha'da
Urfa kalasında Nemrut köşküne adını kazımışam
Sen gülmüş geçmişsen Zilan...
Şimdi gelin olisen telli duvaklı
Yine gülü misen biye?
Kara Şar'dan gelen deli oğlan deyi misen?
Sevdanı içime gömdüm bilesen
Bu kentin hampara taşlarına sır sakladım.
Üç kuruşluk başlık parasına değer miydi Zilan...
Bilirem dahlin yoktur bu işde.
Töreler böyle demiş, yazgılar böyle çizmiş.
Kim karşı gelmiş ki sen de gelesen.
Atalar boynumuz kıldan incedir demiş...
Her şafak seninle sökerdi Zilan.
Sıcak yaz geceleri seninle eserdi.
Ben siye şiirler okurdum.
Sen biye Urfa türkülerini...
Yediveren gülleri kimin açılırdın baharla
Karakoyun deresinden çiçekler getirirdin.
Önceleri inanmamıştım sevdiğine.
Fakat anladım zamanla.
Seni yitirmek kor kimin yaktı yüreğimi;
Acımı anla...
Kar ender yağardı Urfa'ya
Sevdamız yağan kar kimin aktı.
Hatırlı misen bir de tutkumuz
Yağmurda 'çömçe gelin' oynamaktı...
Şimdi sen mi gelin olisen Zilan?
Sevgin bir yanda Töreler diğer yanda
Duydum ki 'KUMA' olmişsen
Akar suda saman çöpü gibi çaresiz
Ve de köle kimin itaatkar, sessiz gidisen
Oldu mu ya? ...
Kaçıncı asrını yaşamakta Harran'da toprak?
Bu kenti terkediyem Zilan.
Anzılha'da kutsal balıklar şahidim olsun ki,
Bu kenti terkediyem...
Yasak mayın tarlalarını,
Kaçakda kol verenleri,
Can verenleri terkediyem...
Efsunlu akrepleri, çıyanları
Urfa kalasında kenetlenen efsane şahmaranı
Kümbetlerde barınan sahipsiz insanları, terkediyem.
Körpecik bedenine uzanan hoyrat elleri itmediğin için
Yıllardır söylenen ninniyi yazgı bellidiğin için
Bu kenti terkediyem...
Bu sana son satırlarım Zilan...
Biliyem unutacaksan beni.
'Unutmam' deme biye
Davullar uranda unutmalısan.
Yoksa nasıl yaşayabilir insan...
Hani ağaçları çiçek açardı ya
Hani Urfa divanı çalınırdı sıra gecelerinde.
İşte ben
Her çiçek açanda nar ağaçları
Ve söylenende Urfatürküleri
Seni ve gülüşünü hatırlayacağam...
Bundan böyle cigaramda dumansın
Kaçak tütünden sarılmış...
Her içime çekişde ağun yakacak beni.
Kendini düşünmedin, beni düşünmedin
Sevdanı düşünmedin, çocuklarını düşün.
Seni tutsak, beni esrik eden töreler;
Çocuklarını da yakacak bir gün...
Bu kara yazgı değildir ZİLAN...
Topraksız olmak, yetim kalmak yetmezmiş kimin
Sensiz olmak da kara yazgı değildir kurban...
Bu çağlar boyu insanları kul eden
Bağnazlıktır ki, yıkılacak.
Bilisen ZİLAN.
Sen görmesen de
Ben görmesem de
Ceylan gözlü çocukların görecek ZİLAN...